İşte AK Parti savunmasının detayları

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın açtığı kapatma davasıyla ilgili ön savunmayı tamamlayan AK Parti, hazırladığı metni dün Anayasa Mahkemesi'ne teslim etti.

İşte AK Parti savunmasının detayları

Ön savunmada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Venedik ve Kopenhag Kriterleri'ne atıf yapan AK Parti, iddianamenin hukukî değil siyasî olduğunu vurguladı. Program ya da icraatlarında laikliğe aykırı bir durum olmadığının altı çizerken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yönelik yargılama talebinin de Anayasa'ya aykırı olduğunu kaydetti. Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Dengir Fırat, Burhan Kuzu, Ahmet İyimaya, Sadullah Ergin, Bekir Bozdağ ve Zafer Üskül'ün bir aydır üzerinde çalıştığı dosya önceki gün tamamlandı. Başbakan Tayyip Erdoğan son rötuşlarını yaptıktan sonra, dün Anayasa Mahkemesi'ne teslim edildi. Alınan bilgilere göre, ön savunmada başsavcının iddialarına tek tek cevap verilmiyor. Bunun yerine, delillerin gazete kupürlerine dayandığı ve siyasî değerlendirmeler içerdiği üzerinde duruluyor. Savunmanın temel kurgusunu, demokra-si ve hukukun üstünlüğü kavramları oluşturuyor. AK Parti'nin ön savunmasında demokratik hayatın vazgeçilmezi olan siyasi partilerin kapatılması son çare ve istisnai durum olarak değerlendiriliyor. Kopenhag Siyasi Kriterleri ile partilerin şiddet ve teröre bulaşmaları durumunda kapatılmasını öngören Venedik Kriterleri referans gösteriliyor. Savunmada şu görüşlere yer veriliyor: Cumhurbaşkanı Evren için 'yargılanamaz' kararı verilmişti Cumhurbaşkanı, Anayasa'ya göre sorumsuzdur. Sadece vatana ihanet suçundan yargılanabilir. Cumhurbaşkanı, kendi atadığı mahkeme heyetinin karşısında savunma yapamaz. Yargıtay, 1987 yılında yazar Aziz Nesin'in dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren hakkında yaptığı suç duyurusuna karşı, "yargılama yapılamayacağı" kararını vermiştir. Yargıtay'ın bu kararı Abdullah Gül için emsal niteliğindedir. Belediyelerin eylemleri delil olamaz Anayasa'da güçler ayrılığı ilkesi vardır. Başsavcı'nın yasama ve yürütmenin tüm eylemlerinden hükümeti ve AK Parti'yi sorumlu tutması Anayasa'da yer alan güçler ayrılığı ilkesi ile örtüşmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve belediyelerin eylemleri idari işlemler kapsamında Danıştay tarafından denetlenmektedir. Bunların eylem ve faaliyetleri partiye mal edilemez. İdarenin her türlü işleminden Danıştay sorumlu İddianamede sıkça geçen içki ruhsatı, kırmızı sokak oluşturma çabası gibi yerel yönetimlerin faaliyetleri Danıştay denetimine tabidir. Bu eylemlerin suç sayılması Danıştay'ın görevini yerine getirmediği sonucunu doğurur. Bu nedenle idarenin işlemleri parti kapatmaya delil olarak gösterilemez. Seçim tarihi bile yanlış İddianame özensiz bir şekilde hazırlanmıştır. İddianamede seçim tarihi bile 22 Temmuz 2008 olarak yer almıştır. Tekzipler dikkate alınmadı Laiklik karşıtı olma isnadı daha çok gazete kupürlerine dayandırılmasına rağmen bu haberlere gönderilen tekzipler dikkate alınmamıştır. Değişiklikte 411 vekilin imzası var Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinin değiştirilmesi teklifi MHP ile birlikte hazırlandı. Teklifte 411 milletvekilinin imzası var. Bu girişim yasama faaliyetidir. Milletvekilleri, yasama faaliyetlerinden dolayı suçlanamaz. Anayasaya karşı bir yasama faaliyeti olursa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir. Henüz Anayasa Mahkemesi'nin bile karar vermediği bu konudan dolayı suçlama yapılması ve siyasi yasak istenmesi doğru değildir. Ek 17, henüz Meclis'te görüşülmedi Başörtüsü yasağına karşı hazırlanan YÖK Kanunu Ek 17. maddesi henüz Meclis'te görüşülmedi. Sırf teklife imza attığı için bile dava konusu olan milletvekilleri bulunuyor. Arınç'ın sözleri partiyi bağlamaz Meclis başkanları seçilir seçilmez partiyle bağları kesilir. Bu yüzden eski Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın başkanlığı dönemine ait suçlamalar da partiye mal edilemez. Eski TBMM Başkanı Arınç'a ait suçlamalar görev yaptığı dönemde yapılmış açıklama ve eylemleri kapsamaktadır. Meclis başkanlarının yargılanmalarına da içtüzük gereği Meclis karar verir. Mahkeme kararları eleştirilebilir Başbakan Erdoğan, bakanlar ve parti yöneticilerinin yüksek yargı organlarının kararına yönelik açıklama yapmaları suç olarak gösterilemez. Mahkeme kararlarının eleştirilmesi yasak değildir. 94'teki konuşmalar bizi ilgilendirmez Başbakan Erdoğan'ın iddianamede yer alan 1994 ve 1995 yıllarına ait sözleri AK Parti'yi bağlamaz. AK Parti, 2001 yılında kurulmuş bir siyasi partidir. Bu sözler 7 yıl sonra kurulan bir siyasi partinin kapatılması istemine delil olarak gösterilemez. Bu sözler doğru kabul edilse bile zamanaşımına uğramıştır. BOP hukuki değil, siyasi bir tartışma İddianamede yer alan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ılımlı İslam gibi ithamlar hukuki değildir; siyasi tartışma konularıdır. Dolayısıyla bu konudaki eleştiriler kapatma davasının değil, siyasi tartışmaların konusudur. Gözler, parti kapatmayı zorlaştıran anayasa değişikliğinde AK Parti, kapatma davasına karşı iki koldan çalışma yürüttü. Ön savunma için 8 isim bir ay süreyle çalıştı. Diğer taraftan parti kapatmayı zorlaştıran düzenlemenin de yer aldığı anayasa değişiklik paketi üzerinde çalışıldı. Ön savunmanın bitmesinin ardından gözler demokratikleşme paketine çevrildi. AK Parti, anayasa değişikliği yapıp yapmama konusunda resmi kararını vermedi. Bu konuda düğmeye milletvekilleriyle istişare toplantılarının bitmesinden sonra basılacak. Bu süreçte muhalefet partilerinin de nabzı tutulacak. AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Ergün, ek süre talebinde bulunmamalarının anayasa değişikliğinden vazgeçtikleri anlamına gelmediğini söyledi.
<< Önceki Haber İşte AK Parti savunmasının detayları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER