Saadet Partisi Genel Başkanı
Numan Kurtulmuş,
Türkiye'nin kutuplaşma içine itildiğini belirterek, "Referandumun, siyasi kamplaşma konusu yapılmaması gerekir.
Anayasa tartışmalarının kendi bağlamında ele alınması,
siyaset değil, hukuk konusu olarak ele alınması gerekir." dedi.
Kurtulmuş, SP olarak 12
Eylül anayasasının bütünüyle değiştirilmesinden yana olduklarını belirterek, "Sayın
Başbakan bizi ziyarete geldiğinde biz kendilerine dosyamızı sunduk.
Anayasa Mahkemesi, artık bir
senato hükmündedir. Mahkeme kendisini
kanun koyucu yerine koymuştur. Bu hukuken bir kördüğümdür. Bunun konvansiyonel yollarla aşılma imkanı yoktur. Anayasa yapıcı yeni bir meclis kurulması ve yeni anayasanın bu şekilde
halk oyuna sunulmasından yanayız." şeklinde konuştu.
İkinci önceliklerinin
terör meselesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Biz bu işi çözecek miyiz, yoksa çözüyor gibi mi yapacağız. İktidar partisi, rotasız bir gemi gibi,
açılım politikası başlattı. Habur'dan sonra da iş raydan çıktı. DTP de süreci Abdullah Öcalan'a indirgeyerek süreci bir kişinin geleceğine endekslemiş oldu." dedi.
Son günlerde
İnegöl ve
Dörtyol'da ortaya çıkan gerginliklere de değinen Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Dörtyol olayları dikkatle incelenmeli. Bu olayların üzerine gidilemez ve provokatörler ortaya çıkarılamazsa, sorun çözülmez. Terör sadece bir sonuçtur. 30 senedir mücadele veriyoruz. Terörü ortadan kaldırmak için, terörü doğuran nedenlerin ortadan kaldırılması gerekir. Herkesin kendisini vatandaşı olarak gördüğü bir
ülke olmalıyız. Göçün geri döndürülmesi ve sosyal telafi programları yapılması zorunludur. Bütün bunlar yapılmasına rağmen, uluslararası terör siyasetinin PKK'yı kullanmaya devam etmek isteyeceği açıktır. Bu irtibatın da kesilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır."
İskenderun'da meydana gelen saldırının, Mavi
Marmara gemisi olayından bir kaç saat öncesine rast gelmesinin dikkat
çekici olduğunu belirten Kurtulmuş, "
İstihbarat ve intikal zaafı var. Alınan istihbarat gerektiği gibi değerlendirilemiyor ve olay yerine zamanında intikal edilemiyor. Son günlerde Heron'lardan alınan istihbarata rağmen gerektiği müdahale yapılmadığına yönelik iddilar ortaya çıkıyor. Bu iddialar da çok vahimdir." dedi.
Saadet Partisi'nde son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili bir soru üzerine Kurtulmuş şunları söyledi:
"Sorun, Saadet Partisi'nde Sayın
Erbakan ve arkadaşlarından oluşan 6-7 kişilik bir Yüksek İstişare Konseyi oluşturulmasıyla başladı. Biz buna daha sonra Yüksek İstişare ve
Onur Kurulu adını verdik ve bu sayıyı 15'e çıkardık. Bu kişilerin Genel İdare Kurulu'nda yer almaması gerekiyordu. Çünkü hızlı koşacak kişilere ihtiyacımız var."
Kongrede iki liste çıkması üzerine yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Kurtulmuş, "Her iki listede de Genel Başkan Adayı olarak benim adım vardı.
Listede istifalar yaşanması sonrasında, 'Biz genel başkanı 1300 oyla seçeceğiz' denilerek
imza toplandı." dedi.
Necmettin Erbakan'ın kendisinden çekilmesini istediği ve yerine Fatih Erbakan'ı getireceğini söylediği şeklindeki iddiaları yalanlayan Kurtulmuş, Erbakan'ın kendisine böyle bir direktifi olmadığını kaydetti.
Yüzde 10 seçin
barajının yüksek olduğunu belirten Kurtulmuş, "Baraj fevkalade antidemokratiktir. Ortaya çıkan tablo halkın murad ettiği bir tablo değildir. Bizim talebimiz bu barajın tamamen kaldırılması ya da yüzde 5 gibi makul bir seviyeye getirilmesidir. Bu demokrasinin selameti bakımından önemli. 100 ya da 150 milletvekili Türkiye
Milletvekili olarak seçilebilir. Bu
sistem, çok daha güçlü çalışabilecek bir parlamentoyu oluşturabilir. Bugün yüzde 5'lik siyası partinin dar bölgeyi savunması büyük bir cesarettir." dedi.
Kurtulmuş, genel seçimlerde herhangi bir partiyle
ittifak kurup kurmayacaklarına yönelik bir soru üzerine şunları şöyledi:
"
Baykal, SP düzgün bir partidir, ittifak kurabilir dedi. Bir çok partiyle ittifak gündeme geldi. Şimdi de
AK Parti'yle ittifakımız gündeme getiriliyor. SP
kilit partidir. SP'de hiçbir zaman ittifak konuşulmamıştır, gündemde değildir."
İnternetteki yasaklarla ilgili bir soru üzerine de Kurtulmuş, "Özgürlüklerin genişletilmesinden yanayız. Ancak bu konuda şu an özel bir çalışmamız yok" dedi.
Siyasetin merkezinde hala boşluk olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye'de 2002'den bu yana bir siyasi merkez yoktur. Siyasetin merkezini yeniden inşa etmek için halk AK Parti'ye oy verdi. AK Parti, bu boşluğu dolduramamıştır. SP, siyasetin merkezi olmaya taliptir. AK Parti'yi ben çocukken oynadığımız pilli
arabalara benzetiyorum. Bir engelle karşılaştığı zaman
oyuncak araba gibi geri dönüyor." dedi.
Kurtulmuş "Muhafazakar değil, maneviyatçı bir partiyiz. Maneviyatçı demek, bunun ahirette de hesabı var demek.
Harun gibi gelip, Karun olmayın" demiştim, bu söz çok tutuldu, seçimlerde kullanıldı.
Kamu malını yemek çok büyük bir sorumluluk. Çok yaygın olarak hepimizin gördüğü bir Karun'laşma tehlikesi vardır." şeklinde konuştu.
AK Parti'nin, kendisine bağlı, yeni bir zengin sınıfı oluşturduğunu ileri süren Kurtulmuş, "Buna dikkat çekmek için de jip meselesini ortaya attık. Helalinden kazanan isterse helikopteriyle işe gitsin." dedi.
Kurtulmuş, CHP'nin o zaman 27
Nisan muhtırasına karşı çıkması hakkında da, 28 Nisan sabahı, "Ayıptır utanmıyor musunuz?" demesi gerekirdi." şeklinde konuştu.