“Hatip
Dicle; bilerek, isteyerek, planlanarak bugünkü tartışmaları çıkarmak için
aday gösterildi!”
BDP’nin bir vekili yendi mi? tartışmalarına son noktayı koyan İpek;
“ YSK bir
seçim takvimi yapıyor. Mart’ın başında ilan edildi. Oylar 12 Haziran’da kullanıldı. 92 günlük sürede adayların ve siyasi partilerin uygulayacağı kurallar belirleniyor. Adı geçen şahıs 22 Mart’ta kesinleşmiş bir mahkumiyetle milletvekili seçilmesi için önemli bir maddeyi kaybetmiş. Adaylık müracaatından 20 gün önce milletvekili seçilemeyeceğini biliyordu. Acaba şöyle olur mu diye bir nokta kalmamıştı. Buna rağmen 20 gün sonra, 11 Nisan’da aday oluyor seçilemeyeceğini bile bile. Seçime bir iki gün kala bu olay ortaya çıkıyor. Avukatlarına yazı yazıyor bu kararın bozulmasına yönelik bavurunuz var mı diye. Bu arada süre geçiyor seçim bitiyor, zaman geçiyor; fakat seçim hukuknda şu var 7 günlük süre veriliyor bu süre dolmadan bir gün önce mazbatayı alıyor. Biz o zaman
itiraz ettik. YSK’da açık bir
dosya var, karar beklenmelidir diye YSK’yı uyardık. YSK’dan döndü.
Diyarbakır halkı
Hatip Dicle ve avukatları tarafından kandırılmıştır.”
“
Yargıya müdahale olmayacak, parlamento sağlıklı çalışacak!”
Mutabakat metninde imzası olan
Haluk İpek,
yemin krizini şu sözler ile değerlendirdi:
“Halk çok güzel bir seçim yaptı. Avrupa’nın da gıpta ile izlediği bir seçim oldu. Yüzde 50 oy alan
AK Parti iktidara devam ediyor. Yemin ile ilgili bir kriz çıktı. Buna en çok
CHP seçmeni şaşırdı. CHP’ye oy verenlerin yüzde 50 küsürü bu kriz yüzünden tepki vermiş, yüzde 30’u destekliyormuş.
Cemil Çiçek Bey’in çağrısı ile geçen
Cuma görüşmeler başladı. CHP de olumlu yaklaştı.
TBMM sistemin kalbi idi, bugünde öyledir. Parlamenter bir sistem vardır Türkiye’de.
Parlamento oluşacak ki sistem harekete geçecek. Her şeyin hareket noktası orasıdır. Tepkinin boyutunu kaçırdı CHP. Bizde çok şaşırdık. Toplumsal ve kendi içlerindeki
baskı konunun çözümü hususunda CHP’yi sıkıştırdı. Bizde şunu söyledik. Kanun öneriniz varsa
kanun teklifinde bulunun. Mutabakat metninde 2 ana başlık vardır. Kuvvetler ayrılığına vurgu yapılmaktadır. Birincisi parlamento yargıya talimat telakki edebilecek yaklaşımda olamaz. İkinci husus ise parlamenter sistem sağlıklı bir şekilde işlemelidir.”
“ Mutabakat metninde adrese teslim bir söz yok!”
“Adrese teslim bir cümle veya taahhüt olsa idi yargıya müdehale anlamı taşırdı. Sadece bir olaya göre yasal
düzenleme yaparsanız hukuk sisteminin genelini bozmuş olabilirsiniz. Böyle bir şey parlamentoda mümkün değil. CHP’nin çözüm önerisi varsa onu sunarlar.”
“ Seçimi kazanmak
tahliye sebebi değildir!”
Balbay ve
Haberal durumunun sonuçlanması için cümle arayanlara açıklama yapan İpek şu sözleri kaydetti:
“Seçimi tahliye sebebi sanırsanız eğer BDP seçileceği yerlere içerde
tutuklu bulunanları koyabilir. Seçimi kazanmak tahliye sebebi değildir. Burada herkesin özenle korumak zorunda olduğu yer parlamentodur. Yargı aslında kararları ile parlamentonun itibarınıda korumuştur. Seçilmiş olması tahliye sebebi değildir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasına sebep olmuştur bu yaşananlar.”
“
Oya Eronat’ın aldığı 37 bin oy ana sütü gibi helaldir!”
Oya Eronat’ın oy almadan meclise girdiği tartışmalarına yönelik açıklama yapan İpek;
“Seçim sisteminde dont sistemi diye bir sistem vardır,
oy oranları belirlenir. 6. sıraya düşende, Oya Hanım’ın aldığı
oy oranı da odur. Oya Hanım’ın hissesine düşen 37 bin oydur. Bir çok adaydan daha yüksek bir oy ile parlamentodadır. Hakkı olmayan Hatip Dicle’dir. Oya Hanım’ın oyu ana sütü gibi helaldir. Parlamentomuzda bulunan bir ksım vekiller, 13 bin, bazıları 20 bin, bazıları 30 bin oyla seçilmiştir. Oya Eronat Hanım 37 bin oy ile seçilmiştir. 37 bin Diyarbakır halkının temsilcisi olarak parlamentoya girmiştir.”