Kutan, İl Başkanları ve İl Müfettişleri toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, 22 Temmuz
seçimlerinin sonuçlarını doğru yorumlamanın çok önemli olduğunu ifade etti.
Seçimin doğru değerlendirmesinin yapılabilmesi için “milletin seçimlere hangi şartlar altında geldiğinin, oyunu verirken hangi etkiler altında kaldığının, niçin böyle oy verdiğinin ve seçim sonuçlarının ne mana ifade ettiğinin isabetle tespitinin büyük önem taşıdığını” dile getiren Kutan, sağlıklı değerlendirmeye seçim furyası ve heyecanının dinmesinden sonra ulaşılabileceğini belirtti. Kutan, şunları kaydetti:
“22 Temmuz 2007 seçimlerine yüzeysel bir bakışla bakıldığı zaman, bu seçimde daha çok önceden ilan edilmiş olan 3 partinin TBMM'ye girmiş olduğu ve AKP'nin ikinci defa tek başına iktidara gelmiş olduğu görülür.
Gerçekte ise 3
Kasım 2002 seçimlerinde de AKP, hiçbir partinin sahip olamadığı avantaj ve fırsatlarla tek başına iktidara gelmişti ama bu dönemde AKP milletimizin beklentilerine
cevap verememiş, hayati önem taşıyan
ülke sorunlarına çözüm üretmek şurada dursun, onları daha da ağırlaştırmıştır.
Hal böyleyken bu seçimlerde AKP'nin yüzde 46.66'lık bir oranda oy almış olmasının, geçtiğimiz 5 yıllık dönemde AKP iktidarının başarılı olduğunu ortaya koyan bir sonuçmuş gibi kabul edilmesi mümkün müdür?”
Seçim döneminde emperyalist güçlerin, büyük çoğunluğun oyunu etkilediğini savunan Kutan, “AKP ve
CHP ikilisini sözde çatışıyorlarmış gibi göstererek ön plana çıkarttılar ve
masa başı anketleriyle başta
Saadet Partisi olmak üzere diğer partileri gözlerden kaçırmak için bütün güçlerini ve gayretlerini ortaya koydular” dedi.
Kutan, seçim öncesinde bazı olaylardan yararlanılarak “inananlara muazzam bir zulüm tsunamisi geliyor görüntüsü verildiğini” ve millette “bu zulüm dalgasını önleyelim hırs ve intikamının doğurulduğunu” savundu. Milletin “CHP gelmesin, bu dalgaları durdurmak için bir kalkan, dalgakıran koymalıyım hırsının içine girdiğini” anlatan Kutan, “AKP'ye verilen oylar, AKP'yi istediğinden dolayı değil, AKP'nin 5 yıllık başarılarından dolayı değil, inananlara zulüm dalgasına karşı kin ve intikam oylarıdır. Böylece
seçmen çoğunluğu, inancına saygı talebini yaşamakta olduğu sıkıntılardan daha öncelikli bir mesele olarak gördüğünü, oyları ile ortaya koydu” dedi.
AA