Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
KKTC'deki
Türkiye karşıtı gösterinin
Kıbrıs Türk'ün menfaatine zarar veren ve Rumlarına ekmeğine yağ süren bir olay olduğunu söyledi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ankara'daki
OSTİM ve
İvedik organize sanayi bölgeleri ile Antalya'da meydana gelen
patlamalarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine
sabır ve
başsağlığı, yaralananlara da acil
şifa dileğinde bulundu.
Ankara'da bir gün içerisinde iki ayrı iş yerinde patlama olduğunu ve 20 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsatan Erdoğan, ''Dün de Antalya'daki patlamada iki vatandaşımız, kardeşimiz kişi şehit oldu, hayatını kaybetti. İş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan tüm çalışmalara rağmen maalesef bu tür acı olayların önüne bütünüyle geçmek mümkün olmuyor. Elbette, ilgili tüm kurumlar, bu acı olaylardan gerekli dersleri çıkararak, nerede hata,
ihmal olduğunu tespit edecek açığı kapatmak için daha farklı bir gayretle ortaya çalışmalarını koyacaklardır'' diye konuştu.
Sendikalar ve işverenlerden
iş sağlığı ve güvenliği konusunda çok daha hassas olmalarını isteyen Erdoğan, bu tür olayların tekrarlanmaması için denetimlerin sıklaştırıldığını, tavizsiz şekilde eksiklerin üzerine gittiklerini ifade etti. Erdoğan, ''Ancak, takdir edersiniz ki her iş yerini her an denetlemek, her an gözlemek mümkün değil. İşçilerimizin, işverenlerimizin 'bana bir şey olmaz' anlayışından artık sıyrılarak muhtemel her vaka için önceden
tedbir almalarını, uyarılara azami ölçüde dikkat göstermelerini bekliyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bu yılın Ocak ayında 1969 yılından bu yana görülen en düşük enflasyon oranının gerçekleştiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
''Türkiye
İhracatçılar Meclisi verilerine göre, ihracatımız da Ocak ayında 2010 yılının Ocak ayına göre yüzde 23 oranında arttı. Sadece Ocak ayı için söylüyorum, ihracatımız 9 milyar 655 milyon dolar olarak gerçekleşti. Önemli bir ayrıntıyı da dikkatlerinize sunuyorum. Bunu çok önemsiyorum.
Güneydoğu Anadolu Bölgemizden Ocak ayında yapılan ihracat
rekor bir seviyeye ulaşarak 500 milyon dolar oldu. Geçen yılın Ocak ayında 346 milyon dolardı. Yani geçen yıla göre bu yıl yüzde 45 oranında artış sağlandı. Bu bölgemizden yapılan ihracat sıralamasında, ilk sırayı
Orta Doğu ülkeleri alırken ardından AB ülkeleri ve
Afrika ülkeleri yer aldı. Ülke olarak da
Irak,
İtalya, ve
Suriye ilk sıralarda yer aldılar. Bu vesileyle bir kez daha tüm ihracatçılarımıza, üreticilerimize, işçilerimize bu sevindirici rakamlardan dolayı şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Dün de 2010 yılı
sanayi üretimi oranları açıklandı.
Sanayi üretimimiz beklentilerin çok çok üzerinde. Yüzde 17 oranında artış kaydetti.''
-''KIBRIS, BİZİM MİLLİ DAVAMIZDIR''-
Erdoğan, KKTC'deki gösteriye de değinerek, ''Açılan pankartlar sadece edep açısından yakışıksız değil, aynı zamanda Kıbrıs Türkünün menfaatlerine zarar veren, Güney Kıbrıs'ın ekmeğine yağ süren mahiyettedir'' dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz, KKTC idarecileri nezdinde gereken uyarıları yaptık. Ancak muhalefetin, her konuda olduğu gibi KKTC ile ilgili bu uyarılarımızı da anında istismar malzemesine dönüştürdüğünü görüyoruz.
Bir kere şunu söylemek zorundayız; KKTC'ye siyasi,
ekonomik, diplomatik anlamda en büyük
destek, şu 8 yıllık iktidarımız döneminde olmuştur.
AK Parti iktidarları döneminde bu destek verilmiştir. Bizden önceki iktidarların hiçbirinde böyle bir destek söz konusu değildir. Kıbrıs davası bu dönemde en güçlü şekilde savunulmuş, KKTC'nin eli bu dönemde güçlendirilmiş, KKTC uluslararası platformlarda daha görünür hale gelmiş ve
diyalog noktasında da her zaman aktif olmuştur. Kıbrıs mücadelesi ve çözüm iradesi hiçbir dönemde olmadığı kadar bu dönemde en güçlü, en kararlı şekilde ortaya konulmuştur.
Hiç kimse KKTC üzerinden istismara kalkışmasın. Hiç kimse Kıbrıs mücadelesini kendi
küçük hesaplarına alet etmesin. Özellikle ana muhalefetiyle muhalefetiyle kimse bu konuda bizimle
yarış edemez. Uluslararası platformda,
Kuzey Kıbrıs'ın hakları bu dönemde ortaya konulduğu kadar hiçbir dönemde konulmamıştır. Bugüne kadar Kıbrıs davası için hiçbir adım atmayanların, bu konuda ter dökmeyenlerin; Kıbrıs davasını kendi davası olarak dahi görmeyenlerin şimdi çıkıp KKTC'yi hatırlamalarının hem Kıbrıs türkünün hem vatandaşlarımızın vicdanına
havale ediyorum.
Kıbrıs, bizim milli davamızdır; bu davadan asla vazgeçmeyecek, çözüm için mücadele ettiğimiz kadar Kuzey Kıbrıs'ın menfaatlerini korumak için hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz. KKTC içinde Kıbrıs davasına değil, Kıbrıs Rum kesiminin ayak oyunlarına
hizmet eden her türlü girişim karşısında bizi bulacaktır.
Türkiye her zaman yavru vatanın yanındadır. Türkiye Kıbrıs meselesinde bir garantör ülkedir, KKTC'li kardeşlerine destek vermeye devam edecektir ama hiçbir spekülasyona da
prim vermeyecektir. Bunu da bu kadar açık söylüyorum. Kim nereye çekerse çeksin.''