Türkiye, Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde 2002 yılında idam cezasını kaldırdı. Böylece, Avrupa kıtasında idam cezasını uygulayan ülke kalmadı. Ancak bugün idam Türkiye’de seçim vaatleri arasına girdi.
İdam cezasını kaldıran
koalisyon hükümetinin ortaklarından MHP lideri
Devlet Bahçeli, tek başına
iktidar halinde ‘idam’ vaadinde bulundu. Koalisyonun diğer ortağı
Mesut Yılmaz ise, Bahçeli’nin tavrını “ilkellik” olarak niteledi, Abdullah
Öcalan dahil idam cezasının uygulanmasına karşı olduğunu söyledi.
Bahçeli: İktidar muktedirliği versinler, görürler
Başbakan Tayyip Erdoğan’a miting meydanından “Al sen as” diyerek “urgan” atan MHP lideri Devlet Bahçeli,
Kanal B televizyonunda canlı olarak yayınlanan programda, konuya
Abdullah Öcalan’ın idam edilmesi görüşüyle girdi.
MHP ADALETİ DENGELEMEK AÇISINDAN HAK GÖRÜYOR
Bahçeli, “MHP, 30 bin insanın cinayetinden sorumlu olan bir kişinin idam edilmesi anlayışına sahiptir, bunu da adaleti dengelemek açısından hak görmektedir. Ama şartların ne getirdiğini de dikkate alarak hareket etmek lazım.
Anayasayı değiştirecek bir iktidar muktedirliğini versinler ne yapacağımızı görürler” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın “MHP mensupları idam konusunda hassastır bu hassasiyeti istismar e
dersek MHP’yi oy kaybına uğratabiliriz” düşüncesinde olduğunu iddia ederek, “Bunu halkımızın, özellikle de
dava arkadaşlarımızın çok iyi anlaması lazım” uyarısı yapan Bahçeli, şöyle dedi:
126 MİLLETVEKİLİYLE BUNU ASAMADIK
“126 milletvekiliyle bunu asamadık, bize de astırmadılar çünkü
Hükümet’te üçte birsin,
Meclis’te beşte bir. Şimdiki iktidar ise 353 milletvekiline sahip şu an. Ve biz bunu asamadık o zaman al bu ipi asıyorsan sen as. Şimdi buradan Sayın Başbakan’ın ders çıkartması lazım. Bu ipin ne anlama geldiğini çok iyi anlaması lazım.”
Bahçeli, MHP’nin iktidara gelmesi halinde idam cezasını tekrar Anayasa’ya koyup koymayacağı sorusu üzerine de, “‘Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar gerektirirse, ihtiyaç bulunduğu takdirde, toplumsal bir talep çıktığı takdirde gereken her şeyin yapılması lazım” dedi.
Yılmaz: İdama kesinlikle karşıyım
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, seçim bölgesi
Rize’de
propaganda çalışmalarını yürütürken, “Bütün acılara rağmen,
ölüm cezasının Türkiye’de artık uygulanmaması gerektiğine inanıyorum. Terörle mücadele uğruna çağdaşlıktan vazgeçilemez” dedi.
İdam cezasının kaldırıldığı ve Abdullah Öcalan’ın asılmaması kararının verildiği DSP-MHP-
ANAP koalisyon hükümetinin ortaklarından Devlet Bahçeli’nin karşısına, diğer ortağı Mesut Yılmaz çıktı. Eski ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, “Öcalan’ın idam edilmemesinin doğru karar olduğunu” savundu, “Kesinlikle karşıyım” dedi.
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, bağımsız
milletvekili adayı olduğu seçim bölgesi Rize’de, Abdullah Öcalan’ın idam cezasının uygulanmamasının Türkiye için doğru bir çözüm olduğunu düşündüğünü söyledi.
Başbakan ve Bahçeli arasındaki tartışmaları çağ dışı bulduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:
“İlkel buluyorum. Bizim koalisyon hükümeti döneminde yaptığımız mutabakat,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (
AİHM) kararına kadar bu infazı ertelemektir. Bildiğiniz gibi AİHM, kararı daha sonra, bu Hükümet zamanında vermiştir. Dolayısıyla, ondan sonra bu kararın gereğini yapmak, ya infazı uygulamak, veyahut da arada gerçekleşen
Anayasa değişikliği gereğince infazı uyulamamak tamamen bu Hükümetin inisiyatifindeydi. Bu Hükümet taktirini o yönde kullanmıştır. Bunun da Türkiye için doğru bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Ben çektiğimiz bütün acılara rağmen, ölüm cezasının Türkiye’de artık uygulanmaması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle de biz bu Anayasa değişikliğini gerçekleştirdik.”
TERÖRLE MÜCADELE İÇİN ÇAĞDAŞLIKTAN VAZGEÇİLEMEZ
Türkiye’de ölüm cezası yerine uygulanan ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasının var olduğunu hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi:
“Ölüm cezasının kaldırılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Nitekim adli istatistikler de ölüm cezasının kaldırılmasından sonra Türkiye’de ölüm cezasına tabi suçlarda herhangi bir artışın olmadığını göstermektedir. Bu da Türkiye için sevindirici bir gelişmedir.”
Türkiye’nin
terör sorunu ile çağdaşlık sorununu birbirine karıştırmaması gerektiğini belirten Yılmaz, “Terörle mücadele uğruna da çağdaşlıktan vazgeçmemesi gerekmektedir” dedi.