Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül,
Türkiye'nin
Irak'ın kuzeyinden yönelen
terör belasıyla sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi.
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Irak'taki mevcut ortam ve ülkenin kuzeyinde kendilerine hareket alanı bulan
PKK terör örgütünün faaliyetleri yüzünden Irak'a yapmak istediğimiz siyasi ve
ekonomik alanda katkılar sınırlı kalmaktadır" dedi. PKK'nın ülkenin kuzeyinde güvenli bölgeler bulunmasına göz yumulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, "Buna göz yumanlar siyasi, ekonomik ve ticari alanda daha fazla
işbirliğine gidilmesini engellemektedir" diye konuştu. Türkiye'nin her durumda kendisine Irak'ın kuzeyinden yönelen terör belasıyla sonuna kadar mücadele edeceğini belirten Gül, "Irak'taki sorunun çözümü için İKT'ye önemli görevler düşmektedir.
İslam Konferansı Teşkilatı'nın bugüne kadar yaptığı girişimleri memnuniyetle karşılıyor ve bu girişimlerin daha da artmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu.
İslam dünyasını meşgul eden ve uluslararası ölçekte yansımaları bulunan önemli siyasal sorunlara da değinmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, İslam coğrafyasında köklü ve iç içe geçmiş sorunların varlığını sürdürdüğüne,
Filistin meselesinin Orta Doğu'daki sorunların merkezinde yattığına ve çözümünün ivedilik arz ettiğine dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu yıl içinde yaşanan bazı olumlu gelişmelere rağmen Filistin'de yaşanan bölünmüşlük halinin, Filistin davasına zarar verdiğini eminim hepiniz görüyorsunuz. Bu durumun giderilmesini ve Filistin halkının birliğinin yeniden sağlanmasını temenni ediyorum. Filistin sorununun BM
Güvenlik Konseyi kararları,
yol haritası ve Arap Barış Planı zemininde güvenli ve tanınmış sınırlar içinde yan yana yaşayan iki devlet ilkesine bağlı olarak çözülmesini destekleyen Türkiye, bu yöndeki yapıcı katkılarını sürdürecektir.''
TÜRKİYE'NİN KATKISI
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin bölgede istikrarsızlık sürerken, Filistin halkının maruz kaldığı ekonomik ve sosyal sıkıntıları dikkate alarak
Nisan 2005'te ''Barış İçin
Sanayi'' projesini üreten
Ankara Forumu'na öncülük ettiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
''Filistin halkının ekonomik ve sosyal sorunlarını hafifletmeyi
hedefleyen bu girişim, Türkiye'nin sağladığı katma değerin somut bir örneğidir. Ankara Forumu, Filistin'in ekonomik ve sosyal yapısının güçlendirilmesi ve bu suretle bölgede güvenliğin artırılmasına yardımcı olması bakımlarından da örnek bir girişimdir. Tüm üye ülkeleri bu kapsamda kurulacak olan ve üretilen malların ABD, AB ve
Körfez ülkelerine serbestçe pazarlanabileceği söz konusu sanayi bölgelerine yatırım yapmaya davet ediyorum. Bu vesile ile ayrıca İslam ülkelerine, Filistin halkının ekonomik ve sosyal ihtiyaçları konusunda azami duyarlılık göstermeyi sürdürmeye çağırıyorum.''
LÜBNAN, IRAK'TAKİ DURUM VE PKK TERÖRÜ...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bölgesel istikrar açısından önem arz eden diğer bir konunun da,
Lübnan'daki durum olduğunu, halen ülkedeki siyasi krizin sürdüğünü anımsatarak, ''Lübnan
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinin bu krizi daha da derinleştirmeden ve ülkeyi yeni bir bunalıma süreklemeden çözülmesi samimi dileğimizdir. Bunun yolunun ise Lübnan'daki gruplar arasında uzlaşının sağlanmasından geçtiği açıktır. Bu yöndeki
diyalog çalışmaları uluslararası camia tarafından da kuvvetle desteklenmelidir'' diye konuştu.
Gül, bölgede acıların yaşandığı bir başka ülkenin Irak olduğuna dikkati çekerek, insan gücü ve
doğal kaynakları bakımından zengin nadir İslam ülkelerinden biri olan Irak'ın, yanlış
yönetim ve şahsi ihtiraslar yüzünden bugün milyonlarca insanını kaybettiğini, geniş kaynaklarını boşa harcadığını söyledi.
Potansiyeli ile dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olması gereken Irak'ın bugünkü perişan halinin, gerçekten ibret verici olduğunu dile getiren Abdullah Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Herkesin bu tablodan
ders alması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye başından beri
toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyan, demokratik, huzura, istikrara ve refaha kavuşmuş, kendi halkı ile barışık, komşuları ile işbirliği yapan ve topraklarında terör örgütlerinin varlığına izin vermeyen bir Irak hedefi doğrultusunda elinden geleni yapmıştır. Bu hedef doğrultusunda Irak hükümetiyle ve ayrıca Irak'taki tüm etnik ve dini gruplarla yakın bir temas halinde katkılarımızı yapmayı sürdüreceğiz.
Ancak, Irak'taki mevcut ortam ve ülkenin kuzeyinde kendilerine hareket alanı bulan PKK terör örgütünün faaliyetleri yüzünden, Irak'a siyasi ve ekonomik alanda yapmak istediğimiz katkılar sınırlı kalmaktadır. PKK'nın ülkenin kuzeyinde güvenli bölgeler bulmasına göz yumanlar, siyasi, ekonomik ve ticari alanda daha fazla işbirliğine gidilmesini engellemektedir. Türkiye her halükarda kendisine Irak'ın kuzeyinden yönelen terör belası ile sonuna kadar mücadelede kararlıdır. Irak'taki sorunun çözümü için İKT'ye de önemli görevler düşmektedir. İKT'nin bu konuda şimdiye kadar yaptığı girişimleri memnuniyetle karşılıyor, bu girişimlerin daha da artmasını diliyoruz.''
AB İLE ÜYELİK MÜZAKERELERİ...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İslam Konferansı Teşkilatının 2004 yılından beri
Kıbrıs Türk halkına uygulanan tecride son verilmesi için güçlü çağrılarda bulunduğunu, son olarak bu yılın
Mayıs ayında İslamabad'da gerçekleştirilen
Dışişleri Bakanları toplantısında İKT'nin bu konudaki kararlı tutumunun güçlü bir şekilde ortaya konduğunu hatırlattı.
İKT'nin uluslararası
toplum önünde inandırıcılığının ve saygınlığının daha da güçlendirilmesi bakımından, üy
e devletlerin bu kararları
uygulama yönünde somut adımlar atmalarını beklediklerini ifade eden Gül, ''Türkiye Kıbrıslı Türklerin dünya ile bütünleşebilmelerine bugüne kadar katkıda bulunan üye ülkelere müteşekkirdir'' dedi.
Gül, ekonomik ve ticari işbirliğini güçlendirmede AB ile üyelik müzakerelerinde önemli ilerlemeler kaydeden Türkiye'nin bu konulardaki birikimlerini diğer üye ülkelerle paylaşmaya devam edeceğini kaydederek, Türkiye'nin, İKT ve İSEDAK çerçevesindeki tüm işbirliği girişimlerine şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da gereken desteği vermeyi sürdüreceğini, işbirliğini daha da geliştirmek için tüm üye ülkelere ve İKT kuruluşlarına önemli görevler düştüğünün aşikar olduğunu söyledi.
CİHAN