Erdoğan, dün programında bulunan ’2005
Kültür ve
Sanat Büyük Ödülü’ törenini iptal ederek
Akdağ ile
Atatürk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’ne geldi. Saat 20.00’de geldiği hastanede 1 saat 20 dakika kalan Erdoğan,
Sağlık Bakanı Akdağ ile hastaneden ayrıldı. Erdoğan, daha sonra Keçiören’deki konutuna gitti. Erdoğan’ın bel kaslarından spazm geçirdiği için hastaneye geldiğini belirten doktorlar,
Başbakan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu, ilaçla
tedavi uygulandığını ve ’evinde istirahat’ önerildiğini kaydetti.
TOPLANTIDAN NOTLAR
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül,
Türkiye'yi muasır
medeniyet seviyesinin ilerisine
taşıma yolunda millet olarak taze bir güç, yoğun bir dinamizm yakaladıklarını, yeni bir
milli mücadele iradesi ortaya koyduklarını söyledi.
AK Parti TBMM Grubu, Genel Başkan ve Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlığı dolayısıyla, Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün başkanlığında toplandı.
Gül, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, bu hafta ''Milli
Egemenlik Haftası''nın kutlandığını hatırlatarak,
Cumhuriyet ve
demokrasinin temeli ve milli iradenin temsilcisi olan TBMM'nin 86. kuruluş yıldönümünde, Türkiye'nin aydınlık yarınlara doğru çıktığı yolculuğun büyük gurur ve heyecanını yaşadıklarını söyledi.
Başta
Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün
silah arkadaşları ve o dönemdeki siyasetçileri rahmetle andığını ifade eden Gül, şunları söyledi:
''Bundan 86 yıl önce milletimizin istiklal iradesinin tecelligahı olarak
vücut bulan Meclisimiz, bugün de Türkiye'yi mutlu ve müreffeh geleceğine taşıyan büyük değişimin hareketinin en büyük güç kaynağıdır.
Düşman işgali altındaki vatan topraklarını, istiklaline kavuşturma iradesinin bütün dünyanın yakından bildiği ilk Meclis'ten bugüne
Türkiye Cumhuriyeti çok yol almıştır, çok mesafe kat etmiştir.
Ancak üzülerek ifade edeyim ki, henüz tarihi kimliğimize yakışan gelişme hedeflerinin tamamına da ulaşmış değiliz. Bu da bir gerçektir. Dolayısıyla sorumluluğumuz, mesuliyetim ve çalışma azmimiz çok daha heyecanlı, çok daha anlamlı olmalıdır.
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümüne adım adım yaklaştığımız bu dönemde, Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesinin ötelerine taşıma yolunda millet olarak taze bir güç, yoğun bir dinamizm yakalamış, yeni bir milli mücadele iradesi ortaya koymuş durumdayız.
Türkiye'nin 3.5 yıl içinde bu iradeyle mücadele ederek, bu
ülkeyi karanlıklara, krizlere, belirsizliklere teslim etmeyeceğimizi dosta düşmana bir kez daha gösterdik. İstikrar ve güven ortamını koruyarak, bu ülkeyi hedeflerine ulaştırmayı, sadece Türkiye'nin gelecek kuşaklarına değil, dünyanın en şanlı, en anlamlı istiklal mücadelesini vermiş olan kahraman ecdadımıza karşı bir sorumluluğumuz olarak da görüyoruz.'' Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün ''Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir'' ifadesini, en vazgeçilmez şiarları olarak yaşattıklarını kaydeden Gül, Türkiye'yi bir demokrasi, bir barış ülkesi olarak yükseltme idealinden asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Gül, ''Dünya durdukça bu milletin sesi bu
çatı altında yankılanmaya ve bu milletin hissiyatı, bu ülkenin gidişatına yön vermeye devam edecektir. Bunun aksini düşününler, her zaman olduğu gibi bugün de hayal kırıklığına uğramaya mahkumdurlar'' diye konuştu.
''TEK MERCİ MİLLET''
Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu artık herkesin görmesi ve inanması gerektiğini kaydeden Gül, ''Türkiye'nin zayıf olduğu dönemlerden kalma kompleksli düşüncelerin, artık bu ülkenin gündeminde yeri olmadığını da herkesin bilmesi gerekiyor'' dedi.
Gül, memnun etmek zorunda oldukları tek merci bulunduğunu, onun da yüce millet olduğunu belirterek, ''Bu milletin gönül rızasını kazanmak için gece-gündüz çalışıyoruz'' diye konuştu.
Türkiye'nin köklü ve kronik problemlerini çözdüklerini, geleceğini hazırladıklarını ve çok köklü reformlara
imza attıklarını kaydeden Gül, şöyle devam etti:
''Hükümetimiz, uzun vadeli politikalara kendini kenetlenmiştir. Demokratik hayatımızda,
ekonomik kalkınmada, sosyal politikalarda, AB ile bütünleşmede tarihi adımlar attık, atmaya devam ediyoruz. 3.5 sene içinde bu köklü değişikler, bu önemli adımlar atılırken bunların meyveleri de toplanmaya başlamıştı. Bu nedenlerledir ki son günlerde kötü niyetliler, art niyetliler, bu başarıları görmek istemeyenler, gizli emelleri olanlar, tekrar
terör faaliyetini canlandırma gayreti içine girmişlerdir.'' Abdullah Gül, son 4 yılda Türkiye'nin yüzde 35 oranında büyüdüğüne dikkati çekerek, milli gelirin 5 bin doları aştığını hatırlattı. Türkiye'de 95 milyar YTL sabit
sermaye yatırımı gerçekleştiğini kaydeden Gül,
yabancı sermaye girişini anlatırken, bir
Yunanistan bankasının 2.5 milyar dolar ödeyerek Türk bankası satın almasını buna örnek gösterdi.