CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Beni rahatsız eden Sayın
Başbakanın Somali'ye
yardım olayını bir şova dönüştürmesi. Öyle dans gösterileri falan bunlar şık değil. O insanlara yardım edecekseniz tek yolu var
Kızılay. Kızılay bizim yüz akımız'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Habertürk'te yayımlanan ''Karşıt Görüş'' programında soruları yanıtladı. Hiçbir partinin CHP kadar
seçimlere düşünsel anlamda hazırlıklı girmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Bizim yayınlarımız kadar AKP'nin düzenli yayını olmamıştır. Bizim yayınlarımız kadar bilimsel çerçeve içine oturtulmuş yayınlar hiçbir partide olmamıştır'' diye konuştu.
''O zaman CHP kendisini anlatamadı mı?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, önlerinde birden fazla engel olduğunu, bunlardan en temelinin belli çevrelerin CHP'ye karşı tutumları olduğunu ifade etti. ''Ağzınızla kuş tutsanız ben CHP'ye oy vermem'' diyen güçlü bir çevre olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bu algının yıkılmasının bir seçim dönemiyle mümkün olamayacağını ve bu konuda zamana ihtiyaç olduğunu savundu.
Kendilerini belli çevrelerin ''din düşmanı'', belli çevrelerin ''ulusalcı'', belli çevrelerin ise ''solcu'' olarak gördüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu,
siyaset ile dini karıştırmamak gerektiğinin altını çizdi. Anayasaya göre de her inanca saygı göstermenin,
siyasi partiler bir kenara her yurttaşın temel görevlerinden birisi olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, Müslümanlık'ta
Allah ile kul arasına birisinin girmesinin mümkün olmadığını ve tüm siyasi partilerin bunu sağlamak zorunda olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de eğer iç barış sağlanamıyorsa, siyasal partiler
spor kulüpleri gibi tutuluyorsa, belli siyasal partilere karşı ön yargılar sürekli bu kararlardan besleniyorsa biz demokrasiye
ihanet ediyoruz demektir. Kişinin yoksulluğunu giderme konusunda siyasi otorite onu siyasete malzeme ediyorsa bunlar doğru olaylar değil'' dedi.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın seçim döneminde kendisinin
Alevi olmasını kullandığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Eğer inançlar
politikaya malzeme olacaksa o zaman siyaseti bırakalım, din üzerinden politika yapalım. Ben Allah'a inanıyor muyum? Benim Allah'ın katında ne kadar makul veya makul olmayan bir insan olduğuma kim karar verebilir? Eğer buna
Recep Tayyip Erdoğan karar verecekse, o zaman ben O'nu Müslümanlığı bilmeyen bir kişi olarak kabul ederim. Her yerde her ortamda onunla da tartışmaya hazırım. Ama eğer siz bütün
ülkenin sorunlarını bırakıp bir insanın inançları üzerinden siyasete giriyorsanız, o zaman bu ülkeyi parçalamış olursunuz.
Aleviler bu ülkenin düşmanı mı? Ne yapmış Aleviler?
Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal'e
destek vermişler mi? Bu ülke için şehit vermişler mi? Çanakkale'de yatıyorlar mı? Eğer bir ülkenin başbakanı gelip bunları kaşıyorsa o başbakan değildir. Herkese ne kadar ikiyüzlü bir politika izlediğini gösterir. Bir taraftan 'alevi
açılımı' diyeceksiniz, öbür taraftan iki yüzlü bir politikayla 'Aman ha bakın bu alevidir' diyeceksiniz. Bu iki yüzlü politikanın tipik örneğidir.''
Türkiye'nin en büyük sorununun
terör olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Bir hükümet programında terörle ilgili bir satır olmaz mı? Bir satır dahi yazmayan bir hükümet terörle mücadelede aklı başında bir proje geliştirebilir mi? Geliştiremez'' ifadelerini kullandı.
İki ayda bir
TBMM Başkanı ve anamuhalefet başkanının Köşk'e davet edilerek hem kişisel hem de Türkiye'ye dair genel görüşlerin alındığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bu uygulamanın, devletin en yüksek koltuğunda oturan kişinin düşüncelerini öğrenmek ve kendilerinin kamuoyuna paylaşamadıkları bazı düşüncelerinin Köşk'e aktarılması açısından önemli olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Terörle ilgili yapılacak mücadelenin detayları size aktarıldı mı? Harekattan haberiniz var mıydı daha önce?'' sorusuna karşılık, ''Biz hükümetin icraatlarına ortak olmak istemeyiz. Demokrasilerin gücü olan, vazgeçilmezi olan muhalefetiz biz. İktidar her rejimde vardır ama sadece demokrasilerde muhalefet vardır. Biz bakarız
iktidarın uygulamalarına, yanlışsa eleştiririz, doğruysa zaten doğru deriz. Onun eylemlerini veya icraatlarını paylaştığınız andan itibaren iktidarın bir parçası olursunuz. Muhalefet işlevini kaybedersiniz'' değerlendirmesinde bulundu. Terörün AK Parti'nin çözeceği bir olay olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, ''AKP terörü çözemez. Çünkü çözme gücü ve cesareti yok, çünkü inisiyatifini kaybetmiştir AKP, yol haritaları yok'' dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine, Başbakan Erdoğan'ın Somali'ye gitmesinden memnun olduğunu belirterek, ''Benim ülkemin Başbakanının açlığın ve sefaletin olduğu bir yere gitmesinden memnunuz'' dedi. Kendilerinin de Somali'ye gitmek için girişimde bulunduklarını, ancak
Dışişleri Bakanlığının ciddi güvenlik sorunu bulunduğunu ve Somali'ye gitmeyi çok uygun görmediğini ilettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Kızılay ile irtibata geçtiklerini ve ona göre Somali'ye gitmek için program yaptıklarını kaydetti. Kızılay'dan aldıkları ihtiyaç listesini İstanbul'da Kızılay'a teslim edeceklerini ve Kızılay'ın bölgede ihtiyaç sahiplerine malzemeleri teslim edeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bayramın birinci günü bölgede olacaklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Burada beni rahatsız eden Sayın Başbakanın Somali'ye yardım olayını bir şova dönüştürmesi. Öyle dans gösterileri falan bunlar şık değil. Bir şey demek istemiyorum ama bunun kamuoyunda şova dönüştürülmesi hoş değil. O insanlara yardım edecekseniz tek yolu var Kızılay. Kızılay bizim yüz akımız. Orada
kampları var. Kızılay aracılığıyla yardım yapılmasını ben isterim. Biz de özellikle Kızılay aracılığıyla yapacağız. Kızılay varken başka bir kuruluşa ihtiyaç var mı? Verdiğiniz bağışın yerine gittiğini biliyorsunuz. Orada kamp kurmuşlar. Nerede bir sorun varsa Kızılay oraya en kısa sürede gidiyor. Yapılacak yardımların da Kızılay aracılığıyla yapılmasını ben isterim. Bir yardımın yerine gerçek anlamda ulaşmasını istiyorsak Kızılay'' dedi.