Trabzon'a giderken Giresun'un
Tirebolu ilçesinde bir çay bahçesinde mola veren
CHP lideri Deniz
Baykal ve Kılıçdaroğlu burada vatandaşlarla sohbet etti. Bu arada, Baykal ile birlikte olan
Kemal Kılıçdaroğlu, çay bahçesinde karşısında kendisine çok benzeyen Mustafa Aytekin'i görünce şaşkına döndü. Tirebolu' da yaşayan 57 yaşındaki
emekli ziraat teknikeri Aytekin ile fotoğraf çektiren Kılıçdaroğlu, "Gerçekten de benziyor. Büyük şaşkınlık yaşadım" dedi.
Kılıçdaroğlu'ndan
Günay'a
eleştiri
CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, din ile ırk arasında bir gerginlik
politikası yaratıp, oy toplamak isteyenlerin bulunduğunu ileri sürerek, "Kişilerin inançlarına ve ırklarına saygı göstermemiz, bunları
siyasetin dışında tutmamız gerekiyor" dedi. Kılıçdaroğlu, AA muhabirinin
gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ergenekon ile ilgili soruları yanıtlarken CHP’li Kılıçdaroğlu, hukuka olan güveni güçlendirmeleri, yasama ve yürütme organlarının, hukukun üstünlüğünü her ortamda koruması gerektiğini dile getirdi.
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın, Ergenekon’a yönelik açıklamalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Günay’ın, kamuoyunda oluşan rahatsızlığı dile getirdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, bunun, çok olağanüstü bir söylem olmadığını savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Toplumun her kesiminden dile getiriliyordu. Sayın Günay da bunu dile getirdi. Dile getiriş tarzını da çok şık bulmadım. Sanki, bir şeyler var da bir şeylere rağmen, ’niçin onun üstüne gidiyorsunuz,
Türkan Saylan’ın üstüne gidiyorsunuz’ gibi bir söylem. Bu söylemi, doğru bulmadım. Bir şeyler varsa çıkar, açık yüreklilikle söylersiniz. Hukuk, insanlara ayrıcalık tanıyan bir
sistem değil, hakları koruyan,
toplumunun düzenini sağlayan bir sistemdir. Kişiye özgü hukuk, politika olmaz. O nedenle toplumun vicdanı bir konuda rahatsızsa, orada hukukun olmadığını gösterir bu. Hukuk, toplum vicdanı demektir. Eğer toplum vicdanını rahatsız eden uygulamalar varsa, orada hukuk geriye itilmiş demektir."
Kılıçdaroğlu, "Ergenekon sürecinde yaşananlar, hukuka olan güveni sarstı mı?" sorusuna "Elbette... Bu eleştiler, aşama aşama AKP’nin içine kadar uzandı, oradan da eleştiriler geliyor. Bu sorunun, siyasetçi tarafından çözülmesini beklemek de yanlıştır. Bu sorun, yine hukukun kendi içinde çözülmek zorundadır" karşılığını verdi.
Cumhuriyet mitinglerinin yeniden düzenlenmesinin gündemde olduğunun anımsatılmasına karşılık Kılıçdaroğlu, bir gerilim olacağını sanmadığını, hukuk içinde kalarak, belli organlardan izin alarak mitinglerin yapılabileceğini, demokrasilerde bunun olağan karşılanması gerektiğini söyledi.
"BUNLAR, İSTİHDAMDA ÇÖZÜM DEĞİL"
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomideki gelişmeleri ve Hükümetin yeni istihdam paketini de değerlendirdi. Hükümetin, işsizlikte sağlıklı ve tutarlı bir politika izlemediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "(500 bin kişiye istihdam yaratacağız) diye yola çıkılıyor ama gelinen nokta, otoyol kenarındaki pet şişelerin toplanması... Bunu, yine bir taşerona verecekler. Bunlar, istihdamda çözüm değildir" dedi.
İstihdamda kalıcı çözümün,
üretim ekonomisine dönmekten, Doğu ve Güney
doğu Anadolu’ya devletin doğrudan yatırım yapmasından geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, bunların yapılması halinde kalıcı politikaların üretilebileceğini vurguladı. "Eğer bunları yapmazsanız, bugün pet şişeyi topladınız, yarın ne olacak?" diye soran Kılıçdaroğlu, geçici iş olanaklarıyla işsizlik sorununun çözülemeyeceğini ifade etti.
"HALKIN GERÇEK GÜNDEMİNİ YAKALAMALIYIZ"
Kılıçdaroğlu, CHP’nin Doğu ve
Güneydoğu’daki oy oranını nasıl artıracağına ilişkin soru üzerine, Doğu ve Güneydoğu’da ırk ve din temelinde, iki eksenli politika yürütüldüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, bu iki politik eksenin, çağdaş demokrasilerde olmadığını, ırk temelli politikanın, insanlığı karanlık noktalara sürüklediğini
Hitler örneğinde gördüklerini anlattı. Din temelli politikaların ise yüzyıl savaşlarına yol açtığını dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "21. yüzyılda, çağdaş dünyaya öykündüğümüz bir ortamda, kişilerin inançlarına saygı göstermemiz ve bunu siyasetin dışında tutmamız gerekiyor. Kişilerin ırklarına saygı göstermeli, onları da siyasetin dışında tutmalıyız. Elbette ki insanların kendi kültürel beklentileri olacaktır, bunları saygıyla karşılayacağız ve o beklentilere uygun politikalar oluşturacağız. O bölgelerde yaşanan bu keskin çizgilerin, zamanla çözüleceği kanısındayım.
Bunun için,
Türkiye’deki siyaset kurumlarına ve siyaset adamlarına büyük görev düşüyor. Bunu yaptığımız zaman, Doğu ve Güneydoğu’da pek çok sorunun aşıldığını göreceğiz. Orada yaşayan insanlar, ne yazık ki gerçek gündemlerine henüz dönemediler. Orada, işsizlik,
yoksulluk var, yatırımlar yapılmıyor, bunlar sorun değil mi? Eğitimde, sağlıkta sorunlar var. Bunlar, gerçek gündem, tartışılmıyor. Siyasetin gündemine gelmiyor, getirilmiyor. Bilinçli olarak bunu yapanlar var. Din ile ırk arasında bir gerginlik politikası yaratıp, o çerçevede
oy toplamak isteyenler var. Umuyorum,
akıl galip gelir. Bizim çözüm önerilerini, halkın gerçek gündemini yakalayarak götürmemiz lazım. Götürürsek, siyasette daha çağdaş bir çizgiyi oturtmuş oluruz. O bölgede yaşayan insanların hem sorunlarını çözmüş oluruz hem de aidiyet duygusunu da güçlendirmiş oluruz."
"HUKUK İÇİNDE KALINDIĞI SÜRECE, SORUN YOK"
Kılıçdaroğlu, DTP’nin, Meclisteki oturma eylemini değerlendirirken, hukuk içinde kalındığı, hukukun üstünlüğü sağlandığı sürece herhangi bir sorun olmayacağını belirtti. Önyargılarla hukuk bir tarafa atılarak operasyonlar yapılırsa, bu operasyonların haklılık payının ortadan kalkacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yaşanan ciddi sorunlardan birinin bu olduğunu savundu. CHP’li Kılıçdaroğlu, hukuka olan güveni güçlendirmeleri, yasama ve yürütme organlarının, hukukun üstünlüğünü her ortamda koruması gerektiğini dile getirdi.
Açıkladığı yolsuzluk dosyalarının devamının gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Eğer bilgiler, dokümanlar gelir, bunlar da ciddiyse, siyasal bağlantıları ortaya konuyorsa elbette... Bunları gizlemek değil, tam tersine topluma aktarmak gerekiyor. Eğer bir yerde yolsuzluk varsa, yolsuzlukların mutlaka kamuoyuna açıklanması, böylece siyasetin yolsuzluklardan arındırılmasının önünün açılması gerekiyor. Bu sadece benim değil, her siyasetçinin ortak görevi olmalıdır" diye konuştu.