Destici çözüm sürecinin adeta PKK'nın imdadına yetiştiğini vurgulayarak, bu sürecin bir pazarlık süreci olduğunu asılında terörü bitirmeyeceğini ifade etti. Süreçle ilgili ilerleyen adımlara değinen Destici Türkiye'yi bekleyen tehlikeye şu sözlerle dikkat çekti: 'ikinci adımda büyük bir siyasi organizasyon haline dönüşecekler. Üçüncü adımda, özerklikle birlikte devletleşme adımı atacaklar. PKK’nın atadığı komiserler yönetiyor. Uygulamada fiili özerklik sağlanmasının ardından bölge PKK’nın kontrolüne geçecek.'
Çözüm süreci ile ilgili eleştirileriniz olmuştu...
Türkiye, PKK gibi bir örgütle mücadele ederken yapması gerekenleri hiç yapmadı, mücadele ediyormuş gibi yaptı. Bu mücadelede asker-sivil işbirliğinin sağlanması, istihbarat örgütlerinin birlikte çalışması şarttı. Ancak her dönem 3 istihbarat örgütü de birbirini açığa düşürdü. Finansman kaynaklarıyla mücadele edilmedi. Bölge halkı yanlış politikalarla PKK’nın kucağına itildi. Bölgenin, ekonomik ve eğitim anlamında problemleri çözülemedi. Bireysel hak ve özgürlükler açısından en çok haksızlık bu bölgede yaşandı. Bunlar yapılmış olsaydı Türkiye, 30 senede 30 kere PKK’yı bitirirdi. Bir yıl içinde kararlı bir tavırla hem dağ kadrosu hem de şehirdeki KCK yapısı darbe yemişti. İmdatlarına çözüm süreci yetişti.
*Çözüm süreci PKK’nın imdadına yetişti derken neyi kastediyorsunuz?
Biz bu sürecin pazarlık süreci olduğunu düşünüyoruz. Bu süreç terörü bitirmez. PKK ne silah bırakır ne çekilir ne de kendini lağveder. Bu süreçte, örgüt olarak yaralarını saracak, militan eksiğini tamamlayacak, lojistik ihtiyaçlarını karşılayacak. KCK’lılar dışarı çıkacak. Bütün bunlar olurken de PKK meşrulaşacak. Siyasi sözcüleri, dağ kadrosu, İmralı’daki lideri gündem içinde at koşturuyor.
*Konuşmaları gençlerin ölmesinden, annelerin ağlamamasından daha iyi bir şey değil mi?
Bu süreçte, ikinci adımda büyük bir siyasi organizasyon haline dönüşecekler. Üçüncü adımda, özerklikle birlikte devletleşme adımı atacaklar. BDP’li belediyeleri belediye başkanları değil PKK’nın atadığı komiserler yönetiyor. Uygulamada fiili özerklik sağlanmasının ardından bölge PKK’nın kontrolüne geçecek. Bu iyi bir şey mi?
*Bir siyasi partisiniz mesela halkın oylarını alsanız da bütün bunlar olmasa, çözüm öneriniz ne?
Bugün bir terör eylemi olmadığı için sanki PKK bitti gibi algılanıyor. Türkiye içinde ve kamplarda PKK eskisinden daha güçlü. Biz, PKK’nın daha da güçlendiği kabul ederek çözüm sunuyoruz. Güvenlik politikasız terörle mücadele edilmez.
Dağda PKK’lılar gibi yaşayan, karakollarda av konumundan çıkıp avcı konumuna geçen, tam donanımlı, eğitimli mobil birliklerimiz olmalı. Kalekolların yapılması, barajların oluşturulması, diğer istihbâri eksikliklerin tamamlanması gerekiyor. PKK’ya karşı özel bir istihbarat birimi oluşturulmalı. Finansmanı ile mücadele edilip, uyuşturucu, kaçakçılık ve insan ticaretinden elde ettikleri gelir kesilmeli. Dış desteğine karşı kararlı bir duruş sergilenmeli. Hukuki düzenlemeler yapılmalı. Bölge halkının bireysel hak ve özgürlüklere dair taleplerinin önü açılmalı. Aidiyet duygusu geliştirilmeli. Mevcut imam, öğretmen, bürokrasi kadrosu ile bunun yapılması mümkün değil, bölge insanının değerlerini bilen, onlar gibi yaşayan bir kadro oluşturulmalı. Bütün siyasi partilerin, dini kanaat önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katılımı ile bölgenin her renginin içinde olacağı bir muhataplık heyeti kurulmalı ve halkın taleplerini almalı. Bu talepler de karşılanmalı.