Bu yazıyı, son günlerine geldiğimiz
seçim döneminde KONDA'nın yaptığı araştırma bulgularının ana çizgilerini vermek amacıyla yazıyorum.
Şubat 2007'den başlayarak geçen
pazar gününe (15 Temmuz) kadar, sekiz araştırmada 25 binden fazla denekle görüşülmüştür.
Her araştırmanın örneklemi birbirinden farklıydı. İki kez, iki araştırmayı aynı günlerde, geri kalan beş araştırmayı birbirinden farklı hafta sonlarında gerçekleştirdik.
Türkiye seçmeninin, araştırma günlerindeki siyasal eğilimlerini ölçmek' amacına uygun olarak tasarlanmıştır. Ölçüm sırasında, deneklerin yaş,
cinsiyet, iş,
doğum yeri ve benzeri bilgiler de toplanmıştır. Ayrıca, deneklerin çeşitli olaylar ve önermeler hakkında görüşlerini öğrenmek amacıyla da sorular sorulmuştur. Üç-beş soru bazı araştırmalarda tekrarlanmıştır.
Araştırmalarda aynı teknikle hazırlanan farklı örneklemler kullanılmıştır. Siyasal eğilim
ölçümü sonuçları üç gün sonra 22 Temmuz'da teyit edilirse, araştırmaların verileri, geniş ve önemli bir kaynağa dönüşmüş olacaktır. Sonuçlar beklediğimiz gibi olursa sekiz araştırmanın verilerini bir kitapta toplamayı düşünüyoruz.
Son araştırmanın sonuçları:
Geçen hafta sonunda (14-15 Temmuz) yapılan saha çalışmasının sonucu
Tablo 1'de görülmektedir. Yüzde 11 olan 'Kararsızlar' az değildir. 'Yarın seçim olsa' sorusunun cevaplarını, diğer bazı soruların cevaplarıyla karşılaştırdığımızda, kararsızların ortaklaşa sahip olduğu açık ve sade özellikler bulamadık. Bizce bunlar 'Kararsız' değil, 'Kararını kendine saklayanlar'dır.
Bu düşünceyle, 'Kararsızlar' her partiye kendi oyu oranında dağıtılmış ve son araştırmaya göre 22 Temmuz seçimi sonucunu göstermek üzere, Tablo 2 ve Grafik No: 1 çıkarılmıştır.
Araştırma verilerine göre, seçimlere katılan seçmenin yaklaşık yüzde 80-90'ı Meclis'te temsil edilecektir. Yüzde 44 oyun temsil edilmediği geçen seçimlerden sonra, bu seçimde temsil bakımından olumlu bir adım atacağımız anlaşılmaktadır.
Türkiye geneli için bulunmuş verilerden çıkarak partilerin milletvekili sayıları kesin olarak hesaplanamazsa da, yakın sonuçları bulabileceğimiz bilgisayar programları vardır. Bu programlardan ikisine, Tablo 2'deki yüzdeler girildiğinde, AKP için 334 ve 337 milletvekili sayısı bulunmaktadır.
Biz, KONDA'daki arkadaşlar, son araştırma sonuçlarına göre,
sandalye sayıları için, Tablo 3'teki aralıkları vermeyi doğru görüyoruz.
Bu sonuçlar oy sandıkları tutanaklarıyla teyit edilirse, AKP tek başına
iktidar olacak, Meclis'e AKP,
CHP, MHP Milletvekilleriyle birlikte şimdiye kadar görülmemiş sayıda '
Bağımsız' girecektir. Beklendiği gibi, seçim öncesinde DTP üyesi olan 'Bağımsızlar' eski partilerine dönerlerse, daha başlangıçta Meclis'te dört parti grubu bulunacaktır.
CHP listelerinden seçilmiş DSP'lilerin grup kurma olanağı bulabilmeleri henüz bir soru olarak devam etmektedir.
Dönem boyunca gelişme:
Araştırma tarihlerine göre partilerin oy yüzdeleri grafiği gelişimi 2 No'lu Grafik'te gösterilmiştir.
2 Şubat'tan 15 Temmuz'a yaptığımız araştırmalar boyunca ufak ve geçici değişiklikler dışında, oy dağılımının karakterini değiştirecek gelişmeler olmamıştır.
Seçim döneminin yasal başlangıcından iki hafta sonra 18 Mayıs'taki araştırmada, AKP'nin oy oranında sert sayılabilecek çıkışa karşın, DP ve MHP'de düşme görülmüştü. Bu artış ve düşüşü,
cumhurbaşkanı seçimi sürecinde olup bitenlere, seçmenin tepkisi olarak görmekteyiz. Mamafih, bir-iki hafta geçince AKP'deki artış ve MHP'deki düşüş büyük ölçüde geri gelmiş; DP'deki düşme ise, Anavatan Partisi'yle birleşmedeki talihsizlikler nedeniyle olacak, şubat başlarındaki yerine dönmemiştir.
7 Haziran'dan bugüne kadar yapılan beş araştırmanın verilerine göre, 22 Temmuz'da partilerin alacakları
oy oranları, Tablo 4'teki değerlerde seyretmiştir.
Tablo 4 ve Grafik 2'deki veriler, hata payları göz önüne alınarak incelendiğinde, seçim döneminde özellikle haziran başından bu yana seçmenin parti
tercihlerinde önemli değişiklikler ve gidip gelmeler olmadığı görülmektedir.
Genel bulgular
a) AKP, her coğrafya, nüfus özellikleri ve kimlik gruplarından, kendi ortalamasında az ya da çok, ama kayda değer oranda oy almaktadır. Bu bulgu AKP'nin, en azından günümüzde, tam bir kitle partisine dönüşmüş olduğunu, kamuoyunda yaygın biçimde söylendiği gibi bir 'gruba' dayanmadığını göstermektedir.
b) AKP, eğitim, gelir,hane halkı sayısı ve diğer göstergeler bakımından toplumun orta ve alt kesiminden, günümüzün 'güçsüzlerinden', başka deyişle mağdurlardan oy almaktadır.
c) CHP oyu seçim dönemi boyunca, yerel seçimlerdeki oyunun biraz altında seyretmiştir. DSP ile yapılan ittifakın, mitinglerin ve son aylardaki siyasal tartışmaların CHP oyunda bir artış sağlamadığı görülmektedir.
d) Çağdaşlıkla bütünleşmiş, orta üstü gelir dilimlerindeki yüksek eğitimli, hanesindeki kişi sayısı ortalamanın altında olan ve kentlerde yaşayan seçmenlerin,
laiklik konusundaki duyarlı ve 'irticanın arttığı' görüşüyle AKP iktidarını suçlayan kesimi, bu seçimlerde de 'liderine rağmen' CHP'yi desteklemeye devam etmişlerdir. Özellikle bu kesimin 44 yaş üstünde olanlarında bu tercih daha açık olarak görülmektedir. Bu kesimlerin bir diğer özelliği de görece gelişmiş olmalarıdır. Bu durum CHP'nin sınırlı bir kesime 'sıkıştığı' izlenimi vermektedir.
e) Seçime katılma oranının yüksek olacağını gösteren işaretler
vardır.
f) Deneklerin önemli (yüzde 70'in üstündeki) kesimi, oy vereceği parti tercihine bakmaksızın, AKP iktidarını beklemektedir.
Erdem- RADİKAL