Abdullah Gül,
Allah’tan bir mani olmazsa en geç 28
Ağustos günü 11.
cumhurbaşkanı. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun.
Adaylık kararından önce herkes söyleyeceğini söyledi; itirazı olanlar konuştu, fedakarlık bekleyenler çıktı, geleceğe ilişkin farklı
projeksiyon çizenler oldu, istikrara vurgu yapanlarını sesini işittik.
Anayasal zeminde kaldığı,
hakaret ve
küfür içermediği sürece farklı her görüşün bu süreçte dillendirilmesini demokratik olgunluk olarak görmek gerekir. Elbette, hepimiz aynı pencereden dünyayı gözlemlemek zorunda değiliz.
Demokrasinin erdemi de farklılıklara tahammüldür aslında.
Şimdi önümüzde somut bir durum var. Gül,
cumhurbaşkanı adayı. Son sözü, milletin temsilcilerinden oluşan meclis söyleyecek. İçimize sinse de sinmese de, itirazlarımız olsa da olmasa da meclisin iradesine saygı göstermek durumundayız.
İlk iki turda Gül’ün cumhurbaşkanı seçilme ihtimali zayıf olsa da üçüncü turun yapılacağı 28 Ağustos’ta kesin gibi.
Derin soru
Şimdi kimi mahfillerde cevabı aranan soru şu: Gül, nasıl bir cumhurbaşkanı olacak? Ya da
CHP’nin iddia ettiği gibi
Türkiye’yi Milli Görüş militanı gibi mi yönetecek?
Gül’ün
Dışişleri Bakanlığı dönemindeki icraatlarını referans olarak görmeyenlerin derin dehlizlere uzanan cevabı kendi içinde gizli bu sorulara verilecek cevabım çok da ön yargıları aşabileceğimi sanmıyorum.
Ayrıca benim niyet
okuma, gizli ajanda şifrelerini çözme gibi özelliklerim yok. Henüz bu konuda yeteneklerimi geliştiremedim.
Ama gözümle gördüğüm, kulaklarımla işittiğim nesnel örnekler üzerinden kestirimlerde bulunabilirim. Ayrıca Gül,
Çankaya’ya çıktığında neler yapmak istediğini zaten basın toplantısında anlattı.
Esas olan güvendir, şüpheyi istisnai görürüm. Açıkça söylüyorum; Yüzde 100’ün değil de içinde benim de bulunduğum yüzde 47’inin cumhurbaşkanı olursa karşısına dikiliriz.
Gül neleri yapmaz?
Nasıl cumhurbaşkanı olacağını göreceğiz, peki nasıl bir cumhurbaşkanı olmayacak? Kalemimiz döndüğünce sıralayalım;
- MGK toplantılarında kesinlikle Anayasa fırlatmaz.
- Atama kararnamesi önüne gelen bürokratları asla kapıcılara sormaz.
- MGK Genel Sekreterliği için önerilerin tüm büyükelçileri gerekçe bildirmeden reddetmez.
-
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılıkları’na önerilen 5 büyükelçiyi toptan çizmez.
- Sadece
Cumhuriyet okurlarını köşke davet etmez.
- Üniversitelerdeki
türban sorununun çözümü için kendisini ziyarete gelen milletvekillerini fırçalamaz.
- ‘Cumhurbaşkanlığının yetkileri çok fazla ve 7 yıl çok uzun süre’ deyip yetkilerini sonuna kadar kullanmaz, 7 yıl oturmaz.
-
Milletvekili yemin törenini
protesto etmez.
- Başbakana kapıları kapatıp sadece seçilmiş bir bakanla oturmaz.
- 1 oy alan adayı
rektör atamaz.
-
Yargıtay Başsavcılığı atamalarında düşük oy alanı seçmez.
- Tek referansı Cumhuriyet Yazarı
İlhan Selçuk olmaz.
- Sadece
Kanaltürk izlemez.
- Kabul ettiği tek
dernek Turhal
Kültür Derneği olmaz.
-
Cenaze törenlerinde sırtını başbakana dönmez.
- Çankaya’yı devlet üssü yapmaz.
ŞAMİL TAYYAR - STAR