Maltepe 1. Zırhlı Tugay'ın içinde yer alan Sıkıyönetim
Askerî Cezaevi'ne konulan
Anadol'u
AK Parti Milletvekili Erdal Kalkan ve eşi savunmuş.
12
Eylül'de
darbecilerin gözaltına aldırdığı 600 bin
sivil ve aydından 230 bini yargılanmıştı. Bunlardan biri de Barış Davası sanıklarından
Kemal Anadol idi. 1982 senesinin
Şubat ayında gözaltına alınan, daha sonra tutuklanan Anadol, o dönemde tam 1 yıl boyunca
İzmir Maltepe 1. Zırhlı Tugay'ın içindeki Askerî Cezaevi'nde yattı. Anadol ile birlikte aynı cezaevinde,
12 Eylül öncesinde CHP'den milletvekilliği yapan Mustafa Gazalcı, Nedim Öztarhan, İsmail Hakkı Öztorun da vardı. Barış Davası mahkumlarının avukatlığını ise AK Partili
Erdal Kalkan ve işe Neriman Kalkan birlikte yaptı.
TEK TİP ELBİSE GİYDİRİLDİ
Askeri kişilerin sivil mahkemede yargılanmasının yolunu açan yasal düzenlemeyi
Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini açıklayan Kemal Anadol'a, Sıkıyönetim Askerî Mahkemesi'nde
tek tip elbise giydirilip, saçları kesilmiş.
Eşi Neriman Kalkan ile birlikte yıllarca Anadol'u savunduklarını aktaran Kalkan, o dönemi şöyle anlattı. "Anadol, Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılandıktan sonra saçları kesilip, tek tip elbise giydirilerek, insan onuruna son derece aykırı şartlara sahip hapishaneye atıldı. Aslında onun yargılanmasını gerektiren bir durum da yoktu, ama 5 kişinin yönetiminde olan bir ülkede hak ve hukuk olmadığı için davası yıllarca sürdü."
Kemal Anadol'un
demokrasiyi savunan son derece tavizsiz bir tavır içinde olduğunu anlatan Kalkan bugün gelinen noktada Anadol'un bu davranışını hayret ve ibretle izlediğini söyledi. Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O günleri göz önüne getirdiğimde hayret ve ibretle izliyor, anlamakta güçlük çekiyorum. Bir anlam veremiyorum. Çünkü Kemal de darbe yapılmasına tamamen karşıydı. Anadol, o dönemde Türkiye'nin demokratikleşmesi ve sivilleşmesi için her sahada hukuk içinde mücadele eden bir hukuk adamıydı. Şimdi tamamen statükocu çizgiye düştü. Bunu yapacak en son kişi Kemal Anadol olması lazım. Eylemleri ile söylemleri örtüşmüyor. Geçmişiyle tamamen ters düştü."
Kalkan, değişikliğe onay veren, daha sora karşı çıkan CHP'nin tavrını da eleştirdi. Demokrasiye en çok soysal demokratların sahip çıkması gerektiğini ifade eden Kalkan, "Demokrasi tek ayaklı gitmiyor. Sağı da, solu da, liberali de demokrasiyi savunmak durumunda. Öncelikle sosyal demokratların savunması gerekiyor. Çünkü kuruluş nedenleri de bu. Ama bakıyoruz Kemal Anadol ve Deniz Baykal'ın ağzı ile seslendirilen düşünceler tamamen tutucu. Oysa Türkiye'nin demokratikleşmesi, dünya ile entegre olması için yapılması gerekenler yapılıyor." şeklinde konuştu.
Türk
toplumunun dünyadaki gelişmelere paralel olarak değiştiğini, bu sürecin önüne kimsenin geçemeyeceğini vurgulayan Erdal Kalkan, şöyle konuştu: "Artık demokrasiyi iliklerine kadar hisseden bir toplum yapısı çıktı ortaya. Dağdaki çobandan, evdeki temizlikçi kadına kadar herkes bu globalleşen dünyada her şeyden haberdar oluyor. Ve insanımız demokrasi istiyor. Biz de topluma giydirilen bu deli gömleğini çıkartmak istiyoruz. Darbe ürünü olan 82 Anayasası'ndan kurtarmak istiyoruz. Gerçekten çağdaş bir anayasa yapmamız gerekiyor. Bu da yetmez. Yasaların
uygulama ve yöntemlerini de değiştirmemiz lazım. Bizim halkımız
Yunanistan,
İsviçre halkından geri değil ki. Bu sistemin kabuğunun kırılması lazım. Bunun için de ciddi bir demokratikleşme ve sivilleşme sürecinin yaşanması lazım. Bunun önüne kimse geçemez."
(CİHAN)