Bugünlerde gazetecilerin, iş çevrelerinin, Ankara'da siyasetin içindeki herkesin karşılaştığı, belki de Türkiye'nin en merak edilen sorularının başında, 'Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na aday olup olmayacağı' geliyor. Açık deyişle, adaylıktan öte Tayyip Bey'in Cumhurbaşkanı olup olmayacağı soruluyor. Çünkü, elinde bu kadar milletvekili sayısı olan Erdoğan'ın seçilme şansı olup olmayacağını tartışmak bile safdillik olur. Asıl çıkmazlar da burada karşımıza çıkıyor. Gazeteciler en son performanslarını zorlayıp, Cumhurbaşkanlığı ile ilgili bir tüyo kapabilir miyiz gayreti ile gayret ediyor. Ama, ipuçlarını yakalayabilmek için en doğrusu, bu tür sorulara hazırlıklı olduğundan kendini koruma refleksleri ile donatmış ve ufacık bir sinyal vermeyen Erdoğan'dan ziyade, en yakınındaki isimlere bakmak olacak. Ancak herhalde, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı ile ilgili niyetini anlatacağımız kadar kuvvetle ortaya koyan başka bir örnek şu ana kadar yaşanmadı. Olay kasım başında Kayseri'de geçiyor. Birkaç kişinin de 'tanıklık' ettiği bir ortamda bunu bize aktaran kişi, sanayisi ile ön plana çıkmış Kayseri'de incelemelerde bulunan kabinenin 'ak saçlı abi'lerinden olan bir bakanı. Bu bakanımız ve Abdullah Gül birlikte kentin işadamları ve sanayicileri ile sohbet ediyor. İşadamları hükümetin bazı uygulamalarından şikâyet ediyor ve değişiklik istiyor. Gül ses çıkarmadan dinliyor ve sonunda, 'Eleştirilerinizde haklısınız. Elimizden geleni yapacağız. Benim dönemimde ben de bu konularla bizzat ilgileneceğim' diyor. Yılların siyaset tecrübesine sahip coşkulu Bakan, oradakilerin atladığı Gül'ün bu sözlerini fark ediyor. Gül'e dönüyor ve kimseye fark ettirmeden anlamlı şekilde, 'Benim dönemim ne demek? Yoksa?' diye soruyor. Derin bir sessizlik... Yanıt gelmiyor. Olayı bize aktaran bakanımız ilginç ifadelerle anlatıyor: 'Geçen temmuzdan bu yana Gül ve Erdoğan Cumhurbaşkanlığı konusunda kimseye bir şey söylemiyorlar. Bunları aralarında tartışıyorlar. Açıkçası, Kayseri'deki bu sözleri ben, Çankaya ile ilgili karar galiba alındı. Tayyip Bey Köşk'e çıkacak. Abdullah Bey de Başbakan olacak diye yorumladım.' Biz de, bakanın söylediklerini gazeteci olarak görevimizi yerine getirip aktarıyoruz. Kimbilir, Abdullah Bey belki de başka şeyi kastetti. Bu konuda, daha çok spekülasyon çıkacak. Yine de, son dört aylık birbirinden keskin siyasi virajlarla dolu süreçte bu satırlara yansıyanlar yılın ilk önemli tüyosu olacak gibi gözüküyor. Metehan Demir - Sabah