'Hükümet, kararlılık ve iradeye sahip'

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Hükümetin, göreve geldiği günden beri yargının önemiyle ilgili siyasi kararlılık ve iradeye sahip olduğunu söyledi.

'Hükümet, kararlılık ve iradeye sahip'

TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde konuşan Çiçek, iktidarları döneminde yargıyla ilgili önemli adımlar attıklarını, hedefleri yakaladıklarını, ancak daha yapılacak çok iş olduğunu kaydetti. Yargı konusunda yapılacakların süreklilik arz ettiğini, dönemsel ya da mevsimsel olarak değerlendirilemeyeceğine işaret eden Çiçek, göreve geldiklerinde öncelikle sorunları tespit ettiklerini, yapılacak faaliyetleri bir ana eksen üzerine oturttuklarını söyledi. Bakan Çiçek, vatandaşların yargıyla ilgili şikayetlerinin bir bölümünün mevzuatın eskiliğinden kaynaklandığını, bugün çokça konuşulan bilişim veya porno suçlarının 20 yıl önce yapılan yasalarda bulunmadığını, varsa bile ihtiyaca yanıt vermediğini kaydetti. Cemil Çiçek, “Hükümette, yargının önemiyle ilgili göreve geldiğimiz günden beri siyasi kararlılık ve siyasi irade vardır. Hiçbir dönemde olmadığı kadar 4 yılda, yargıya çok önemli kaynaklar ayrılmıştır. En önemli imkanlar, bu dönemde verilmiştir. Bunun aksini söylemek haksızlık olur. Eğer adalet sanal bir kavram değilse, bir hakkı teslim gerekiyorsa bu hükümet, çok önemli adımlar atmıştır” dedi. Adalet Bakanı Çiçek, kısa bir süre önce yargının yatırım ödeneklerinin 50 trilyonu geçmediğini, kendilerinin bugüne kadar yargıya yatırım için 2 katrilyon 639 trilyon lira harcadıklarını söyledi. “71 BİNA YAPILDI” 4 yıl içinde inşaatı biten, tamamlanan ve hizmete açılan adliye binası sayısının 71 olduğunu kaydeden Çiçek, Türkiye'nin dört bir yanının bu hizmetler açısından şantiye haline geldiğini söyledi. Ayrıca inşaatı sürenlerin olduğunu belirten Bakan Çiçek, “Geriye dönük iktidar dönemindeki yatırımı toplayın, hepsi bir Kartal Adliyesi kadar yapmaz. Tam 360 bin metrekare, Avrupa'nın en büyük adliye sarayını İstanbul'un Anadolu yakasına kavuşturduk. İnşallah kısa süre içinde biter. Devamını da Avrupa yakasında, 350 bin metrekare olarak inşallah 2007 başında ihale etmeyi planlıyoruz” dedi. Yeni adliye binalarını sadece büyük merkezlerde yapmadıkları, turistik yörelerde merdiven boşluğunda yargılama yapılan yerler olduğunu anlatan Çiçek, bunların başında Kuşadası'nın geldiğini söyledi. Muğla, Bodrum, Marmaris, Fethiye, Milas'taki adliye binalarının kendi dönemlerinde yapıldığını, aynı çalışmayı Antalya bölgesinde de sürdürdüklerini ifade eden Bakan Çiçek “Bu süreç böyle devam ederse, 3-4 sene sonra Türkiye'de bu konu, yargının gündeminden büyük ölçüde düşecektir” diye konuştu. “BU ÇALIŞMALARIN UCU AÇIKTIR” Yeni yapılan cezaevleri hakkında da bilgi veren Çiçek, 19'unun yapımının bittiğini, 29'unun da sürdüğünü söyledi. “Buradaki insanlar suç işlemiş olsa da neticede insandır. Onların topluma kazandırılması, eğitim programı uygulanması, sosyalleşmeleri açısından hem fiziki şartlarının iyileştirilmesi hem de eğitim ve rehabilitasyon çalışmalarının sürmesi gerekiyor” diyen Çiçek, basında bazı kişi ve olaylardan bahisle konunun gündeme geldiğini vurguladı. Adalet Bakanı Çiçek, “Bu çalışmaların ucu açıktır. Kimse, 'bu işleri yaptık bitti, bir daha 50 yıl bu konuya dönmemiz gerekmez' diyemez. Biz hem cezaevlerini fiziki açıdan iyileştirmeye gayret ediyoruz hem de birlikte, beraber olma imkan ve süreleri artırmaya, programları çeşitlendirmeye gayret ediyoruz” dedi. Ortalama 450-500 kişilik bir cezaevi maliyetinin 25-30 trilyon lira olduğunu belirten Çiçek, “Her birinizin seçim bölgesine 30 trilyon versek, KÖYDES Projesi 1 yıl önce bitebilirdi. 30 trilyonlarla kaç köyün çeşmesi yapılır, suyu gelir, yolu, kanalizasyonu yapılabilir. Bununla terazinin bir kefesine (ya bu, ya bu demiyoruz)” diye konuştu. En son teknolojik imkanları yargının emrine verdiklerini, bilgisayarı olmayan hakim ve savcı olmadığını anlatan Çiçek, işin fiziki mekan, imkan boyutu açısından yaptıkları önemli hizmetler olduğunu söyledi. “YARGIYA GÜVENİ, DEVLETE GÜVEN OLARAK ANLADIK” Yargı hizmetlerinin insan ve insan konusu olduğuna işaret eden Çiçek, şöyle konuştu: “Yargıda görev yapan insanların, mesleğinin ne kadar ehliyse, kendisini ne kadar yenileyebiliyor ve verdiği kararlarla topluma ne kadar güven verebiliyorlarsa, devlete güven de o nispette artıyor. O nedenle biz yargıya güveni, hep devlete güven olarak anladık. Yargının itibarını devletin itibarı olarak gördüğümüz içindir ki elimizden geldiği kadar yargıya güveni tesis etmek ve yargının itibarının geriye gitmemesi için siyasi iktidar olarak elimizden geleni yaptık. Yargıya güven isteniyorsa bu ülkede, yargının itibarı daha yukarılarda olsun isteniyorsa, teker teker hepimize düşen görev var. En başta da yargı mensuplarının kendilerine düşen görev var. Yetki varsa sorumluluk da vardır. Belki başka konu ve alanda anlayışla karşılanabilecek, 'olmasa da olur' denilebilecek eksiklikler ve hatalar, yargı için asla düşünülemez. Kamu vicdanı bunları anlayışla karşılamıyor. Basında yargıyla ilgili çıkan haberlerin bir kısmı yanlış, bir kısmı eksik, bir kısmı da doğru. İşte o doğru olanlar bile kamu vicdanını rahatsız etmeye yetiyor.” Türkiye'de adalet bilincinin yerleşmesi ve adaletin gerçekten her işte egemen bir kavram, düşünce ve felsefe olmasında hem yargının içinde ve dışında ciddi çabanın içinde olunması gerektiğini kaydeden Çiçek, bu noktada eğitimin önemini vurguladı. Çiçek, hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkmasından dolayı YÖK'e teşekkür ederek, “5 yıl önemlidir ama 5 yılda ne okutulacağı o kadar önemlidir” dedi. Eğitim faaliyetlerine en fazla önem veren bakanlık olduklarına işaret eden Adalet Bakanı Çiçek, “Şunu iddia ediyorum ki devlet örgütleri içinde en çok eğitim yapan bizim kurumumuzdur. Özellikle yabancı dil eğitimine çok büyük önem veriyoruz” diye konuştu.
<< Önceki Haber 'Hükümet, kararlılık ve iradeye sahip' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER