CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Kamuoyundan, belli çevrelerden, milletvekillerimizden, bazı il başkanlarımızdan, partililerimizden 'tüzük kurultayının yetersizliği,
parti meclisinin de yenilenmesi gerektiği' şeklinde bir düşünce geldi. İkisini de değerlendiriyoruz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, CNNTürk'te yayınlanan
Ankara Kulisi programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
CHP'de son dönemde yaşanan değişime ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, gerçekleştirdikleri değişimin bireysel değil, toplumun beklentilerine yönelik olduğunu ve değişik kesimlerden olumlu tepkiler aldıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Partimize uzun yıllar
hizmet vermiş, bizim partililerin 'parti büyüğü' olarak adlandırdığı pek çok isim var. Bu değişim içinde o arkadaşlarımız koltuklarını yeni arkadaşlara devrettiler. Onlara karşı hiç kimsenin incitici bir söz kullanmasını istemeyiz'' diye konuştu.
Kendisi dahil herkesin hata yapabileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Sanki 'onların hatası var, bizim yoktu' gibi bir ayrıma da asla girmek istemiyorum ama sonuçta
genç bir toplumuz. Gençlerin, kadınların daha fazla
siyasete girmesi lazım. Eğer gençler siyasete girecekse değişimin olduğu partiye kendilerini odaklıyorlar'' ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, ''Bu parti meclisi ile mi seçime gideceksiniz, yoksa kurultaya gidip seçimden önce yeni bir parti yönetimi oluşturacak mısınız?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Ben bu değişimden sonra Parlamentoda milletvekillerimizin nabzını tutmaya çalıştım, ne düşünüyorlar acaba? Daha sonra zaten il başkanları toplantımız oldu, bazı milletvekili arkadaşlarımız görüşlerini dile getirdiler. Bir anket formu geliştirdim, dağıttım. Hiç kimse ismini yazmadı, belirli sorulara çarpılar koyarak eğilimlerini almaya çalıştım. Başlangıçta il başkanlarımızın bir tüzük kurultayı toplanmasıyla ilgili ağırlıklı bir görüşü oluşmuştu. Daha sonraki aşamada kamuoyundan, belli çevrelerden, milletvekillerimizden, bazı il başkanlarımızdan, partililerimizden 'tüzük kurultayının yetersizliği, parti meclisinin de yenilenmesi gerektiği' şeklinde bir düşünce geldi. İkisini de değerlendiriyoruz. Eğer kurultay toplayacaksak hem parti meclisi hem tüzük ikisi aynı anda olabilir mi, bilmiyorum. Hukukçu arkadaşlarımız da bakıyorlar. Gerekirse aynı anda yaparız ve bu bitebilir de.''
''Olursa çok gecikmemesi lazım'' diyen Kılıçdaroğlu, ''O yasalara göre 15 günlük bir asgari süremiz var. Üç aşağı beş yukarı partinin içerisinde bir uyuşmazlık, ihtilaf yok. Eğer gerçekten parti meclisinin yenilenmesi yönünde ağırlıklı bir görüş ortaya çıkarsa, artı tüzük kurultayının yapılması lazım. Yeni tüzüğümüz yürürlükte zaten. Geçen kurultayda kabul ettiğimiz tüzük yürürlükte'' ifadesini kullandı.
Tüzükte
itiraz ettiği bir kaç nokta olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Belki onları da dikkate alıp bir seferde çıkarıp partiyi yeniden seçime daha dinamik bir şekilde çıkarmak mümkün olabilir'' dedi.
''Seçimde adayların belirlenmesinde siz tek seçici mi olacaksınız?'' sorusunu yanıtlarken de Kılıçdaroğlu, tek seçici olmayacağını, bütün üyelerin katılımıyla
tercih yapılmasını istediğini söyledi. Parti üyeleri için internet üzerinden
bağış yapabilmelerine olanak sağlayacak sisteme yönelik çalışmalara hız verdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili izin sürecinde olduklarını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, ''
Önder Sav ve ona yakın insanların CHP'den
tasfiye edilebileceği'' yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, ''Ben, Sayın Sav'a görev
teklif ettim zaten, kendisi uygun görmedi teklif ettiğim görevi. Dolayısıyla bir tasfiye amacı olsa, zaten görev teklif etmezsiniz. O açıdan birilerini tasfiye etmek, tümüyle partinin dışına itmek gibi bir amacımız yok. Tam tersine herkesi kucaklamak, CHP'nin
iktidar olması için hepimizin ortak çaba göstermesi gereken bir süreci yaşıyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
-''(BAŞÖRTÜSÜNE İLİŞKİN) CUMHURBAŞKANI ÖZENLE SÖYLÜYOR. BUNA KATILIYORUZ''
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,
Diyanet İşleri Başkanı Ali
Bardakoğlu'nun görevini Mehmet Görmez'e devretmesine ilişkin şunları söyledi:
''Bana göre yazık oldu. Tabii gelen kişi de onun kadar değerli insandır. Devir teslim töreninde de zaten Sayın Bardakoğlu, bu konuda belli şeyler de söyledi ama en azından
görev süresi beklenebilirdi. Beklenseydi daha şık, güzel olurdu çünkü
Ali Bardakoğlu hiç kimseyi kırmayan bir insan. Mutedil, inandığı mesajları rahatlıkla verebilen, mesajlarının arkasında duran saygın bir insandı, üzüldüm doğrusunu isterseniz. Keşke böyle bir tablo ortaya çıkmasaydı.''
Kılıçdaroğlu, başörtüsü konusundaki açıklamaları hatırlatılarak ''Türban özgürlüğünü nasıl görüyorsunuz?'' sorusuna, ''İlköğretimde, lisede böyle bir şey olmaz. Çocuğun özgürlüğü olmaz, çocuk anne ve
babanın, okulda da öğretmenin geleceğe hazırlanması için yönlendirilir. Sorgulayan bir eğitimle yönlendirilir, geleceği görmesi, olayları sorgulaması, bilgi biriminin olması istenir. O çocuk alınır, yetiştirilir. Hangi anne baba diyor ki (benim çocuğum istediğini yapsın)?'' diye yanıtladı.
''Sayın
Başbakan bu soruya 'benim
özgürlük anlayışım farklı' diyerek net bir
cevap vermedi'' ifadeleri üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Çünkü özgürlüğü sömürüyor zaten'' dedi.Türbanın seçimlerde siyaset malzemesi olarak kullanılacağını savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bütün
türbanlı vatandaşlarıma sesleniyorum; Sayın Başbakan sizin başınızdaki örtüyle siyaset yapıyor, buna izin vermesinler. Buna izin verdikleri zaman bu sorun çözülmez. Eğer buna izin verirlerse erkek
egemen toplumu kabul ediyorlar demektir. Niye onlar mücadele etmiyor da
Allah aşkına erkekler bu işle uğraşıyorlar?
Erkeklerin başka işi mi yok? Oy kaygısıyla oy avcılığı yapıyorlar.''
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün başörtüsü meselesine yönelik son açıklamalarına ilişkin ''doğruyu söylemiş'' değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, ''Başbakan Erdoğan ile
Köşk arasında türban meselesine ilişkin görüş farklılığı bulunup bulunmadığı'' yönündeki soruya şu cevabı verdi:
''Sayın Başbakan bu konuda samimi değil. Sayın Cumhurbaşkanının bugünkü açıklamaları da var, yani üniversite dışında böyle bir şey olmaması gerektiğini özenle söylüyor. Buna katılıyoruz zaten biz de ama iktidar yetkilileri bu konuda ses çıkarmıyorlar. Niye ses çıkarmıyorlar? Niye net olmuyorlar? Bize gelince 'net olun' diyorlar. Netiz biz, niye sen flu kalıyorsun? Kimin inancını sömüreceksin? İnanç sömürüsü yapacaksın. İnanç sömürüsü yapmak Allah aşkına Müslümanlığa
hakaret demek değil midir?''
Kılıçdaroğlu,
terör örgütü PKK'nın seçimlere kadar eylemsizlik kararı almasına ilişkin de ''AKP ile
anlaşma yaptılar. Bizde bilgisi yok ama anlaşmanın olduğu belli. Başbakan da zaten işin içinde, o da biliyor zaten. Çünkü Başbakan'a bilgi verilmeden kimse böyle bir anlaşma ya da böyle bir şeyin içine girmez'' diye konuştu.
Fransa programı sırasında Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret edip etmeyeceği yönündeki soruya Kılıçdaroğlu,
vakit bulursa ziyaret edebileceği yanıtını verdi.