AK Parti'nin Seyhan Kültür Merkezi'nde düzenlenen 34'üncü İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Kılıç, Başbakan Erdoğan'ın "Bir şehidin gelmemesi için gerekirse 550 milletvekilliğinin 500'ünden de vazgeçerim." şeklindeki ifadesini hatırlattı. Üç peş puan daha fazla oy alabilmek için şehitlerin tabutları üzerine o bilinen siyasi simge el işaretiyle birlikte slogan atan zihniyetin Türk milletinin gelecek hayallerini temsil etmediğini belirten Kılıç, şehit cenazeleri ile ailelerinin istismar edilemeyeceğinin altını çizdi. Şehit askerlerin bir takım provokatif eylemlerin aktörü haline getirilemeyeceğini vurgulayan Kılıç, "Hepimiz konuşuyoruz ama şehit anne, baba, bacılara ve eşleri ateşin düştüğü yerden konuşuyorlar. O yürekler, vicdanlar istismar edilemeyecek kadar azizdir. O vicdanlar siyasi amaçlar uğruna sokaklara düşürülemez. Ebediyete uğurlanan şehit cenazeleri siyasal beklentiler uğruna istismar edilemez." şeklinde konuştu. Türkiye'nin menfaatleri söz konusu olduğunda partisinin beklentilerini elinin tersiyle bir kenara itmeyen siyasi liderlere Allah'ın iktidar yüzü göstermemesini dileyen Suat Kılıç, sözü edilen yaklaşımın çok tehlikeli bir söylemi geliştirdiğini kaydetti. Üç beş puan oy uğruna bu tehlikeli söylemin ülkenin birliğini tehdit eder hale getirdiğini anlatan Kılıç, şöyle devam etti: "Gün geldi, 'gerekirse dağa çıkarız, Anadolu'yu yeniden fetih ederiz' dediler. Bu Anadolu son kez Mustafa Kemal askerleri tarafından feth edilmiştir. Bu cumhuriyeti bu sırada şehit düşen insanların tamamı inşa etmiştir. Türkiye'nin yeniden fetih edilmesine yönelik hiçbir aksiyona ihtiyacı yoktur. Ama MHP lideri Bahçeli hala 'gerekirse dağa çıkarım' söyleminin arkasında duruyorsa, kendisine şunu sormak lazım: '1999-2002 yılları arasında iktidardaydın. Niye bekledin, dağa çıksaydın ya? Kaldı ki dağdakiler bile dağa çıkmanın çıkar yol olmadığını gördüler. Geliştirdiğimiz politikalarla devletin adliyesine, polisine teslim olsunlar diye, zorladığımız bir dönemde, 'dağa çıkma edebiyatı yapmak' sadece milletin hissiyatını hafife almaktır. Buradaki siyasilerin dağlara falan çıkmasına gerek yok. TBMM hepimiz için yeterli zemindir. Türk milletinin sinesi hepimizi gönlüne alacak kadar geniştir. Dolayısıyla kimsenin dağlarda işi yoktur. Bu söylemlere dikkat edin. Bizim söylediklerimizi can kulağıyla dinleyin. Bu milli birlik, huzur ve kardeşlik projesini, demokratik açılım sürecini amacına ulaştıralım. Başka anlar ağlamasın, başka yürekler yanmasın, başka ocaklara kor düşmesin, başka babalar dağ gibi delikanlılarını toprağa gömmesin." Muhalefetin AK Parti'nin ülkeyi terör belasından kurtarmayı içine sindiremediğini öne süren Suat Kılıç, "Bu mesele çözülsün de varsın siyasi rantı CHP'nin MHP'nin olsun. Yeter ki millet huzur bulsun. 2007 seçimlerinde yüzde 47 oy oranıyla iktidara geldik. Oy toplamaya ihtiyacımız yok. Aldığımız oya sahip çıksak bize yeter. Bu sürece oy uğruna girilemez. Herkesin bahsettiği sürece ilişkin riskler, siyasi nedenlerle göze alınamaz. Bu riski alabilmek için, millet adına parmağını, elini değil; gövdesini koyabilmek için dertli olmak lazım. Millete ve memlekete dair kaygılar taşımak gerekir. Bizi anlayamamanın nedenini bu insan odaklı yaklaşımdan uzak görüşten kaynaklandığını düşünüyoruz." açıklamasını yaptı. Türkiye'nin 1984 yılından bu yana terörle mücadeleye 300 milyar dolar kaynak harcadığını belirten AK Parti Grup Başkan Vekili, daha önce terör belasından kurtulması halinde söz konusu bütçe ile ülkenin daha güçlü hale gelebileceğini vurguladı. MHP lideri Bahçeli'nin "Demokratik açılım" için "Amerika planıdır" ifadesini kullandığına işaret eden Kılıç, "Külliyen yalan. Ayrıca ayıp. Milliyetçilik söylemi geliştiren bir siyasi liderin Türk milletini bu kadar aciz ve zayıf göstermesi ayıp ve yakışmıyor. Bu millet insanlığın iftihar tablosu olabilmiş, barışı ve medeniyeti üç kıtaya taşımıştır. Bu sorunu çözecek olan da illegal yapılar değil, milletin kendi aklı ve vicdanıdır; Adana'dır, Samsun'dur, Anadolu'dur…" Milliyetçilik anlayışını hiç kimseyle kıyaslamadıklarını kaydeden Suat Kılıç, sadece "lafla peynir gemisinin yüzmediğini" aktardı. AK Parti'nin Orhun Abideleri'nin olmayan 42 km'lik yolunu inşa ettiklerine dikkat çeken Kılıç, MHP'nin ise bu kitabelerin plastikten maketlerini yaptığını belirtti. "MHP gibi polikarbon milliyetçilik yapmadık" diyen Kılıç, millete dair hissiyatlarının dün-bugün değişmediğini dile getirdi. Kılıç, şöyle konuştu: "Bizi bölücülükle suçluyorlar. Biz bu suçlamayı aynen kendilerine iade etmişizdir. Ama buna rağmen biz diyoruz ki bu ülkenin 'muhalefeti asla bölücü olamaz, halkına ihanet edemez' Onlar sayın başbakana bu hakaretleri nasıl yapıyorlar, anlamakta güçlük çekiyorum. Onca ağır ithamlara rağmen biz Baykal ve Bahçeli'ye 'bölücülük' sıfatını hiç yakıştırmadık. Çünkü biliyoruz ki muhalefete 'bölücü' demek ülkeye güç kazandırmıyor. Ama onlar maalesef bu hassasiyetle hareket edemediler. Muhalefete, duvarlarındaki haritalar üzerinde bir tefekkür etmelerini tavsiye ederim. Ey Baykal ve Bahçeli… 2007 ve 2009 seçimlerinde Diyarbakır, Şırnak, Van, Batman, Tunceli'ye gittiniz mi? Bu bölgede siyaset yaptınız mı? Halkın nabzını tutunuz mu? Başını okşadınız mı? Ankara'dan bağırmayla olmuyor. Diyarbakır'daki kardeşimize 'halin nicedir' demek ihtiyacını duydunuz mu? Uzaktan biz kardeşiz demekle olmuyor. Onları bağrınıza bastınız mı? Hayır. Bir tek milletvekili çıkaramadıkları bu bölgeyi en azından kendi siyasi haritalarından çıkarmış durumdadırlar. Yazık, çok yazık… CHP ve MHP doğuda daha etkin siyaset yapması, görünürde AK Parti'nin aleyhinedir. Çok çalışırlarsa bizim 15 milletvekilimizi onlar çıkartır. Ama varsın olsun. 15 milletvekili eksik çıkartalım. Ancak o şekilde bu iki parti Mardin'in, Şırnak'ın nabzını oradan gelen milletvekilleri aracılığıyla tutabilsin." Toplantıya AK Parti Milletvekilleri Ali Küçükaydın, Vahit Kirişçi, Fatoş Gürkan, Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal, İl Başkanı Mustafa Kebude, belediye başkanları ve partililer katıldı. (CİHAN)