İddiaya göre 27
Nisan gecesi, yakın çalışma arkadaşları Ağar ve
Mumcu'yu ayrı ayrı ziyaret etti. İki lidere de evlerinde aynı
teklif yapıldı: "Bildiriye karşı demokratik duruş sergileyelim." Ağar'a, hazırlanan metin de gösterildi. Ancak her iki lider de karşı
bildiri yayınlamaya yanaşmadı. Suskunluğu
tercih eden Ağar ve Mumcu, daha sonra zor günler yaşadı. Birleşme projesi fiyaskoyla sonuçlanırken Anavatan
seçime bile giremedi. Sandıkta hezimete uğrayan DP ise
Meclis dışında kaldı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün
aday olduğu
Köşk seçimi sürecine
Anayasa Mahkemesi'nin
367 kararı ile Genelkurmay'ın internet sitesindeki açıklama damgasını vurmuştu.
Genelkurmay'ın internet sitesinde gece yarısı yayınlanan bildiri siyasette taşları yerinden oynattı. Sonrasında hem Köşk süreci çıkmaza girdi hem de
erken seçimin kapısı aralandı. O günlerde merkez sağ projesi üzerine çalışma başlatan
Erkan Mumcu ile
Mehmet Ağar'ın bildiriden haberdar olduğu ve o yüzden cumhurbaşkanlığı oylamasına katılmadıkları iddia edilmişti. İki lider bu iddiayı yalanlarken,
27 Nisan akşamı başka bir gelişme yaşandığı ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre, bildirinin TV'lerden duyurulmasının ardından Ağar ve Mumcu'nun evinde yoğun bir
trafik yaşandı. Birbirinden bağımsız olarak iki partinin de kurmayları genel başkanlarının yanına giderek durum değerlendirmesi yaptı. DP'nin kurmayları, Ağar'ın evine hazırlıklı gitti. Demokrasiye sahip çıkılması gerektiğini söyleyerek hazırladıkları 'karşı bildiri' metnini Ağar'a sundular. Açıklamaya göz atan Ağar'ın tercihi suskunluk oldu.
Aynı saatlerde
Erkan Mumcu'nun evi de parti kurmaylarının ziyaretine sahne oldu. Mumcu'nun 'prensleri' olarak görülen iki parti yöneticisi siyasette yaşanabileceklere dikkat çekerek, "Sessiz kalmayalım. Bu bildiriyi üzerimize alalım. Sivil siyasete müdahaleye karşı çıkalım." dedi. Mumcu'ya gece 02.30'da kameraların karşısına geçip açıklama yapması da önerildi. Mumcu da Ağar gibi o gece herhangi bir açıklama yapmaya yanaşmadı.
ZAMAN