Erdoğan, ne
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ne de
genel seçimlerin
Türkiye ekonomisini rotasından saptıramayacağını ve buna müsaade etmeyeceklerini belirterek, ''Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı inşallah belirlenen zamanda anayasanın ortaya koyduğu kurallar çerçevesinde seçilecek ve görevine inşallah başlayacaktır. bundan hiçkimsenin endişesi olmasın'' dedi.
Geçmiş dönemlerde ekonomideki dalgalanmanın ve belirsizliğin arttığını belirten Erdoğan, şu anda da bunu arzu edenlerin olduğunu söyledi. 4 yıldır Türkiye'nin içinden geçtiği değişim sürecini algılayamayanlarını, sürekli
kriz tarih verdiklerini, davetiye çıkardıklarını kaydeden Erdoğan, ''Ancak çok
şükür bütün değerlendirmeleri, yorumları boşa çıkardık'' dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dediklerinin hiçbiri tutmadı. Niye? Çünkü asıl
sanal çalışan kendileri. Böyle kalkıp da kitapların arasına sıkışmakla siz hayatı okuyamazsınız.
Eğer siz bilgiyi yaşama geçiremiyorsanız, yani bunun hayat biçimi haline dönüştüremiyorsanız, kusura bakmayın onun hiçbir faydası yok. Ha, masada oturur ahkam kesersin. Bunun kesenler çok. Ama netice yok. Biz netice arıyoruz. Hamdolsun biz bu neticeyi yakaladık.
Sizlerin huzurunda bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Ne
cumhurbaşkanlığı seçimi ne de genel seçimler Türkiye ekonomisini rotasından bir milim dahi saptıramayacaktır. Buna müsaade etmeyiz. Rotamız, ülkemizin çıkarlarını esas alan milletin rotasıdır.
Yüzde yüz başarıya mı ulaştık?
Hayır. Atacağımız çok adım var. Ama başarıları da görelim.
Ben fildişi kulede yaşayan birisi değilim. Halkımızın arasında yaşayan bir insanım. O nedenle ben halkımı iyi okuyorum. 2 bin 500 dolardan 5 bin 380 dolara, kişi başına milli gelirin çıktığı Türkiye'yi iyi okuyorum. Ama yeterli değil, daha iyi olacak.''
-''BİZİM DÖNEMİMİZ TAMAMEN EVRENSELLİĞE DOĞRU GİDİŞ OLMUŞTUR''-
Başbakan Erdoğan, 2013'te kişi başına milli geliri 10 bin dolar seviyesine çıkartmak istediklerini dile getirerek, bunu faaliyet dışı gelirle değil, reel ekonomiyle başaracaklarını söyledi.
Finans sektörünün olmadığı bir reel sektörün olamayacağını anlatan Erdoğan, bunun bir kanadı olmayan uçağa benzeyeceğini ifade etti. Erdoğan, reel sektörün
finans sektörü ile dünyaya entegre olacağını belirterek, uluslararası camiada gelinen noktayı hala kavrayamayanların olduğunu söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Çıktı ya bir zümre. Ulusalcılık, mulusalcılık bir şeyler gelişiyor. Efendim '
yabancı sermaye işte Türkiye'de finans sektörünü ele geçiriyor.' Beyefendi yeri geldiği zaman bağırıyor: 'Benim malımı işte şuraya nasıl satmam lazım, niye satamıyorum?' Eee... Bunu söylüyorsun. Bunu satabilmen için de senin o pazarlarla diyaloğunun olması lazım.
Şunu bilmemiz lazım:
Ekonomi yerel değildir, ekonomi evrenseldir. Ve yerel ekonomiyi savunanlar, ülkeyi çıkmaza götürenler olmuştur. İşte bu ülkede evrensel ekonomiye ilk çıkışı rahmetli
Özal yapmıştır. Ama ondan sonra onun yolunda yürüyenler bile tekrar içe kapanmıştır. Bizim dönemimiz tamamen evrenselliğe doğru gidiş olmuştur. Biz bunu başardık.
Şimdi AB'ye karşı olanlar var. Karşı olabilirsiniz, saygı duyarım, o ayrı mesele. Peki kardeşim, sen ürettiğinin yüzde 65-70'inin nereye satıyorsun? AB üyesi ülkelere satıyorsun. Hadi git başka yere de sat. Git başka ülkelere de sat. Yanı başında o var. En yakın yer neresiyse orası ile münasebet başka bir şey. Ama bir de bak bakalım Latin Amerika'ya ne kadar satıyorsun veya Afrika'ya ne kadar satıyorsun? Bunların da değerlendirmesini yapacaksın.
Ülkemizdeki yatırımlara da baktığımız zaman, bakıyorsunuz ilk 5'in içerisinde yine AB üyesi ülkeler var. Bunları insaflı olarak değerlendirmemiz lazım ve baltayı da taşa vurmamak lazım. Halkın o samimi düşüncelerini saptırmamak lazım.''
-''CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ KONUSUNDA TAVRIMIZ BELLİDİR''-
Artık güçlenen bir Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, milli
banka ne kadar güçlü olursa geleceğe de o kadar güçlü bakılacağını söyleyerek, ''Ama ne kadar zayıf olursa, kusura bakmayın o zaman öksürdüğünüz anda hemen sıtma olur yatarsınız'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi Türkiye'nin normalleşmesini yadırgayanlar, milletin hafızasına karşı en ayıp ifadeyle, ayıp etmiş oluyorlar.
Bu hükümetin, bu iktidarın seçim uğruna elde edilen başarıları heba etmeyeceğine yönelik
inanç çok şükür artık geniş çevreler tarafından anlaşılmış durumdadır. Zira biz güven ve istikrar çizgimizden sapmadık ve bütün dünyaya böyle bir Türkiye fotoğrafı çıkardık. Sözlerimizi eğip, bükmedik. Konjonktüre göre değil, millet iradesine göre tavrımızı belirledik.
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bizim tavrımız net. Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı inşallah belirlenen zamanda, Anayasanın ortaya koyduğu kurallar çerçevesinde seçilecek ve görevine inşallah başlayacaktır. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın.
Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Ve Anayasamızın içinde 'bir
cumhurbaşkanı nasıl seçilir' sorusunun cevabı bugüne kadar uygulamada nasıl cumhurbaşkanının seçimini sağlamışsa, gerçekleştirmişse şimdi de aynı şekilde bu yapılacaktır.
Adama sorarlar: Dün bu yapıldı, o zaman olduğunda siz yine oralardaydınız. Niye o zaman sesiniz çıkmıyordu da şimdi kalkıp yeni yeni şeyler
icat ediyorsunuz? Kendileriyle bu kadar çelişkiye düşen insanları milletimiz hep mahkum etmiştir. Nereye? Sandığa....
Bu samimiyetsizliktir. Ülken dürüst
siyasetçi arıyor. Samimi arıyor, ilkeli arıyor. Bunlardan taviz verenlere de asla
prim vermiyor.
-HALKIM BU HAKARETLERE 'EYVALLAH' ETMEYECEKTİR-
Ve bir çok edep, adap dışı hakaretler içeren şeyler söyleniyor. Yani şahsımla ilgili söylenenlerden ben artık tereddüt ediyorum ve ülkem adına üzülüyorum. Seversin, sevmezsin
Tayyip Erdoğan şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıdır. Beğenirsin, beğenmezsin ama o makamın şu anda millet tarafından oraya getirilmiş bir başbakanı vardır. Bu makamı zedelemeye, hakaretle bu makamı gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur.
Zannediyorlar ki, 'böyle yaparak genel seçimlerde daha fazla oy alacağız.' Ben size şimdiden söylüyorum: Alamayacaklar, daha az alacaklar ve kendilerini bitiriyorlar. Buradan açıkça söylüyorum. Neye dayanarak söylüyorum? Yıllar yılı edindiğim tecrübeye dayanarak söylüyorum. Çünkü halkımın nabzını iyi okuyan biriyim uzaydan gelmedim, gökten zembille inmedim. Sizler nasıl bu hayatı yaşıyorsanız, ben de siyaseti iyi yaşayarak gelmiş birisiyim. Ve bunu da görüyorum şu anda. Çünkü halkım bu hakaretlere 'eyvallah' etmeyecektir. Onun için de bizler azim ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.
Biz
adaylar belirlenmeye başladığı güne kadar herhangi bir isim ortaya çıkarmayacağız. Bu bizim partimizin ilke kararıdır. Sen, adayın varsa açıkla. Kendine güveniyorsan kendin çık, kendini açıkla. Bak bakalım parlamento sana ne kadar itibar ediyor, millet ne kadar itibar ediyor. Bunu daha iyi görürsün. Sen kendin adayını çıkarmıyorsun, bizden aday istiyorsun.
Bırak kendi tasarruf alanımızda biz kendimiz çalışalım. Kendine göre bizi tuzağa çekiyor. Ayıp, biz bu ülkenin minderinde siyaset mücadelesini sürdürüyoruz. Herhangi bir partinin minderinde değil.''
-''MALİ DİSİPLİNDEN ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ''-
Başbakan Erdoğan, ''modası geçmiş hayali senaryoları'' Türkiye'nin çoktan aştığını belirterek, ''bu Orta Çağ zihniyetine, bu korkuluk ve korku üretme anlayışına artık son verildiğini'' söyledi.
''Hiç kimse bu milleti cahil yerine koymasın'' diyen Erdoğan, milletin neyin ne olduğunu gayet iyi bildiğini dile getirdi.
Söyleyecek sözü olanın çıkıp konuşmasını isteyen Erdoğan, ''Kalkıp burada öcüler üretme gayreti içine girmek aynı bumerang gibi kendilerine
döner'' dedi.
Türkiye'deki güven ve istikrar ortamının sürmesini sadece hükümetin görevi olmadığını kaydeden Erdoğan, muhalefetin, iş dünyasının, medyanın ve
sivil toplum kuruluşlarının da güven ve istikrarın Türkiye için önemini bilerek hareket etmeleri gerektiğini ifade etti.
Türkiye'de ''Hayali tehdit üretme'' zihniyetine sahip bazı çevreler olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, reformların, ilerlemenin, yeniliklerin karşısında bu zihniyetin görüldüğünü söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu hiç tartışmasız paranoya halidir ve Allah'tan onlar için derman dilemekten başka seçeneğimiz de yoktur. Genel seçimler konusunda da tavrımız çok net orada da mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz. Halkımızın menfaatlerini esas alan hedeflerimizden asla sapma göstermeyeceğiz. Türkiye on yıllar sonra elde ettiği bu
kalkınma hamlesinin asla seçim ortamında heba etmeyecektir.''