AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, muhalefet partilerinin geçmişte askeri vesayet ya da yargı darbesi üzerinden elde ettikleri kazanımları Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bir takım anayasal tuzaklarla elde etmeye çalıştıklarını iddia ederek, "Maddeler üzerindeki kelime tartışmalarıyla süreci uzatıyorlar. Anayasa millet iradesinin mührüdür. Milletin iradesinin çalınma mekanizması değildir. Millet iradesini tam olarak tanımamış hiçbir zihniyetin anayasayı yapamaz. İstenirse bu anaya 15 günde , 30 günde yazılır. Yazılmaması için hiçbir sebep yok." dedi.
Türkiye’nin Suriye ile uzun bir sınıra sahip olduğunu hatırlatan Genel Başkan Yardımcısı Çelik, dünyanın öbür tarafındaki Çin’nin veya başka hesaplarla denkleme dahil olan Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’ndeki vetosu neticesinde Suriye’ye yaptırım kararı çıkmasının engellendiğini belirtti. AK Parti İl Başkanlığı’nın iki günlük teşkilat içi eğitim seminerinin açılışında konuşan Çelik, Fransa’nın Orta Afrika’daki Mali’ye asker göndermek için BM’den karar çıkardığını ifade etti. Mali’de Suriye kapsamında bir katliam ve çatışmanın olmadığını savunan Çelik, “BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye için bir yaptırım kararı çıkmıyor da Mali için karar neden bu kadar hızlı çıkıyor. Mali’ye müdahale etme konusunda bu kadar gerekçe üreten dünya Suriye’ye söz konusu olduğunda niçin var olan gerekçeleri görmezden geliyor. Onun için diyoruz ki; dünyanın düzeninde ciddi bir yanlışlık var. BM Güvenlik Konseyi’nin beş tane üyesi dünyanın kaderini değiştirecek bütün kararları tek başlarına alıyor. Geçici üyelerin inisiyatifleri çok geri planda kalıyor. Üstelik konsey üyelerinin hangi denge içerisinde dünyayı ne kadar temsil ettikleri bu kadar tartışılırken, bütün bu düzenin herhangi bir şekilde adalet, hakkaniyet ve sağduyu temelinde işlediğini söylemek giderek imkânsızlaşıyor.” diye konuştu.
İsrail’in Gazze’ye saldırdığında BM Güvenlik Konseyi üyelerinin İsrail’in kendisini savunma hakkında bahsettiğini aktaran Çelik, ama yalanlarına bir tek cümle ekleyip Gazzelilerin hayatta kalma hakkından bahsedenin olmadığını söyledi. BM Güvenlik Konseyi’nin ortaya koyduğu iradenin olayın taraflarını bile kapsamadığını kaydeden Çelik, şöyle devam etti: “Dünyada bugün çeşitli çalışma alanlarına adalet ve hakkaniyetle müdahale etme konusunda BM’nin sürekli meşruiyeti tartışılıyor. Mali’ye askeri müdahale konusunda bu kadar hızlı organize olan BM ya da Avrupa, Suriye’ye yaptırımlar konusunda niçin bu kadar çekimser ve ortadaki katliamı görmezden gelen bir tavır sergiliyor? Uluslararası meşruiyetle ilgili bugün güncel soru ve sorun bu dur. Bu sorulara artık cevap verilmeden, ‘artık dünyanın düzeni böyle, dolayısı ile bunun düzelmesi mümkün değil’ gibi bir takım argümanların üretilmesi mümkün değildir. Türkiye ve dünyanın sağduyulu ve adaletten yana bütün devletleri buna itiraz etmektedir. Çok açık ve net bir şekilde görülüyor; Suriye meselesinde uluslararası toplum ve BM Güvenlik Konseyi sınıfta kalmıştır. Bu kadar insan öldürülürken, bu kadar mülteci Ürdün, Lübnan ve Türkiye’ye sığınmışken BM Güvenlik Konseyi’nin hala Suriye’deki olaylar karşısında seyirici durumda kalması, meşruiyetini şekilde tartışma konusunun ötesine taşımış ve ciddi bir şekilde zedelemiştir.”
ANAYASANIN YAZIMI GECİKİYOR
Mecliste yürütülen yeni anayasa çalışmalarına değinen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, ‘yasama, yargı ve yürütmeden’ bahsedilirken, kuvvetin kime verileceğinin hazırlıkların temel konusunu oluşturduğunu ifade etti. 12 Eylül’de faşist bir anayasa; anaya denilmeyecek bir buyruk metnin toplumun önüne konulduğunu dile getiren Çelik, şunları söyledi: “Gelinen noktada birçok kez değişmiş. Değişim çabaları şu: statüko karşısında sürekli söz konusu kuvvet millete vermeye çalışıyor, fakat başka kurumlar eliyle bu kuvvet çalınmak isteniyor. Bir yıl bitti. Mısır bizden geç başlayıp anayasasını bitirdi. Türkiye’de 30 yılda anayasa konusunda söylenmedik hiç şey kalmadı. Buna rağmen anayasanın yazımı gecikiyor. Muhalefet partileri kuvveti millete veren bir anayasaya yanaşmıyor. Milletin sahip olduğu yetkiyi nasıl kaçırırım diyen muhalefet partileri–özellikle CHP’nin büyük bir gayreti var. Sonuçta anayasa çalışmaları ilerlemiyor. Biz halkın içerisinde imtiyazlı bir kesim ile geri kalanını imtiyazsız kılma anlayışını siyasi düzen olmaktan çıkardık, çıkarmaya devam ediyoruz. Bunun karşısındaki son engel noktası bu anayasadır. Bu anayasa hiçbir sorunu çözmeyen sürekli kriz çıkaran yapıya sahiptir. En son referandumda geçen maddelerle birlikte demokratikleşme hususunda bu anayasayı artık millet üzerinde bir baskı aracı olmaktan çıkaracak büyük adımlar atıldı. Eğer referandum olmasaydı çok daha büyük krizlerle karşı karşıya kalacaktık. Bu nedenle herkesin anayasa çalışmalarını çok izlemesi gerekir.”
HANGİ PARTİ HANGİ TEKLİFİ GETİRDİ; İSTENİRSE ANAYASA 30 GÜNDE YAZILIR
Anayasa hazırlıklarında hangi partinin hani teklifi getirdiğini soran Çelik, “Aslında bir öneriden çok, temel soru şudur: Yetkiyi millete mi veriyor, millet dışında bir takım kurumlara bu yetkiyi gasp ettirmeye mi gayret ediyor? Bizim teklifler eleştiriliyor. Ama muhalefet partilerinin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na Türkiye’de gerçek bir anayasa reformunu gerçekleştirecek, parlamenter demokrasinin eksikliklerini giderecek, gerçek bir reform anayasasıyla ilgili hiçbir teklif sunulmamıştır. Bir takım maddeler üzerindeki kelime tartışmalarıyla süreci uzatıyorlar. Süreci uzatmaktan mesafe almamızı engelliyorlar. Anayasa millet iradesinin mührüdür. Milletin iradesinin çalınma mekanizması değildir. Millet iradesini tam olarak tanımamış hiçbir zihniyetin anayasayı yapamaz. İstenirse bu anaya 15, 30 günde yazılır. Yazılmaması için hiçbir sebep yoktur. Muhalefet partileri geçmişte askeri vesayet ya da yargı darbesi üzerinden elde ettiklerini bugün bir takım anayasal tuzaklarla elde etmeye çalışıyorlar. Eğer muhalefet partileri yeni bir anayasa yapma konusunda samimiyse bir yıl bile beklemeye gerek yok. Bir ay içinde çıkar. Uzlaşma Komisyonu’nun süresi 3 ay daha uzamıştır. Bu süre iyi değerlendirilirse bu anayasa biter. Yok değerlendirilmezse AK Parti B planına geçer ve kendi anayasa teklifini hazırlar, milletle paylaşır.” ifadelerini kullandı.
İMRALI GÖRÜŞMELERİNDE KORKUYA GEREK YOK
Türkiye’de son zamanlarda ‘İmralı Görüşmeleri’ adı altında bir konunun tartışıldığını hatırlatan Çelik, muhalefet partilerinin söylediklerinin temelinde kanın durması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından bir hassasiyet ve kaygının bulunmadığını ileri sürdü. Muhalefetin AK Parti’nin bu meseleden nasıl zarar göreceği ve kendilerine nasıl pozisyon kazandıracaklarının hesabını yaptığını aktaran Çelik, “Devletinizi yönetenlere güvenin. İşin başında ne yaptığını bilen kadrolar vardır. Devlet kendi kendini tasviye etmiş değildir. Devlet dimdik ayaktadır. Milleti millet yapan değerlerde bertaraf edilmiş değildir. Bu değerler son derece sağlamdır. Türkiye’nin ufku açıktır. Terör örgütünü kullanarak, Türkiye’nin ufkunu küresel ve bölgesel gelişmelerden uzaklaştırarak, Şemdinli ile sınırlandırmaya çalışmaktadırlar. Temel hedef akan kanın durması, ülkenin on yıllara yayılmış kronik bir sorunundan kurtulmasıdır. Bu tip meseleleri ‘taviz, taviz vermeme, müzakere, müzakere etmeme’ kelimeleriyle tartışarak meseleyi beli bir yere sıkıştırmaya çalışanların amacına hizmet eder. Korkuya ya da kaygıya mahal bırakacak herhangi bir gelişme yoktur. Öz güven içinde ne yaptığını bilen kadrolarla, yolumuza devam ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı. Programa AK Parti Adana Milletvekilleri Fatoş Gürkan, Necdet Ünüvar, Mehmet Şükrü Erdinç, Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Mahmut Göksu, İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı ve çok sayıda partili katıldı.