Kılıçdaroğlu, Aydın'da partisinin merkez ilçe başkanlığını ziyaret etti.
Aydın Belediye
Meclis Salonu'nda yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu,
Türkiye'de
demokrasinin bir ayağının medya olduğunu, yargı, yürütme,
yasama organları ile medyanın birbirini denetlemesinin, demokrasinin sağlıklı işlemesine vesile olacağını ifade etti.
AK Parti sonrasında '
yandaş medya' kavramının gündeme geldiğini, bu kesimin Başbakan'ın her dediğini onaylamaya koşullandığını savunan Kılıçdaroğlu, Doğan Grubu'na,
Cumhuriyet tarihinin en büyük cezasının kesildiğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman bir mükellefin özel olmamak kaydıyla beş yılının incelenemeyeceğini, mükellefi batırmanın değil, yaşatmanın esas olduğunu belirterek, ''Vergi denetim elemanları,
iktidar partisinin tetikçisi konumuna gelemezler. Eğer gelmişlerse orada demokrasi olmaz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Toplum
baskı altında. Eskiden herkes
telefonla özgürce konuşurdu. Şimdi arada bir telefon geliyor, 'Kemal bey size bir şey anlatacağım ama sizin telefonlarınız dinleniyor' diyorlar. Dinlensin. Vatandaş artık normal konuşmayı bile unutmak üzere.
Hani demokrasi vardı,
özgürlük vardı? Böyle demokrasi, böyle özgürlük olabilir mi? Bir şey var, hep beraber bilinçlenip, hep beraber kenetlenip, hep beraber AK Parti'yi silkelemek, doğru sandığa gömmek zorundayız. Biz yeniden bir ulusal kurtuluş savaşı vermek zorundayız. AK Parti ve yandaşları dışında bu
toplumda yaşayan herkes
mağdur durumda.''
-''EMEKLİ HEM AĞLIYOR HEM OY VERİYOR''
Türkiye'de son olarak uygulanan ''
hasta olma
vergisi'' ile hastalanınca para verileceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, ''Yasa, geçen yasama döneminde parlamentoda görüşülürken, en büyük tepkiyi biz
CHP olarak gösterdik. 'Emekliler perişan olacak' dedik, biz TBMM'yi terk ettik. O zaman AK Parti'nin oyu yüzde 34,5 idi. Sonra
seçim oldu, AK Parti'nin oyu oldu yüzde 47. Şimdi ben
emeklilere mi inanayım, kendi söylediğime mi'' dedi.
Türkiye'de 9 milyon emeklinin bulunduğunu,
aileleri ile birlikte sayılarının 15-16 milyona ulaştığını bildiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''İsteseler bir partiyi tek başına iktidar yaparlar. 9 milyon emekli hem ağlıyor hem de seçim zamanı gelince koşa koşa oyunu AK Parti'ye veriyor. Ben bu
akıl tutulmasını hala çözmüş değilim. Bu demokrasi değildir. Kendi hakkına sahip çıkamayan, ülkesine sahip çıkamaz. O nedenle benim elim bu seçimlerde emeklinin yakasındadır.''
Kılıçdaroğlu, toplumun akıl tutulmasıyla karşı karşıya olduğunu savunarak, bunda 12
Eylül döneminin sorumluluğu bulunduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''Bu nedenle diyoruz ki, bir ulusal kurtuluş savacı sürecinde nasıl mücadele ettiysek, şimdi de aynı mücadeleyi vermeliyiz. Bir kişi kalsak bile vereceğiz bu mücadeleyi. Türkiye madem ki ulusal kurtuluş savaşı verdi,
taşeron iktidarlara ihtiyacımız yok artık'' dedi.
-''AİLE SİGORTASI''-
''Demokratik
açılım'' çalışmalarını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, bu açılımla neyin kast edildiğinin anlaşılmadığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkede hiçbir zaman yüzbinlerce çocuğun yatağa aç girdiğini düşünmüyoruz. Eğer bir ülkede yüzbinlerce çocuk yatağa aç giriyorsa bunun vebali, Recep Tayyip Erdoğan ve onun bakanlarınındır. Ve bizim bunun hesabını sormamız gerekir'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ''CHP'nin
aile sigortası ile
yoksulluğu bitireceğini, Türkiye'de yoksul ailelerin kalmayacağını, kadınların üreten konumuna geleceğini'' ifade etti.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu,
terörle mücadelede terör örgütünün koşulsuz
silah bırakmasını ve Türk adaletine teslim olunmasını istediklerini, bu
uygulama olursa memnun kalacaklarını belirterek, ''Biz bu ülkede terörün bitmesini istiyoruz. Gelsinler teslim olsunlar, silahlarını bıraksınlar'' dedi.