Güneş Gazetesi Yazarı
Talat Atilla,
Ankara'nın gündemine oturan Gökçek -
Baykal görüşmesinin detaylarını yazdı.
İster belediye başkanı, isterse bir partinin genel başkanı olun;
Melih Gökçek sizin rakibiniz ise, işiniz gerçekten zor. Nereden, ne zaman, niye hamle yaptığını bilmeye vaktiniz bile olmayabilir. Baş etmek zor.
Melih Gökçek'in son hamlesi, ne demek istediğimi ete kemiğe büründürmeye yeterince kafi… Gökçek, Ankara Çayyolu'nda yaptırılan ‘Ceren
Parkı'nın açılışını her fırsatta eleştirdiği
Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti içi en önemli rakibi,
CHP eski genel başkanı ve
Antalya Milletvekili Deniz Baykal'la birlikte gerçekleştirdi.
Bununla da yetinmedi! Açılıştan 10 dakika sonra Gökçek ve Baykal bu sefer de gizlice Sushi isimli
restoranda baş başa 1 saat görüştüler. Soru şu; Kılıçdaroğlu ve Gökçek'in tabiri caiz ise birbirlerini öldürme planları yaptıkları bir süreçte Baykal ve Gökçek birlikte park açıp, daha sonra gizlice baş başa 1 saat neden görüştüler? Daha doğrusu Gökçek, Baykal'ı bu görüşmeye nasıl ikna etti? Kılıçdaroğlu ve CHP'nin ateşli muhalifi Gökçek'in açılış ve özel görüşme teklifinin Kemal Kılıçdaroğlu'nu küplere bindireceğini bile bile Baykal bu teklifi neden kabul etti? Daha da ötesi bu gizemli görüşmede neler konuşuldu?
Gökçek&Baykal görüşmesine
kulak misafiri olan bir restoran sakinine göre bu
sürpriz buluşmada çok önemli konuşmalar yapıldı. Haber kaynağımın aktardığı gizli görüşmenin diyalogları şöyle gelişti;
Baykal: Genel başkanken de özel sohbetlerimizde söylemiştim. Başarılı bir belediye başkanısınız Melih bey.
Gökçek: Sağolun, özel sohbetlerimizde hakkımı teslim ettiniz doğru ama keşke basının önünde de Melih Gökçek başarılıdır deseniz!
Baykal: (Gülerek) Siyaseti iyi bilirsiniz Melih bey.
Gökçek: (Tebessümle) Evet o da doğru. Yalnız sizin hakkınızı da teslim edeyim. Siz hiç değilse konuşulabilir bir genel başkandınız. Bu adamla (Kılıçdaroğlu'nu kastediyor) ne CHP, ne de
Türkiye ileri gider. Çarkçının kralı bu.
Sabah söylediğini,
akşam inkar ediyor. Hiç değilse akşama kadar bekle yahu!
Baykal: (Gülerek) Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır Melih bey.
Gökçek: Bu; yoğurt değil, başka bir şey yiyor ama.
Baykal: (Kahkaha atarak) Onu bilemem…
Gökçek: Sayın Baykal bakıyorum da sizin aleyhinizde çıkan haberlerde bile çıkıp, “Bir dakika
arkadaş ya. Baykal bizim genel başkanımızdı” diye savunmuyor bile. Bu kadar vefasızlık ayıp ama.
Baykal: İhtiyacım da yok zaten Melih bey. Kemal
beyin tercihi öyle demek ki.
Gökçek:
Allah aşkına şu andaki CHP iyi mi yönetiliyor.
Başbakan Erdoğan'a villası var dedi, kendi villasını çıkardım ortaya.
Başörtü meselesini çözerim dedi, iki gün sonra çark etti. Daha kurmaylarıyla bile baş edemedi. 1 yılda defalarca yönetimini değiştirdi. Güya
Gürsel Tekin en yakın arkadaşıydı, ilk fırsatta onu da harcadı. Perişan bir adam bu.
Baykal: Bakıyoruz, değerlendiriyoruz.
Gökçek: Size de,
Önder Sav'a da gereken saygının gösterilmediği ortada değil mi? Paraşütle inince koltuğu hazmetmek kolay olmuyor demek ki.
Baykal: Melih bey söylediğiniz konular dahil bir çok konunun CHP iradesinin takibinde olduğunu söyleyebilirim. CHP büyük bir partidir. Gerektiğinde Kemal Kılıçdaroğlu falan dinlemez. CHP misyonunu Kemal Kılıçdaroğlu mu taşıyamıyor, yanlış mı yapıyor? Ha, bunu yapanı genel merkezden yüzlerine tükürerek, kollarından tutarak atarlar. CHP hiç kimsenin babasının çiftliği değildir.
Yağma Hasan'ın böreği hiç değildir.
Gökçek: Doğru, çok doğru…