Yeni
Şafak yazarı
Ali Bayramoğlu köşesinde Ali
Babacan'ın açıklamalarını yazdı:
İşte hükümetin yol haritası…
Kriz ortada…Gittiğimiz yer belli… Doğal olarak bu koşullarda
AK Parti'nin nasıl davranacağı,
kapatma davasına karşı ne tür hamleler yapacağı en çok merak edilen konulardan birisi…
Başbakan'dan ve hükümet çevresinden şu aşamada, genel açıklamalar dışında pek ipucu elde etmek mümkün olmuyor…
Konuyu
Kuveyt yolunda Hasan
Cemal ve Soli Özer'le birlikte
Dışişleri Bakanı
Ali Babacan'la ve kimi bürokratlarla konuşma imkanı bulduk…
Babacan'ın şu tespitiyle başlayalım:
"Ben AK Parti'nin kapatılacağına ihtimal vermiyorum… Ama böyle bir gelişme olursa,
Türkiye açısından (ekonomi ve uluslararası sahada) sonuç sanılandan çok daha kötü olur. Hepsinden önemlisi
ülkede demokrasiye
inanç azalır. Yüzde 85 oranında insanın oy kullandığı 22 Temmuz seçimlerinden sonra Türk insanında, iş adamında kendine güven duygusu iyice gelişmeye, yerleşmeye başlamıştı. Kapatılma 'ben ne yaparsam yapayım olmuyor' duygusunu körükler, bezginlik oluşturur…"
Bu tespitin ardından Babacan şunu söylüyor:
"Meşru zeminde kapatılmamak için azami çabayı göstereceğiz, buna her şeyden önce oy aldığımız insanlar için mecburuz…"
Peki nasıl?
Hükümetin bir yol haritası var mı?
Başbakan'ın milletvekilleriyle 50'er kişilik gruplar halinde görüşeceğini biliyoruz ve yol haritasının bundan sonra kesinlik kazanacağını tahmin ediyoruz…
Ama ortada bir "yol haritası taslağı" var…
Üstelik ciddi bir
taslak bu…
Şimdi bir ay öncesine, 29
Mart 2008 tarihine gidelim…
Bu tarihte Slovenya'da 27 üye ülke ile 3
aday ülkenin dışişleri bakanları, AB Ortak Dış ve
Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Solona, AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Rehn ve Dış İlişkilerden Sorumlu Komiseri Waldner bir araya geliyor…
Gündem madderinden birisi Türkiye ve AK Parti'ye açılan
kapatma davası…
İlk söz alan Oli Rehn…
Türkiye'deki durumu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 367 meselesine kadar tüm
kriz sürecini ayrıntılı bir şekilde özetliyor…
Ve diyor ki:
"AB mevzuatına ve
Venedik Komisyonu ilkelerine göre
siyasi partiler ancak şiddetle ilişkileri varsa kapatılabilir. Türkiye'de açılan dava
Venedik Komisyonu ilkelerine uymuyor. AK Parti kapatılırsa, bu durumda siyasi kriterlerin, yani müzakere senedinin 5. maddesinin açık bir ihlali söz konusu olacak. O zaman yapılacak bellidir. Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin askıya alınması için harekete geçilecektir. Sonuç büyük ihtimalle askıya alma olacaktır. Ancak kamuoyu önünde şimdilik 'askıya alma' sözünü telafuz etmemeliyiz…"
Oli Rehn'den sonra Ali Babacan söz alıyor.
O da kendi açısından Türkiye'nin durumunu özetliyor. Kapatılma davasını tetikleyen gelişmenin başörtüsü yasağının kaldırılması girişimi olduğunu belirtiyor.
Sorular geliyor Babacan'a,
doğal olarak "ne yapmayı düşünüyorsunuz" deniyor…
Türk
Dışişleri Bakanı, diğer bakanlar ve komisyonun önemli üyeleri önünde bir yol haritası çiziyor, şunları söylüyor:
"Üç paralel yol izleyeceğiz…
1. Kendimizi yargı önünde en iyi şekilde savunacağız, iyi, hukuki ve demokrasinin altını çizen bir
savunma hazırlayacağız.
2. Reformlara (AB uyum kanunları başta olmak üzere) hızla devam edeceğiz.
3. Kapatılma koşullarını düzenleyen maddeler dahil olmak üzere çeşitli paketlerle Anayasa'daki demokratik eksikleri gidereceğiz,
sistem hatalarını düzelteceğiz…
Bunları yaparken meşruiyet zemininden hiç bir şekilde ayrılmayağız, yargı ve yargısal prosedüre saygılı davranacağız…"
İşte size önemli bir toplantının notları…
Ve Türkiye adına konuşan bir bakanın hükümeti adına çizdiği yol haritası taslağı…
İyi haber…