Sivil mantığın o günün askerî mantığını sürdürdüğünü belirten Kamalak, “Gelişmeleri darbe mantığı içerisinde yorumlasak da darbe dönemine nispetle daha kirlidir.” dedi. Ardından şu uyarıyı yaptı: “Bugünlerin yarınları vardır. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.”
Mustafa Kamalak, dün konuk olduğu Bugün TV’de, İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Hizmet Hareketi’ni bitirme planı çerçevesinde Emniyet’te ve yargıda atılan hukuksuz adımları değerlendirdi. Sivil bir mantığın askerî yaklaşımla bazı kesimleri suçlamasını hayretle karşıladığını ifade eden Kamalak, “Anlamakta zorlanıyorum. Bir hukuk devletinde delilden sanığa gidilir. İz sürülür. Delilden sanığa ulaşılır. Şimdi öyle değil. Görebildiğimiz kadarıyla bir kişi, kurum ya da ekip sanık olarak ilan ediliyor. Oradan hareketle delil bulunmaya çalışılıyor. Bu, hukuk bakımından kabul edilmesi mümkün değildir. Aklı selime de ters düşüyor.” şeklinde konuştu.
SP lideri Kamalak, devlet görevlilerinin belirli insanları suçlarken dikkatli olmalarını isterken, cumhurbaşkanı olacak kişilerin bu konuda çok daha hassas olması gerektiğinin altını çizdi. Kamalak, bu konuda şu görüşü dile getirdi: “Hukuk devletinde ince eleyip sık dokumamız lazımdır. Sanıktan delile değil, delilden sanığa gitmek icap eder. Hukukun emri bu yöndedir. Ben kendime falanı filanı düşman atfettim deyip bu sefer onun cezalandırılması için birtakım deliller oluşturulmaya çalışılması kabul edilemez bir durumdur. Devlet adaletten kati surette ayrılmamalıdır.”
Mustafa Kamalak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla hükümete darbe yapıldığına” dair iddiasını da anlamakta zorlandığını ifade etti. “Her şeyden önce sivil irade yargı yoluyla nasıl darbe yapabiliyor?” diye soran SP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu anlamakta bir hukukçu olarak zorlanıyorum. Hatta anlamıyorum çünkü milletvekilinin, tutuklanabilmesi ve sorgulanabilmesi için Meclis’in kararına ihtiyaç vardır. Zira Anayasa’mızın 83. maddesine göre milletvekili dokunulmazlığı var ve Meclis’in izni olmadan bir milletvekili tutuklanamaz, gözaltına alınamaz, sorgulanamaz. Şu halde nasıl olup da Meclis yargı yoluyla devrilecektir? Milli iradeye karşı darbe yapılacaktır? Bu sorular cevapsız kalıyor bizde.”
ZALİMİN DEĞİL, MAZLUMUN YANINDA OLAN BİR CUMHURBAŞKANI İSTİYORUZ
Mustafa Kamalak, önceki akşam İslam ülkelerinin büyükelçileri ile iftarda bir araya geldi. İftardan sonra kısa bir konuşma yapan Kamalak, etrafımızın kaos ve kargaşa dolu olduğunu, Müslüman ülkelerin adım adım parçalandığını anlattı. Kamalak, konuşmasının son kısmını Köşk seçim sürecine ilişkin partisinin yaklaşımına ayırdı. Önemli mesajlar verdi: “Biz en başından beri ‘kim cumhurbaşkanı olmalı’ sorusundan ziyade, ‘nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı’ sorusu üzerinde durduk, durmaya da devam ediyoruz. Bu konuda çok titiz bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu amaçla önümüzdeki hafta, 19 Temmuz Cumartesi günü, Ankara’da çok geniş katılımlı bir toplantı yapacağız. Biz sömürgeci ekonomiyi değil, adil düzeni savunan bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Biz zadegânın menfaatini değil, garibanların hakkını savunan bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Güçlünün değil, haklının yanında duracak bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Zalimden değil, mazlumdan yana olacak bir cumhurbaşkanı istiyoruz. En önemlisi de Batı kulübüne girmenin değil, İslam Birliği’ni kurmanın mücadelesini verecek bir cumhurbaşkanı istiyoruz.”