İTO Meclisi
Ağustos ayı olağan toplantısında konuşan Yalçıntaş, "Oyumun rengi 12
Eylül günü '
evet' olacaktır. Bunu da temsil ettiğim iş dünyasının menfaatlerini gözettiğim için yapacağım. Kişisel özgürlüklerin ve demokrasinin genişlemesi için yapacağım. İnanıyorum ki, bu değişiklikle,
Türkiye'de yeni bir sayfa ve dönem açılacaktır." dedi.
Murat Yalçıntaş, Türkiye'nin yakaladığı
ekonomik gelişmelerin, yeni bir anayasayı zaruri kıldığına işaret ederken, "Demokratik standartlarımızla,
Anayasa standartlarımızla ekonomik
kalkınma ve gelişmemizi paralel kılmak durumundayız. Özellikle vurgulamak isterim ki Anayasa
oylaması politik bir oylama değildir. Bir siyasi partiyi desteklemek ya da başka bir siyasi partiye muhalefet etmek anlamı taşımamalıdır. Onun için herkesin bu
referandumu, politik bir duruş olarak algılama yerine partiler üstü bir mesele şeklinde görmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
"Bu referandumda partiler için oy kullanmıyoruz." vurgusunu yapan İTO Başkanı Yalçıntaş, "Anayasa'nın kısmen de olsa değiştirilmesi bizim için son derece önemlidir.
12 Eylül oylaması Türkiye için de büyük önem taşımaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Ticaret Odası'nın kurulduğu 1882 yılından beri daima özgürlükleri savunduğunun altını çizen Yalçıntaş, şunları kaydetti:
"Hür teşebbüsten, ifade özgürlüğünden, bireysel ve demokratik hakların artırılmasından yana olduk. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanında, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, çok partili hayata geçişte, bu kararlı tavrımızı hep sürdürdük. Dolayısıyla biz özgürlükleri artıran, değişime ayak uyduran her türlü yaklaşımı yürekten destekledik. Türkiye, rahmetli Turgut
Özal ile birlikte başlayan süreçte, hem ekonomik hem de siyasi anlamda son derece önemli kazanımlar elde etti. Artık Türkiye, dünyanın en büyük 16. ekonomisi. Satın alma paritesine göre GSYH'miz, 2009'da bile 880 milyar dolara ulaştı. AB ülkeleri içinde
Almanya,
İngiltere,
Fransa,
İtalya ve İspanya'da sonra en büyük 6. ekonomiyiz. İhracatımız, küresel
kriz dönemlerinde bile 100 milyar doların altına düşmedi. Artık tek haneli enflasyonu kanıksadık.
Ekonomik yapımızı yeniden kurduk. Peki bu verilere sahip Türkiye ekonomisi, referandumdan nasıl etkilenecek? Bana göre referandumun yol açabileceği bir siyasi dalgalanma, ekonomiyi çok fazla etkilemeyecektir. Çünkü Türkiye, son 8 yıl içinde kırılganlıklarından kurtulan güçlü bir ekonomi olmuştur. Ama referandum, ileriye dönük atılacak çok daha büyük adımlar için önemlidir. Bu nedenle ekonomi üzerinde doğrudan olmasa bile dolaylı ve büyük bir etkisi olacaktır. Aslında bugün Türkiye çok daha büyük bir hedefin peşindedir. Bizler ülkemizin dünyanın en gelişmiş ilk 10 ekonomisi içinde yerimizi almaya çalışıyoruz. Bunun olabilmesinin tek bir şartı var... O da, daha özgür bir Türkiye'dir. Çünkü ekonomi ile
siyaset arasında hayati bir bağ vardır. Siyasetin daraldığı, özgürlüklerin kısıtlandığı hiçbir ortamda ekonomik gelişme ileriye götürülemez. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada oynadığı rolüne uygun yeni bir Anayasa'ya ihtiyacı var. Çünkü Türkiye, kronik sorunlarını çözmeden, büyük hedeflere doğru yürüyemez. Hem ayağımızda prangalar olacak, hem bizden koşmamız istenecek. Bu mümkün değildir."
"YAKALADIĞIMIZ EKONOMİK GELİŞİM YENİ ANAYASAYI ZORUNLU KILIYOR"
Murat Yalçıntaş,
Anayasa değişikliğinin getirdiği düzenlemelere de değinerek, "Ticari hayatımızda çeşitli değişiklikler olacak. Sözgelimi artık işadamları yurtdışına çıkarken,
küçük vergi borçları nedeniyle sınır kapısından geri çevrilmeyecek. Yurtdışına çıkış yasakları, ancak
mahkeme kararıyla konulabilecek. Getirilmesi amaçlanan ombudsmanlık kurumunu da çok önemli buluyoruz." dedi. İTO Başkanı, değişikliklerle iş dünyasının tüm aktörleriyle temsil edildiği Ekonomik ve Sosyal Konsey'in Anayasal güvence altına alınmasının da ekonomik sorunlarımızın çözümü için son derece anlamlı olduğunu dile getirdi.
Anayasa değişikliğiyle esnaf ve tüccarlar, meslek örgütleri ile oda temsilcileri, karar mekanizmalarının içine sokulduğunu belirten Yalçıntaş, "Yine özellikl
e devlet memurlarına yönelik olmak üzere, çalışma hayatında çok ciddi düzenlemeler ve değişiklikler geliyor. Sonuç olarak, Türkiye'nin yakaladığı ekonomik gelişmeler, yeni bir anayasayı zorunlu kılmaktadır. Çünkü demokratik standartlarımızla, Anayasa standartlarımızla ekonomik kalkınma ve gelişmemizi paralel kılmak zorundayız." şeklinde konuştu.