BDP Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan, ''1993 yılından 1995 yılına, 1995'ten de 1999 yılına ve bugüne kadar devletin ilgili kademelerinde
PKK ile görüşme ve
diyalog olduğunu'' iddia etti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda,
İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2011 yılı
bütçelerinin görüşülmesine devam ediliyor.
MHP Sakarya Milletvekili
Münir Kutluata, İçişleri Bakanı Beşir
Atalay'ın yaptığı 75 sayfalık sunumda,
teröre sadece 2 sayfa ayrılmış olmasının şaşkınlık verici olduğunu ifade ederek, ''Demek ki bu olay bütünün 36'da 1'i oranında Bakanlık gündeminde yer alıyor'' dedi.
Demokratik
açılıma ilişkin çalışmaların sürdüğünün görüldüğünü belirten Kutluata, ''(Açılım süreci) diye bir konuyu üzerinize aldınız. Ondan sonra kafalar karıştı. Şu anda sürecin sürdüğünü görüyoruz. Bununla ilgili
Anayasa değişikliği dahil, her türlü çalışma yapılıyor. Öbür taraftan terörle müzakere masasına oturulduğunu herkes konuşuyor.
Bu işin başında yaptığınız açıklamada, '
Anayasa değişikliği gündemimizde yok ama halktan da çok büyük bir talep var' demiştiniz. Gündemde bir Anayasa değişikliği varmış ki referanduma gittik. Bu halka daha en baştan söylenseydi daha iyi olurdu'' diye konuştu.
''Süreci başlattınız ama gerekli gayreti göstermiyorsunuz'' diyen Kutluata, şöyle devam etti:
''Bu süreç içerisinde, 'devletin varlığını, ülkenin birliği ve bütünlüğünü tartıştırmıyoruz' deseniz bir anlamı olacaktı. Bu gidişi
Türkiye kaldıramaz, kimse kabul edemez. Gelinen şu noktada, 'terörle 30 yıldır baş edemedik' kampanyası başlatılmıştır. 'Silahla
maliyet yüksek oluyor, başka türlü ortadan kaldıracağız' diyorsanız, bunu millete açıkça söylemeniz gerekiyor. Ama bu da
terör örgütünün istekleri karşılanarak yapılamaz. Tartışılmaz konularımızı lütfen tartıştırmayın.''
-''FİŞLEDİLER...''-
AK Parti Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen, terörün, ülkenin en önemli sorunu olduğunu söyledi.
Ergezen, şöyle konuştu:
''Bu sıkıntılardan kurtulmak için çözüm aramaya çalışmalıyız. Nefret ve kin yerine, sevgiyi öne çıkarmalıyız. Biz, hep korktuk, hep korkutulduk. Askerden, polisten korktuk. Halbuki devlet korkulacak değil, korkular nedeniyle sığınılacak yerdir. Korkular genlerimize işledi.
Rusya, ABD ve dağdakilerle korkuttular. Kimimizi 'faşist', kimimizi 'komünist', kimimizi 'dinci' diye fişlediler. Ama gelinen bu noktada bunların hiçbirinin fayda vermediğini herkes yavaş yavaş görüyor. Solcuyu da sağcıyı da dindarı da yaraladılar. Hepimizi kalıplara koydular, bu kalıplara sığmayanlar fişlendi. Terör olaylarının en önemli sebeplerinden biri de bu dayatmadır. Türkiye bu konuda önemli mesafeler alıyor. Destekliyoruz.''
Terörün bitirilmesi konusunda başlatılan sürecin devam ettiğini belirten Ergezen, ''Bu süreçte baltalanamayacak kadar önemli mesafe aldı. Bu süreç, 72 milyonun demokratik açılım sürecidir; taş atma yerine demokrasinin gülünü dağıtan çocukların sürecidir'' diye konuştu.
CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan, Bakanlık bürokratlarının, belediyelere eşit mesafede durmadığını öne sürdü.
''Bürokrasideki bazı kişiler kraldan çok kralcı oluyor'' diyen Kaptan, eski
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi
Avcı tarafından Bakanlığa verilen ve ''kanunsuz istihbari dinleme yapıldığı'' iddiasının yer aldığı dilekçenin akıbetini sordu.
-''LEJYONER BİR SİSTEM Mİ GELİYOR?''-
BDP Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan, güvenlik tedbirlerinin çok fazla abartıldığını ifade ederek, ''Biz güvenlik devleti olmaya doğru mu gidiyoruz?'' diye sordu.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün, ''
sözleşmeli er çalışması başlatıldığı'' yönündeki sözlerine değinen Kaplan, ''Paralı bir sınır kolluğu mu geliyor, lejyoner bir
sistem mi geliyor?'' diye sordu.
Hasip Kaplan, ''Devletin PKK ile görüştüğü'' iddialarına değindiği konuşmasında, ''Silahların susmasının herkesi memnun etmesi lazım. 1993'ten 1995'e, 1995'ten 1999'a ve bugüne kadar devletin ilgili kademelerinde görüşme, diyalog olmuştur. Ama
tartışma ama yönlendirme, ama müzakere... Ne derseniz deyin, bunlar olmuştur. Şu
komisyon salonunda bulunan bütün partiler, CHP ve MHP dahil,
koalisyon dönemleri geçti... Kalkıp bunu kullanmasını doğru bulmuyorum'' diye konuştu.
-BDP'Lİ KAPLAN İLE CHP'Lİ ASLANOĞLU TARTIŞTI-
Bunun üzerine, CHP
Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu, ''Biz kimseyle konuşmadık'' diye laf attı.
Aslanoğlu'na tepki gösteren Kaplan, ''Aslanoğlu, sus bugün çok vukuat yaptın,
parazit etme, sus biraz'' dedi. BDP'li Kaplan, Aslanoğlu'nun, ''lafını geri al'' sözleri üzerine ise yumruğunu masaya vurarak, ''Lafımı geri almıyorum, yeter be... Bu paraziti dinlemek zorunda mıyım? Her konuşmacıya maydanoz oluyorsun, önce dinlemesini bir öğren'' karşılığını verdi.
Kaplan'ın konuşmasının ardından söz alan Aslanoğlu, Hasip Kaplan'a yönelik, ''Bizim partimizden kim görüştü açıklasın? Ben bu ülkede asla parazit olmam, sadece ülkenin bölünmez bütünlüğü için canını veren kişi olurum'' sözlerini sarfetti.
Aslanoğlu'na
yanıt veren Hasip Kaplan, ''1993, Rahmetli Özal'ın dönemi.
Ahmet Türk, SHP'den miletvekili, görüşmeler oldu. Sayın Talabani'den sayın Kemal Burkay'a kadar bütün bu süreçlerin içinde... Sayın
Erdal İnönü dahil, herkes bu süreçten haberdardı. 1999'da avukattım ve
İmralı'ya gidiyordum. İçişleri,
adalet,
jandarma ve istihbarattan kimlerin görüştüğüne ilişkin listeler açıklandı o dönemde. Görüşmeden, tartışmadan bir konuyu çözmeniz mümkün mü?'' diye konuştu.
ATALAY: 'KİMSE TERÖR ÖRGÜTÜYLE FALAN MÜZAKERE YAPMAZ'
İçişleri Bakanı
Beşir Atalay, kimsenin terör örgütüyle müzakere yapmayacağını belirterek, ''
Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. Bir hükümlüyle kimin nasıl görüşeceği çok bellidir'' dedi.
Atalay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Milletvekillerinin, yaptığı bütçe sunuş konuşmasında, ''ülkenin birliği ve bütünlüğüne'' değinmediğine ilişkin eleştiriler yönelttiğini belirten Atalay, sunuş konuşmasında yer alan, ''AK Parti
iktidarı olarak, milli birlik ve beraberliğimizi, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, devletimizin bekasını ve üniter yapımızın korunmasını en büyük öncelik olarak görüyoruz'' ifadesini hatırlattı.
Milletvekillerinin konuşmalarında, ''terör örgütüyle müzakere'' konusuna çokça değindiğini belirten Atalay, şöyle devam etti:
''Bu konuda çok uzun bir tartışma içine girmek istemiyorum. Şöyle bakmak lazım; Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. Bir hükümlüyle kimin nasıl görüşeceği bellidir. Türkiye, bir
göçebe devleti değildir. Türkiye'nin kendi geleneğinde hangi sorunları nasıl çözeceği bellidir. Burada kurumsal soru soruyorsunuz. Jandarma zaten adada güvenlikten sorumlu bir kuruluşumuzdur. Kimse terör örgütüyle falan müzakere yapmaz. Bize sorarken de bunların yapılmadığını biliyorsunuz aslında.
Hükümetin bu konudaki tavrını Baş
bakan çok net olarak açıkladı.''
MHP'li milletvekillerinin, açıklamalarını tatmin edici bulmayarak
itiraz etmeleri üzerine Bakan Atalay, ''
Başbakan söyleyeceğini söyledi, 'müzakere' falan sözü geçmez oralarda. Kiminle nasıl görüşeceği... Devletin kurumları mekanizmaları vardır, o görüşmeleri yapar. Siz olsanız başkası da olsa, bunlar devletin geleneği içerisinde yürür. 'Jandarma adanın güvenliğinden sorumludur' diyorum, onun dışında bir şey söylemiyorum. Bunun dışında spekülatif şeylere gerek yok'' diye konuştu.
-BELEDİYELER ARASINDA AYRIMCILIK İDDİALARI-
Bakan Atalay, milletvekillerinin, ''belediyeler arasında ayrımcılık yapıldığına'' ilişkin iddialarına da yanıt verdi.
''AK Parti'nin bu konuda nasıl bir
politika izlediğinin herkes tarafından bilindiğini'' belirten Atalay, şöyle konuştu:
''Bu konulara insafla bakmak lazım. 'İktidar belediyesine şu kadar para gönderilir...' Bizde böyle bir şey yok. Her belediyenin hakkı neyse o kendisine gönderilir, ayırım yapılmaz. Bu ayırıma asla müsaade edilmedi, edilmez.
Geçen dönemde, şu ana kadar belediye başkanlarından görevden aldıklarım olmuştur. Görevden aldığım iktidar belediye başkanı sayısı, muhalefetten fazladır. Biz orada iktidar, muhalefet ayrımı gözetmeyiz.''
CHP
Muğla Milletvekili
Gürol Ergin'in, ''
Adana Belediye Başkanı AK Partili iken almadınız da MHP'ye geçince neden aldınız? O zaman mı kötü adam oldu?'' diye sorması üzerine, Bakan Atalay, ''Belediye başkanları tarafsız uygulamalarımız nedeniyle bize teşekkür ediyor'' dedi.
Bakanlık bütçesinde azalma olmadığını, daha önce İçişleri Bakanlığı bütçesinde yer alan Sivil Savunma Genel Müdürlüğünün ayrılması nedeniyle bütçelerinin azalmış gibi göründüğünü belirten Atalay, il belediye başkanlarının VIP'i kullanamamaları konusunu ileteceğini kaydetti.
Bakan Atalay, muhalefetin, ''soruşturmalardaki gizli bilgilerin basında yer alması'' ile ilgili sorularını yanıtlarken, ''Bilgilerin basına intikal etmesinden, en çok rahatsız olan bizim Bakanlığımız. Olay adliyeye intikal ediyor. O kadar çok kişi bilgi sahibi oluyor ki... Bu nereden veriliyor, bilemezsiniz. Ama bu durum çok rahatsız edici ve yanlış bir şey'' dedi.
-MİLLETVEKİLLERİNİN KONUŞMALARI-
MHP Antalya Milletvekili
Mehmet Günal, bütçenin görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, Bakan Atalay'a, ''İmralı ile doğrudan görüşen bir Bakanlık yetkilisi var mı?'' diye sordu. Günal, görüşülüyorsa bunun sorumluluğunun üstlenilmesi gerektiğini belirtti.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Hazine'ye olan borcuna da değinen Günal, ''Hazine'nin alacağı 7,6 milyar liranın 4,3 milyar lirası bu belediyeye ait. 4 yıldır bütçeyi görüşüyoruz burada. Bu borcun miktarında azalma olmuyor. Sayın Gökçek'in dokunulmazlığı var ya da ilgili
kontrol sistemi göz boyamak için kurulmuş'' dedi.
CHP'li Ergin ise VIP salonlarında, kim olduğu belirsiz çok sayıda insanla karşılaştığını ifade ederek, ''Ama bir tek il belediye başkanları yok. Bir ilde
Vali, garnizon komutanı sonra belediye başkanı gelir protokolde. Rektör, belediye başkanından sonra gelir ama
rektör var, il belediye başkanı yok. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor'' diye konuştu.
Terör konusunda yapılan çalışmalara da değinen Ergin, ''Bu çalışmalara, PKK'nın başının yön vermesi önemlidir. İstediği zaman 'ateşi kesin' diyor, ateş kesiliyor. 'Görüşme yapmıyoruz' diyorsunuz. Gazetelere madde madde nasıl yansıyor bu görüşmeler? Görüşme yapılıyor, hiç kimse inkar etmesin'' dedi.
-''ÖCALAN İLE GÖRÜŞMELERİ KİM YAPMIŞTIR?''-
MHP
Manisa Milletvekili
Erkan Akçay da Bakan Atalay'a, ''
Öcalan ile görüşmeleri kim yapmıştır? Başbakan'ın talimatı olmadan bu görüşmeleri yapmak mümkün müdür?'' sorularını yöneltti.
Terör örgütüyle, neyin pazarlığının yapıldığını soran Akçay, ''Bölücü örgüte ne
vaat ediyorsunuz? Onlar sizden ne talep ediyor? Bunca açık tablo karşısında, şeref bahsinde payınıza ne kalmıştır merak ediyorum, artık deşifre oldunuz. 'Öcalan devlet ile görüşüyor' deniliyor, bu devletten kasıt nedir? Biliyoruz ki hem inkar edeceksiniz hem de pazarlıklarınızı devam ettireceksiniz. Sonsuza kadar iktidarda kalacağınızı mı sanıyorsunuz? AKP iktidarı, Türk devletinin temel değerlerini tartıştırarak, Kandil'i ve İmralı'yı rol sahibi yapmıştır'' diye konuştu.
Bakan Atalay'ın soruları yanıtlamasının ardından, İçişleri Bakanlığı,
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığının 2011 yılı bütçeleri kabul edildi.
Önergeyle, Hükümet konaklarının yapım,
bakım ve onarımıyla her türlü ihtiyaçları için, Bakanlık bütçesine 110 milyon 400 bin TL ek
ödenek konuldu.
Öcalan'ın resmi ve gayrı resmi kişiler tarafından ziyaret edildiği leri sürülüyor: