Çelik, partisince Adana'da düzenlenen "Siyaset Akademisi" toplantısına katılarak burada bir konuşma yaptı. Çelik, yakın tarihi anlatarak başladığı konuşmasında,
koalisyon hükümetlerinin
ülkeye bir şey kazandırmadığından bahsetti.
İktidara geldiklerinde esnafın
kepenk kapattığını; sanayicinin zor günler geçirdiğini dile getiren Çelik,
terörün ülkeyi kasıp kavurduğunu; eğitim ve sağlık konusunda da pek iyi yerlerde olunmadığını anlattı.
Türkiye'nin
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Endeksi'nde aşağı sıralarda olduğunu dile getiren Çelik, partisinin eğitim ve sağlıkta konumunu yukarı basamaklara taşıdığını anlattı.
Ülkenin daha önce öğrenilmiş çaresizlik psikolojisiyle yönetildiğini anlatan Çelik,
Kıbrıs meselesini çözmek için uğraştıklarında, ulusalcıların "AKP Kıbrıs'ı satıyor" dediklerini; ancak bugün Kıbrıs'ın
gelişim hızında Çin'i bile geride bıraktığına dikkat çekti.
Terörü bitirmek istediklerini ifade eden Çelik, "Bugüne kadar iktidara gelenler kendi ellerini taşın altına koyana kadar Mehmetçiği taşın altına koymuşlar. Böyle gelmiş böyle gider olmaz. Her insan farklı bir varlıktır. Biz dedik ki kimse kendini öteki hissetmesin. Terör
örgütünün bütün istismar unsurlarını ellerinden almak zorundayız. Hedef demokrasinin standartlarını yükseğe çıkarmaktır." dedi.
Türkiye'de
toprak bölünmesi olacağına inanmadığını anlatan Çelik, "Biz
PKK ile müzakere yapıyormuşuz? Ayıp! Bu süreç başladıktan sonra muhalefet hamaset yapmaya başladı, husumet üretiyor.
hakaret ediyorlar. Korkaklığımızdan değil sorumluluk altında olduğumuzdan fazla konuşmuyoruz. Biz memleketin selameti için söylediklerini sineye çekiyoruz." dedi.
Çelik, şunları kaydetti; "Bizim demokratik açılımla yaptığımız şudur; şu salonun içindeki oksijeni artıralım. Herkes rahat nefes alsın. Dindar da dinsiz de... Doğu'dan gelen de Batı'dan gelen de... Ülke satılıyor-matılıyor yok böyle bir şey. Teröre 300 milyar dolar para harcanmış; 450 katrilyon eder. Bu 450 bin kilometre duble yol demek, bu parayla 120
Atatürk Barajı yapılır. Terör başlamadan Van'ın dağlarında 9 milyon küçükbaş
hayvan vardı. Şimdi 2 milyona düştü. Ne oldu o insanlar? Bu sıkıntıyı çözemezsek, sıkıntı bizi çözer." (CİHAN)