Başbakan Erdoğan,
seçimlerle ilgili partisinin sürekli kamuoyu yoklamalarını devam ettirdiğini belirtti.
''Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Partimizin oylarında bir düşüş söz konusu değil, tam aksine artış trendi devam ediyor'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şu anda bize kamuoyu araştırmalarından gelen neticeler yüzde 40'ın hep üzerinde. Şu anda yani, iki parti barajı aşmış olarak görünüyor. Ben kararsızları değerlendirmelerin içine pek sokmuyorum. Kararsızlarda da şu anda gelinen nokta, yüzde 18-20 arasındadır.''
Erdoğan, ''Çok samimi olarak söyleyebilir misiniz,
Meclis'te kaç parti olsun istiyorsunuz?'' sorusuna ''Ben; özellikle
ekonomik, siyasi, demokratik istikrar açısından, iki partili meclisten yanayım'' karşılığını verdi.
''
Türkiye'nin henüz bir
koalisyon kültürüne sahip olmadığı'' görüşünü dile getiren Erdoğan, ''Koalisyon hükümetlerinin olduğu dönemde Türkiye hep geriye gitmiştir. Tek partili iktidarların olduğu dönemde Türkiye hep kazançlı çıkmıştır'' dedi.
-
CHP'NİN SEÇİMDEKİ DURUMU-
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarında CHP'nin oy oranının nasıl göründüğüne ilişkin soruyu da ''Şu anda CHP bu birleşmesine rağmen mevcut 3 Kasımdaki oyunu bizdeki görüntülerde yakalayamıyor'' diyerek yanıtladı.
''MHP'nin barajı aştığının, özellikle şehit cenazelerinin bu partinin oy oranını artırdığının yaygın bir kanaat haline geldiğinin'' belirtilmesi üzerine de Erdoğan, ''Doğrusu onun ters teptiği yerler de var. Vatandaşımız artık o geçmişteki noktada, o 1999 noktasında değil, onu gördü.
ANAP-DSP-MHP döneminde Türkiye hangi faturayı ödedi, bunu
halkım çok iyi biliyor'' diye konuştu.
Erdoğan, ''Mağduriyet edebiyatı yapacak mısınız?'' sorusuna da, ''Böyle bir şeye ihtiyacımız yok'' karşılığını verdi.
AK Parti tabanının bazı yerlerde ''
dindar cumhurbaşkanı seçtirmediler'' şeklinde
propaganda yaptırdığı yönünde duyumların geldiğinin belirtilmesi üzerine de Erdoğan, ''Bu çok yanlış, çirkin bir şey. Üç kişi beş kişi böyle bir şey söyledi diye bunu AK Parti'nin politikası, yaklaşımı diye görmek bizi üzer'' dedi.
Partilerini kurarken ''din eksenli değil, insan eksenli'' parti olduklarını vurguladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, ''Din üzerinden
siyaset bizim partimizin ilkeleri arasında yok'' şeklinde konuştu.
-''KİMSE BÖYLE BİR ŞEYE CÜRET EDEMEZ''
Eğitim çalışmalarında sürekli bunları söylediklerini ifade eden Erdoğan, ''İnsanların dindarlığını, dinsizliğini tespit etmek, bunun görevlisi AK Parti değil ki Tayyip Erdoğan değil ki benim partimin mensubu olsun, bizim böyle sorumluluğumuz yok. Kimse böyle bir şeye cüret edemez'' dedi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın ''Dindar cumhurbaşkanı seçtireceğiz'' şeklindeki sözleriyle ilgili soru üzerine de Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:
''Meclis Başkanımızın oradaki yaklaşımı, önüyle, arkasıyla neye dayanarak böyle bir şey söylemiş onu bilemem. Ama benim anlatımımda böyle bir şey eğer duyduysanız onu önüme getirin. Partimin programı da ortadadır. Partimin programı beni bağlar, söylediklerim beni bağlar. Şahsımla ilgili sorarsanız, ben dindar olmanın gayreti içerisindeyim. Ama dinsizin kendi düşüncelerini de korumak, onu da güvence altına almak bir Başbakan olarak benim görevimdir.''
Şu andaki tabloda bağımsız milletvekillerinin Meclis'te yer alacağının görüldüğünü, ancak bunların sayısının şimdiden tahmin edilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, ayrıca ''tavandaki birleşmelerin tabanda da birleşmeyi getirmeyeceğini'' söyledi. Erdoğan, ''Bu siyasetin kaderinde, fıtratında var. Halk hepsinden duruş bekler. O duruşunuzu tam manasıyla ortaya koyuyorsanız peşinizdedir'' dedi.
-CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak çıkacak tabloya göre atılacak adımları belirleyeceklerini belirten Erdoğan, demokrasinin bir yerde çoğulculuk olduğunu, ancak 5 kişinin görüşüne 365 kişinin uymasının beklenemeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde CHP'nin kanaatlerini önceden belirttiğini, bu nedenle de DYP ve ANAVATAN ile görüştüğünü belirten Erdoğan, ancak Abdullah Gül'ün bütün partileri ziyaret ettiğini, buna rağmen netice alamadığını kaydetti.
Abdullah Gül'ün bu süreçte yıpranıp yıpranmadığının sorulması üzerine de Erdoğan, ''Ben güçlendiğine inanıyorum'' dedi.
Yeniden cumhurbaşkanlığına
aday olup olmayacağına ilişkin takdirin Abdullah Gül'e ait olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Aday göstermek böyle bir dönem geldiğinde, grup olarak çıkılır, ayrıca adayını gösterebilir. Yeniden değerlendirilir'' diye konuştu.
Bugüne kadar cumhurbaşkanlarının aynı yöntemle seçildiğini belirten Erdoğan, bu konuyla ilgili şahsında bir burukluğun fazlasıyla olduğunu, en çok burukluğu da millette gördüğünü söyledi. Erdoğan, ''Bütün insaf sahibi olan, hukuk literatüründe yeri olan,
hukukçu sıfatıyla olanlara söylüyorum, biz anayasayı mı değiştirdik?
Hayır. Sayın
Özal, Sayın
Demirel, Sayın Sezer hangi anayasayla seçildiyse, biz de aynı anayasa maddelerine göre seçim yaptık'' şeklinde konuştu.
-''BU ÜLKENİN VATANDAŞI DEĞİL MİDİR?''-
''Burada asıl sorun Gül'ün eşinin başörtüsü müdür?'' sorusuna Başbakan Erdoğan, ''o aslında çok daha üzücü olur. Eğer o ise o zaman şunu söylesinler; Başörtülü olan birisi
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamaz'' karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanında aranan niteliklerin belli olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Yani, bu ülkede eşi başörtülü olan insan bu ülkenin vatandaşı değil midir?'' diye sordu.
''Cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanının eşlerinin başının kapalı olmasına eleştiriler geleceğinin'' ifade edilmesi üzerine de Erdoğan şunları söyledi:
''Üçünün de başının açık olduğu bir tabloyu düşünün. O olduğu zaman oluyor da bu olduğu zaman niye olmuyor? Üçünün başı açık olduğunda oluyor, örtülü olduğunda olmuyor.
Burada bir defa şu yaklaşım tarzımızı gözden geçirmemiz lazım; Bu oyla mı oluyor, oyla oluyor. Biz halkımızı mı aldattık? Hayır, halkımız tercihini kullandı, Bu tercihler neticesinde buralara gelindi. Yarın bir başkası olur, nasıl olur? Cumhurbaşkanının eşi örtülü olur, başbakanın eşi başı açık olur, meclis başkanının hanımının başı açık olur.
Şu anda bu böyle denk düştü diye bunu farklı yönlere çekmek bana göre yanlış olur. Burada birbirimizi sevmek, saygı duymak, elele vermek durumundayız. Burada biz birbirimizin eşlerinin başının örtüsüyle açıklığıyla ilgilenmeyi artık bir kenara koyalım.''
-''HALKIMIZA NEYİ DAYATTIK?''
Bütün attıkları adımlarda halkın huzuru ve refahı için çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, ''Attığımız adımlarda ülkede halkımızın siyasi, kültürel, ekonomik noktada neyini
ihmal ettik veya neyini yaşanamaz hale getirdik? Biz getirdik de halkımıza neyi dayattık?'' diye sordu.
Miting meydanlarında toplanarak görüşlerini dile getirmenin herkesin hakkı olduğu, ancak ''güçlü AK Parti iktidarını yıpratma amacının da bulunduğu'' görüşünü dile getiren Erdoğan, ''
yaşam tarzına müdahale edileceği görüşlerinin dile getirilmesini'' de haksız bir itham olarak gördüğünü söyledi.
İstanbul'da belediye başkanlığına geldiğinde halkın yaşam tarzına müdahale edileceği yönünde görüşler ortaya atıldığını belirten Erdoğan, ancak görülmemiş atılımın yapıldığını kaydetti. Erdoğan, ''Hükümette göreve getirildikten sonra da bunu söyleyenler oldu. 4.5 yıl oldu, biz halkımızın nerede yaşam tarzına müdahale ettik, neyi yapıyordu da yanamaz hale geldi?'' dedi.
Erdoğan, milletvekili adaylarını belirlerken eşinin başının açık ya da kapalı olması konusunda herhangi bir ayrıma gitmediklerini kaydetti.
Başbakan Erdoğan parti olarak toplumsal merkezde bulunduklarını belirterek, ''Biz sağın merkezini de solun merkezini de alabiliriz. Ama onlar aralarında ve birbirlerine çok uzaklar'' dedi.
Erdoğan, hükümetin 4.5 yılda yaptıklarının halk için en önemli
oy verme kriteri olacağını ifade ederek, ''Bu olayı bireyselleştirirsek koskoca bir seçimi zaafa uğratırız. Çünkü bu olay, 22 Temmuz, bana göre o kadar
küçük değil. 22 Temmuz Türkiye için çok önemli bir dönüşüm noktası olacak'' diye konuştu.