Kılıçdaroğlu'nun yerine kim hazırlanıyor
Meclise girince doğruca
CHP kulisine geçtim. İlgimin altında Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı, "Aile Sigortası"ndan yararlanmak gibi bir
hesap yatmıyor.
Sigortası atmış bir partinin millete yapacağı sigortadan ne olacak?
Süheyl Batum ve Hurşit
Güneş'in bu hafta performansları düştüğü için olsa gerek
Kemal Kılıçdaroğlu açığı
kapatma yarışına girdi.
Ergenekon'a üye olacağını açıkladı. Üye olmak için örgütün yerini sordu.
Çok uzağa gitmesine gerek yoktur.
Tuncelili olarak
Dersim katliamına gitsin orada Ergenekon'u görür. Dersim geçmişte kaldı diye düşünüyorsa, faili meçhullere baksın. Örneğin, Uğur
Mumcu suikastına,
Abdi İpekçi cinayetine...
Genel başkan seçildiğinde kendisine
hediye ettiğim, "İçimizdeki Gladio ile yüzleşmek" isimli kitabımızda da aradığı adresi bulabilir.
Ayrıca Oda TV'nin avukatlığına soyunmakla da zaten kendisine bir yer edindi. Umarım Soner Yalçın'ın bağlantıları ve Oda TV'den çıkan belgeler yüzünden kamuoyunun karşısında zor durumda kalmaz.
Nokta... Şimdilik bu kadar.
Kemal bey, meslektaşlarımıza açıkladığına göre, Süheyl Batum'un TSK'yı kağıttan kaplana benzetmesine değil de '
yandaş medyaya' malzeme olmalarına üzülmüş. Ergenekon merakı olduğu sürece Kemal beyi üzmeye devam edeceğiz.
Çünkü CHP'de çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Partideki kaynama dışarıdan göründüğünden daha büyük. Aşağıdaki konuşma
MYK toplantısı öncesinde geçiyor.
Süheyl Batum - İstifa edeyim mi?
Kılıçdaroğlu - Şimdi değil. Ama konuşmalarına dikkat et.
Bu görüşmeden çıktıktan sonra MYK'ya giriliyor.
Süheyl Batum, "Bu tür durumlarda ben arkadaşlarıma hep
destek oldum. Desteğinizi bekliyorum" diyor.
Bazı MYK üyeleri bırakın Batum'a destek olmayı, ellerinden gelse CHP tarihinden silecekler. Çünkü Süheyl Batum ve
Hurşit Güneş olayı CHP'nin yönetilemediğini ortaya çıkardı.
Yakın çevresi Kılıçdaroğlu'nun nezaketinin, "
yönetim zafiyetine dönüştüğü"nü
itiraf etmekten çekinmiyor. Onlara göre Kılıçdaroğlu, Süheyl Batum'un çekilmesini bekliyor. Bu beklentisi hala sürüyor. Yoksa görev yerini değiştirmeyi planlıyor. Hatta
Önder Sav olayında olduğu gibi
bıçak kemiğe dayandığı takdirde, MYK'daki tüm görevlerinden almasının da mümkün olduğunu söylüyorlar.
Kılıçdaroğlu da MYK'da, "Bir daha aynı hatalar olursa, kimsenin gözünün yaşına bakmam" diyor.
Hatta, "Eğer başbakan grup kürsüsünden Süheyl Batum'u
hedef almasaydı, Kılıçdaroğlu 1 gün sonra görevden alacaktı" şeklinde değerlendirmeler de kulağıma gelmedi değil. Böyle bakınca Batum'un görevden alınmasını
Başbakan önlemiş gibi gözüküyor. Aslında
iktidar açısından
akıllıca bir iş. Demek ki Süheyl Batum'un kalması CHP'den çok AK Parti'ye yarıyor.
Ayrıca Batum CHP'de, hukuku
darbenin emrine veren Sıddık Sami Onar, Hüseyin Nail Kubalı gibi "militarist
hukukçu" kesimin temsilcisi olarak yer alıyor. 27
Mayıs sabahı, seçimlere gitmekten ve kışlasına çekilmekten söz eden
darbecilere, "İhtilal komitesi kurmaları" yönünde akıl verip, "Eski iktidarı yargılamazsanız, sizin meşruiyetiniz sorgulanır" diye yol göstermişlerdi.
Süheyl Batum için, "Kılıçdaroğlu sonrasına oynuyor. Partideki ulusalcı kesimin liderliğine göz kırpıyor" şeklinde değerlendirmeler yapılıyor. Bir kısmı doğru. Ancak, ulusalcı cephede yeni gelişmeler var.
Batum'un
aileden CHP'li olmaması nedeniyle partideki ulusalcılar kendisine şaşı bakıyormuş.
Önder Sav grubu, onun yerine
Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr.
Metin Feyzioğlu'nu hazırlıyormuş.
Dedesi Turhan Feyzioğlu, darbe dönemlerinde askerin banko Başbakan
adayı ve akıl danıştığı kişiydi. Metin Feyzioğlu kökü itibariyle CHP'li damardan askerci. Turhan Feyzioğlu
27 Mayıs'a giden sürecin en önemli simalarındandı. CHP'nin gelecekteki lideri olarak gösterilen birkaç isimden biriydi. Ancak CHP'nin ortanın soluna savrulmasını hazmedememiş,
Güven Partisi'ni kurarak mücadelesini sürdürmüştü. Son olarak 12 Eylül'de Kenan
Evren kendisine başbakanlık
teklif etmişti.
Siyasi birikimi yüksek bir aileden gelen Metin Feyzioğlu,
Ankara Barosu seçiminde olduğu gibi bir performans gösterirse 12 Haziran'dan sonra Kılıçdaroğlu'nun karşısındaki en güçlü aday olabilir. Süheyl Batum'a göre aileden demokrat, sonradan darbeci değil. Dededen CHP'li, damardan asker yanlısı. Dedesi darbecilerin potansiyel başbakan adayıydı diye, Metin Feyzioğlu'da askerci olacak değil elbette ki. Kendi geleceğini kendisi
tayin edecek.
ABDÜLKADİR SELVİ - YENİ ŞAFAK