Birleşmiş Milletler (BM) 66. Genel
Kurul çalışmaları için geldiği New York'tan ayrılmadan önce Türkevi'nde basın ile bir araya gelen Bakan Davutoğlu, temasları hakkında bilgi verdi ve gazetecilerin sorularını cevapladı.
Türkiye'nin bölgesinde ve uluslararası arenada barışı tesis etmeye çalışması girişimleri ile son aylarda bazı ülkeler ve
Avrupa Birliği'ne (AB) karşı sert tutumunun çelişmediğini belirten Davutoğlu, devletin hem kudret hem de
şefkat elinin olduğunu söyledi. Türkiye'nin değerleri ile reel
politika arasında dengeli bir
siyaset izlemeye çalıştığını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: ''Uluslararası barış girişimleri, arabuluculuk, medeniyetler ittifakı bizim savunduğumuz değerlerin uluslararası platforma yansımasıdır. Mesela
sondaj çalışmasına olduğu gibi Türkiye'nin verdiği tepki, yakın çevremizdeki uluslararası sorunlarla ilgili bu değerlerle gerçeklikler arasında bir denge kurma çabasıdır. Bir vesile ile zikrettiğim husus var; devlet olmak kudret ve şefkat eline aynı anda sahip olmaktır. O devlettir ki kendi halkının çıkarlarını, geleceğini, insanlığın geleceği, bölgenin istikrarı için kimi zaman kudretini göstermek durumundadır, kimi zaman da şefkatini. Acziyet içeren bir şefkat olmayacağı gibi şefkat içermeyen bir kudret bir kaba güç haline dönüşür. Bizim savunduğumuz değerler açıktır. Bu değerler,
insan hakları,
demokrasi,
özgürlük, istikrar ve barıştır.''
Türkiye'nin savunduğu değerleri tehdit eden ya da bunları gözardı edenlere karşı tavır almasının dış politikasındaki bir değişiklik anlamına gelmediğini kaydeden Davutoğlu, ''Türkiye kimsenin hukukuna
tecavüz etmez. Kimsenin mal-can emniyetine karşı tutum almaz. Biz çok güçlü devlet geleneğine sahibiz. Ama bizim vatandaşımızın can güvenliğini tehdit eden bir taraf varsa da buna karşı aciz olmayız. Bizim kurduğumuz denge bu ve bunu en iyi şekilde yürütmek durumundayız'' dedi.
Güney Kıbrıs yönetiminin Doğu
Akdeniz'de petrol
arama çalışmalarını da eleştiren Bakan Davutoğlu, ''Kimsenin
doğal kaynaklarında gözümüz yoktur, ama herhangi bir tarafta bizim garantör olduğumuz devletin doğal kaynaklarını tek taraflı kullanmaya kalkarsa buna karşı tabi tavır geliştiririz'' diye konuştu.
BAKAN DAVUTOĞLU BM'DE 81 TEMASTA BULUNDU
BM'nin 66. Genel Kurul çalışmaları için geldiği New York'ta toplam 81 temasının olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bunlardan 49'unun ikili görüşme, 22'sinin toplantı, 3'nün de imzaladığı metin anlaşmaları olduğunu ifade etti. New York'ta kaldığı 10 günü ''kapsamlı ve verimli bir hafta oldu'' diye yorumlayan Bakan, ''Son 9 yıldır ben Genel Kurul çalışmalarına katılıyorum. Gittikçe artan bir hızla Türkiye'nin uluslararası etkinliği artıyor'' diye konuştu. Bakan Davutoğlu, BM Genel Kurul çalışmalarında katıldığı 22 uluslararası toplantının 7'sine eş
başkanlık ya da başkanlık yaptığını ifade etti.
Türkiye ile Finlandiya'nın geçen yıl kurduğu
Küresel Arabuluculuk girişiminin bu yıl ete-kemiğe büründüğünü belirten Davutoğlu, ''Aynen Medeniyetler İttifakı gibi Arabuluculuk Dostları diye bir grup oluşturuyoruz. Bu küresel barışa büyük bir katkı niteliği taşıyacak'' şeklinde konuştu.
"FİLİSTİN DEVLETİNİN TANINMASI, SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ KOLAYLAŞTIRIR"
BM'ye
Filistin'in tam üye kabul edilmesinin ve tanınmasının
İsrail - Filistin sorununun çözümünü kolaylaştıracağını savunan Bakan Davutoğlu, bunun ayrıca Filistinlilerin en doğal hakkı olduğunu kaydetti. Filistin sorununun çözümü için kurulan Orta
doğu dörtlüsünü (ABD, AB,
Rusya ve BM) yeni vaatler vermekten öte somut adımlar atmamakla eleştiren Bakan, ''Filistin'in yeni vaatlere değil çözüme ihtiyacı var'' dedi.