Bu olumsuz sürecin gün geçtikçe daha da
büyüme eğilimi gösterdiğini kaydeden Akkaş,
istifası ile ilgili şu ifadelere yer verdi:
''Türkiye'nin dört bir tarafından tıpkı bir
düğün evine gidiyor gibi sevinç ve umut duygularıyla
Ankara;ya gidenler, yaşanan olumsuzluklar sebebiyle maalesef dönüşte cenaze evinden
döner gibi bir üzüntü ve hüzün yaşamışlardır.
Kongre günü sadece bir liste anlaşmazlığı olarak ortaya çıkan problem krizin iyi idare edilemeyişi sebebiyle her geçen gün safların ayrıştığı bir bölünme aşamasına doğru hızla sürüklenmektedir. Gökdelenin tepesinden kristal vazo aşağıya doğru hızla düşmektedir ve krizin doğduğu günden bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da her hangi bir
tedbir alınmazsa vazo paramparça olacaktır.''
Tarihin 10 yıl sonra yeniden tekerrür ettiğini ve bugün de benzer yanlışların içine düşüldüğünü belirten Akkaş, şunları belirtti:
''Üzülerek belirtmek gerekir ki Ankara'ya hakim olan anlayış 'nasıl bir arada oluruz' sorusuna
cevap arayıp bu doğrultuda çözüm arayışına giren bir anlayış değildir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen her şeyin bitmiş olduğu kanaatinde olmadığım gibi ümidimi de tamamen yitirmiş değilim. Her ne kadar savaş gittikçe şiddetlenmekte ise de barış için hala imkanların olduğu düşüncesindeyim.
Bu sebeple almış olduğum istifa kararının bir kaçış, bir terk ediş olarak değil savaşa taraf olmayan ve savaşın bitmesini isteyen birinin haykırışı olarak değerlendirilmesini istiyorum. Böyle bir istifa ile dikkatleri 'ne oluyoruz, nereye gidiyoruz?' sorusuna odaklamak için bu yolu seçiyorum.''