CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber TV''de yayınlanan "Gündem Seçim" programına konuk olarak katıldı. Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu'nun sorularını cevaplayan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a "Genel Müdür" göndermesi yaptı ve büyükşehirlerdeki seçim durumlarını değerlendirdi..

Başbakan Erdoğan'ın kendisiyle ilgili olarak "Genel Müdür" şeklindeki küçümseme ifadelerine cevap veren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, tek kelime ile "çocukça" bulduğunu belirtip sert gönderme yaptı. 

Kemal Kılıçdaroğlu, "Ciddiye almadığım şeyler. Ben devlette 27,5 yıl çalıştım. Çok önemli görevlerde çalıştım. O nerede çalıştı. Bir sucuk fabrikasında muhasebeciydi. Var mı sucuk fabrikası? Hayır batırdı." sözleriyle Erdoğan'a yüklendi ve şu ifadeleri kullandı.

"Ben devlette 27,5 yıl görev yaptım, yeri geldi Türkiye Cumhuriyeti'ni yurt dışında temsil ettim. Uluslararası anlaşmalara imza attım. Devletin çıkarlarını korudum. Hiç kimse benim hakkımda şu yolsuzluğu yaptı dememiştir. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'ndan tutun Başbakanlık Teftiş Kurulu'na kadar, TBMM KİT Komisyonu'ndan tutun Çalışma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'nın teftiş kurullarına kadar hiç bir raporda altını çiziyorum: 'Kılıçdaroğlu yolsuzluk yaptı' dememiştir. Diyemez de zaten. Boğazdan aşağı haram lokma geçmedikten sonra ne diyecekler. Ama onun hakkında dünya kadar rapor var. Kirli, temiz değil..."

Yerel seçimlere dair, 3 büyükşehirle ilgili açıklamada da bulunan Kılıçdaroğlu, "İstanbul'da arayı kapattık, Ankara ve İzmir'de öndeyiz" dedi ve şunları söyledi:

"Ankara'da bir sorunumuz yok. İstanbul'da da açık çok minimize edildi. Önümüzdeki süreç içinde bunun da kapanacağını hep beraber göreceğiz. İzmir'de de bir sorunumuz yok. Bursa, Balıkesir, Manisa, Adana, Hatay bizim için önemli. Buraları alacağız inşallah. Ankara'da Mansur Bey önde, İzmir'de de öndeyiz"

-"Fezlekelerin içeriğini seçimlere kadar en azından halk öğrenmesin. Bunu istiyorlar.Şimdi ben merak ediyorum parlamentonun görevi yolsuzlukları örtmek midir yolsuzluklarla mücadele etmek midir? Yolsuzlukların üstünü zaman içinde biz unutturur ve kapatabiliriz. Bu düşünce içindeler. Ama size sözüm bu yolsuzlukların üstünü kapattırmayacağız.

-İlk kez Türkiye bir olayla tanıştı. Devletini soyan hükümetle tanıştı. Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin en büyük yolsuzluğu ile karşı karşıya geldi. Bakan, bakanlar, genel müdürler altında da kirli işadamları. Bunlar bunların da telefon kayıtları var. Milletin anasına küfrediyorlar. Neden? Yeni ihale aldıkları için..

-Kur'an-ı kerim ile alay ediliyor. Üzülerek söylüyorum ama böyle Bakara Suresi makara olarak adlandırılıyor. Ben her Cuma diyor Google'dan bulurum diyor ayet onu sallarım diyor. Kim söylüyor bunu Egemen Bağış. Allah aşkına ben merak ediyorum mesela herhangi bir Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilçe başkanı bunu söyleseydi şimdi Türkiye'de yer yerinden oynamıştı. Erdoğan meydan meydan gezmişti bunlar din düşmanıdır demişti. Şimdi ben Erdoğan'a sormak istiyorum sen bu egemen bağışı ne yapacaksın? Ne yapacaksın hem rüşvetten yargılanacak hem de bakın dini nasıl kullandıklarını hep beraber görüyoruz. İstismar ediyorlar. 

-O müfettişler bana gelsin. Ben kötülüyorum. Küçük çocuklardan ne istiyorlar? Adı hırsıza çıkmış bir adamdan Başbakan olmaz. Küçük çocuklara müfettiş göndermişler, efendim işte Erdoğan kötüleniyor mu? Bu söylenecek laf mı Allah aşkına! O çocuklar ders görüyorlar orada. Öğrenim görüyorlar orada. Amaç ne sahte delillerle bir şeyler yapmak. Çünkü daha önceki davalarda bunu yapmıştı. Benzerini yapmak istiyor şimdi.

-Zaten bir paralel  yapı var devlet içinde. Başında Erdoğan, altında dört bakan. Altında genel müdürler. Altında yolsuzluk yapan işadamları. Zaten bunlar paralel. Yasal mı bunlar hayır yasa dışı. Yasa dışı Erdoğan'da aile boyu. Aile boyu..