CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, bir
aile olduklarını, aile içinde tartışmalar olabileceğini ama bunu bir kızgınlığa, intikama dönüştürmenin doğru olmadığını belirterek, ''CHP'de
kavga yok. CHP'de sular duruldu, CHP
iktidara kilitlendi'' dedi.
Kılıçdaroğlu, HaberTürk televizyonunun canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
CHP'nin 15. Olağanüstü
Kurultayı'ndaki kadın kotası tartışmalarının neden yaşandığı sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, aslında ortada bir sorun olmadığını, Parti Meclisinin (PM) tek bir
organ olarak, tüzüğe uygun şekilde oluşturulduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Bunu aslında çok fazla yadırgamadık. Keşke
itiraz edenler bu bütünlüğe baksalardı. Bu PM'de, geçen PM'den daha fazla sayıda kadın üye var'' şeklinde konuştu.
Siyasette beklentileri gerçekleşmeyen kişilerin burukluk yaşayabileceğini, hatta bunun kızgınlığa dönüşebileceğini ve ''Mevcut
yönetime nasıl çelme takarız'' anlayışının doğabileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, önemli olanın bu duyguların frenlenebilmesi olduğunu vurguladı. İtirazda bulunmanın
doğal bir hak olduğunu, bu hakkın kullanıldığını, itirazların yasal açıdan değerlendirilip karara bağlandığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Biz bir aileyiz. Aile içinde bu tür tartışmalar olabilir ama bunu bir kızgınlığa, intikama dönüştürmek doğru değildir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, bir başka soruyu yanıtlarken de gerek eski Genel Başkan Deniz
Baykal gerekse Eski Genel Sekreter
Önder Sav'ın kurultaya ve mevcut yönetime yönelik bir eleştiride bulunmadıklarını, bulunmaları halinde ise bunu saygıyla karşılayacaklarını ifade etti.
-''KAVGA YOK''-
Parti içinde tartışmalar yaşandığına yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Bazı çevreler 'CHP kendi içinde kavgalı bir partidir. Kavga olmazsa CHP olmaz' anlayışından kurtulamadı. Halbuki böyle bir şey yok. Kavga yok. Ben il başkanları toplantısında şunu söyledim; eğer CHP'nin kongrelerinde kavga çıkarsa kavgayı çıkaran insanları partide tutmayız. Şiddeti, kaba kuvveti kongreye hakim kılmak bize yakışmaz buna izin vermeyeceğiz. CHP'de kavga yok. CHP'de sular duruldu, CHP iktidara kilitlendi'' şeklinde konuştu.
Merkez Yönetim Kurulunun (MYK) oluşumuna ilişkin soruyu yanıtlarken, kurul listesini kimseyle görüşmeden tek başına hazırladığını anlatan Kılıçdaroğlu, seçtiği kişilerin görev tanımlarına uygun olmasına özen gösterdiğini vurguladı. CHP'de ikinci kez kadın genel sekreterin göreve geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu görevi yürüten Bihlun Tamaylıgil'in partinin kültürünü ve örgütleri çok iyi bildiğini, ayrıca kadın olmasının da CHP'ye yakışır bir nitelik olduğunu kaydetti.
Kurultayda delegeden en az oyu alarak PM'ye seçilen Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in örgütlerden sorumlu olmasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, genel merkezin il yönetimlerine başta il başkanlarının seçimi konusunda müdahale etmediğini, Tekin ve beraberindeki çalışma arkadaşlarının da bu anlayış içinde hareket ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Geçmiş alışkanlıklar var. Onları kırmak kolay değil ama bunun için zaman ihtiyacımız var. O zaman süresi içinde göreceksiniz CHP parti içi iktidara değil, ülkenin iktidarına odaklanan, halkla çok daha sıcak ilişkiler kuran bir parti kimliğini öne çıkaracak. Biz kitle partisiyiz, iktidar için yola çıkma kararlılığımızı
Türkiye genelinde bütün örgütlerle halka hissettirsek sonuç alırız'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun bugün bir gazetede yer alan ''
Kürt sorununa'' ilişkin sözlerine ilişkin değerlendirmede de bulundu. CHP'nin, sorunun, öncelikle
terör örgütünün teslim olması, ardından toplumsal uzlaşma ile çözülebileceği görüşünde olduğunu yineleyen Kılıçdaroğlu, toplumsal uzlaşmanın sağlanması halinde ülkenin kıyı kesimlerinin de buna en büyük katkıyı yapacağına inandığını söyledi.
-''DEMOKRATİK ÖZERLİKTEN AYRILMA DİYE SÖZ EDİYORSAK BU DOĞRU DEĞİL''-
Kılıçdaroğlu, ''Demokratik özerklik'' tartışmalarına ilişkin şunları söyledi:
''Bizim üniter bir yapımız var. Kim kurdu bu üniter yapıyı? Bizim dedelerimiz kurdu. Emperyalizme karşı savaş verdiler. Mezarlarında yan yana yatıyorlar.
Savaşırken 'sen Türk'tün, sen Kürt'tün, sen Çerkez'din, sen Laz'dın' diye bir ayrım yapmadılar. Oturup beraber verdiler bu mücadeleyi Biz onların mirasçısıysak onların bize bıraktığı ülkeyi daha da yükseltmemiz lazım, parçalamak değil. Daha fazla kaynaşmamız lazım, bölünmek değil. Onun için eğer 'Demokratik özerklikten ayrılma' diye söz ediyorsak bu doğru değil.''
CHP lideri, idari özerkliğin belediyeler yoluyla zaten gerçekleştiğini, ancak bunun siyasal özerkliğe dönüştürülmesinin yanlış olduğunu ve Türkiye'nin üniter yapısına aykırı olduğunu vurguladı.
''Tartışmaların çığırından çıkmasının temel nedeninin, AK Parti'nin izlediği politikalar'' olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, iktidarın birilerinin güdülemesiyle yaptığı ''açılımın'' sonucunda ''cinin şişeden çıktığını'' ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''Bu tabloyu ortaya çıkaran Sayın Başbakan'dır. Tabloyu yaratan da Sayın başbakandır. Bunu tarih böyle yazacaktır'' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuya ilişkin siyasi liderlere davette bulunması halinde katılıp katılmayacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Elbette Sayın Cumhurbaşkanı davet ederse davete icabet ederiz. Ama bu Sayın Cumhurbaşkanı'nın takdirindedir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, ''Konuşmalarınızda '
Kürt sorunu' kelimesini kullanmamanız, bundan sonra da devam edecek mi?'' sorusu üzerine ise ''Kürt sorunu'' ifadesini de kullanabileceğini, ancak olaylara etnik ve dini temelli tanımlamalarla yaklaşmayı doğru bulmadığını ifade etti.
-KAYSERİ'DEKİ RÜŞVET İDDİALARI-
Bir başka soruyu yanıtlarken de 2011'de yapılacak
genel seçimler için CHP'nin bir başarı zemini belirlediğini, bunun ''iktidara gelmek'' olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Her siyasal parti iktidar olmak ister, biz de bunun için çaba harcıyoruz. Bu yüzde 30 olur, 35 olur, 40 olur. Amacımız halka doğruları söyleyip iktidar olmak'' dedi.
Kayseri'deki rüşvet iddialarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, iddialarının devamının geleceğini ve iddialarına temel oluşturan belgeleri bir bankanın kasasında muhafaza ettiklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine iddialarda sözü geçen savcının eşinin Kayseri Büyükşehir Belediyesinde çalıştığını da öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, eski
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın bugün bir gazetede yer alan açıklamalarını da soru üzerine değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, Unakıtan'ın
siyaseti bırakma kararının yerinde olduğunu, kişilerin siyaset ya da ticaretten birini
tercih etmeleri gerektiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, Unakıtan'ın Maliye Bakanlığı döneminde sıradan bir maliye bakanlığı yapmadığını ifade ederek, ''Mehmet Şimşek'ten daha başarılı bir maliye bakanıydı'' dedi.
CHP lideri sözlerini ''2010 benim açımdan
sürpriz bir yıl oldu, ağır bir sorumluluk getirdi. Bunun bilincindeyim, bunun için, ülkem için çalışıyorum. 2011'de de 2010'un bana verdiği olanakları kullanarak partimi iktidara taşıyacağım. Bunun tek yolu çalışmaktan geçer'' şeklinde tamamladı.