Açığa Almak İçin Cezanın Kesinleşmesi Gerekmiyor!
TV8
Ankara Temsilcisi
Erkan Tan’ın hazırlayıp sunduğu
Erkan Tan’la Başkentten programının konuğu olan
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi, Şamil
Tayyar; İçişleri Bakanı Beşir
Atalay ve
Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül’ün yetkilerini kullanarak görevden aldığı üç generalin
Askeri Yüksek İdari Mahkemesine başvurarak karara
itiraz etmesine yönelik, ‘’ Açığa almak için cezanın kesinleşmesi gerekmiyor. Türk ceza
kanunun 65. Maddesine göre, kaldı ki bu yeni bir kanun da değil, ama 12
Eylül sürecinden sonra birkaç kez düzenlenerek bugüne kadar gelmiş olan bir madde. Ceza ve suç netleşmeden ya da kesinleşmeden açığa almak kanun dışı bir
uygulama değildir. ‘ diye konuştu.
Sadece Askere İlişkin Değil!
‘’Bir
jandarma subayına ses çıkarılmazken,
generaller açığa alındığında tepkiler ve sesler yükseldi.’’ diyen
Şamil Tayyar; ‘’ Sadece askerin
hedef alındığı şeklindeki yansımalar doğru değil. Henüz daha iddia
belgeleri bile hazırlanma aşamasındayken, birçok isim için de benzer uygulamalar yaşandı. Celal Uzunkaya, Mustafa Gülcü,
Emin Aslan ve köstebek iddiaları ile Faruk Ünsal, Ankara Emniyet müdürü olan Orhan
Özdemir yakın zamanda
tanık olduğumuz isimlerdir. Tam 7 kez yargılanmasına rağmen hala görevde olan, itiraz ve ikazlar sonunda açığa alınan diğer bir isim de
Cemal Temizöz’dü.’’ diyerek ‘’ Cebir ve şiddet ile hükümete karşı yıkma planlarına dahil olan herkesin, yani
darbe suçunun karşılığı müebbet
hapis cezasıdır. Askerle sınırlı tutulan bir durum olduğu şeklinde yapılan eleştiriler doğru değildir.‘’ sözlerini kaydetti.
Gazetecilere Hürriyeti Bağlayan Cezalar Verilmemeli!
‘’Gazetecilere hürriyeti bağlayan cezaların verilmemesi gerekir. Bu demokrasinin hakim olduğu bir ülkede kabul edilemez bir durumdur’’ diyen Şamil Tayyar,
Ergenekon sürecinde, yüzlerce gazetecinin resmen
psikolojik bir
baskı ve kuşatma altında olduğunu söyleyerek, ‘’ Sadece Ergenekon sürecinde hakkımda açılmış 5 bin civarında açılmış
dava var, AB sürecinde yol almakta olan ve reformlar yapan Türkiye’de basına ve
kalem tutanlara karşı yaşanlar, ülkemizin bir ayıbıdır.’’ açıklamasında bulundu.
Tasarlayarak Kitap Yazdığım İçin Bile Ceza Aldım!
Malatya soruşturmasına ilişkin bir belge yüzünden, Ergenekon ile ilgili ceza bile aldım. Bunun ne hukukla ne de maddeyle alakası yok’’ diyen Tayyar, ‘’Tasarlayarak kitap yazmaktan dolayı da ceza almak nasıl bir şey anlamadım. Tasarlamadan kitap mı yazılır.
AK Parti için çalışıyorsam, zamanında
Sakarya Emniyet müdürüne ilişkin yazdıklarımla ne yapmaya çalıştım, o zaman. Siyasi kimliklerin karışmış olduğu, daha çok da AKP ile alakalandırılan bu çete için de düşündüklerimi ve bildiklerimi yine aynı şekilde yazmıştım. Saddam’ın asılmasına karşılık, darısı Bush’un başına diyebilecek kadar iddialı ve cesur başlıklar yazan biri olarak herhangi bir taraf için yanlı olabilmem söz konusu olamaz ‘’ sözlerini kaydetti..
Demokrasiye Gönül Verenlerin Memnun Olması Lazım!
Sözcü Gazetesine yönelik; ‘Hukuk bahane, paşaları yemek şahane ‘’ başlığı ile açığa alınan generaller için tepkili bir yaklaşım sergilediğini söyleyen Şamil Tayyar, ‘’ İktidara ilişkin sert ve iddialı bir yaklaşım sergileyen bu karşılık, bu gelişme en çok demokrasiye gönül verenleri memnun etmesi gerekir. Sonuçta TSK içinde yer alan
çürük elmaların da temizlenmesi gerekir. Yakın zamanda askerin elinde patlayan
bomba ve mayınların şehit ettiği askerlerimiz için de mi susalım, onları da mı ben yaptım.’’ dedi.
En Kolay ben Kurtulurum!.
‘’Gazeteci olarak ülkeme daha çok
hizmet ettiğimi düşünüyorum’’ diyen Şamil Tayyar, ‘’ Siyasete girmeyi düşünmüyorum. Özellikle Ergenekon sürecinde hakkımda yer alan suçlamaları düşünecek olursak, aslında en kolay ben kurtulabilirim Ama siyaseti bir öfkeye hizmet etme aracı olarak kullanmak istemiyorum’’ dedi.
Tehditler Gelmeye Devam Ediyor’
Tehditlerin periodik olarak gelmeye devam ettiğini söyleyen Tayyar, ‘’Yazılarıma karşılık özellikle de Ergenekon sürecinden sonra sürekli tehditler geliyor,
Allah razı olsun. 4-5 ay kadar devletin bana sağlamış olduğu polis ile yaşadım, ama zor geldiği için kendi isteğimle bunu devam ettirmek istememiştim. Fakat sonrasında artan tehditler yüzünden devlet tarafından sürekli olmaza bile çağırmalı olarak koruma sağlayabileceği şeklinde uyarıldım. ‘’ sözlerini kaydetti.