Sezer Erdoğan'a çay ikram edip neden imzalamadığını anlatmış. Listenin başında ise
Dışişleri Bakanı olarak Gül varmış..
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 60'ıncı hükümet kabinesi onaylamayı reddetmesinden yaklaşık bir saat sonra,
Çankaya Köşkü'ndeyiz. Salonun bir tarafında Sezer, diğer tarafında
Başbakan Erdoğan,
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt var. Buraya davetli olmamızın asıl nedeni,
işadamı Jak Kamhi'nin devlet üstün
hizmet madalyası töreni resepsiyonuna katılmak. Ancak sıcak olayın hemen ardından gerçekleşen görüşme, gazetecilerin "demeç alma" iştahını fena halde kabartmış vaziyette. Hepimiz bir liderin etrafını sarıyoruz. Salon "gergin" sayılmaz ancak ortada anlaşılamaz bir "kopukluk" var. Sanki tek değil, birkaç ayrı salon var... Başbakan Erdoğan, hiç çekinmeden bugün Sezer'den aldığı
yanıtı "Sürpriz oldu" diye yorumluyor. "Bunu beklemiyordum. Bugün bu işi bitirir, yarın yeni kabineyle
Bakanlar Kurulu yapardık, diyordum." Sezer'in davranışını gülen bir ifadeyle "
jest" diye nitelendiriyor. Yarım saat geçen görüşmede Sezer çay ikram ederek Erdoğan'a neden imzalamadığını anlatmış. Erdoğan, listedeki bakanlardan hiçbiriyle temasa geçmemiş. Ancak listenin başındaki ismin kim olduğunu gizlemiyor:
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül. Sonra "şaşırmayın" dercesine devam ediyor: "Henüz
Meclis tarafından onaylanmadığı için aksini yapmak Meclis iradesine saygısızlık olur. Daha Meclis'te ne olacağı belli değil."
'DEYİM KAZANDIRDIK'
Genelkurmay Başkanı ise etrafını saran gazetecilerin Çankaya'yla ilgili sağdan soldan gelen sorularını ustaca yanıtsız bırakmakta kararlı. "Söylediklerimizi söyledik" diyor, ara sıra da dolambaçlı tuzak sorulara "Çocuklar dükkân kapalı" diye yanıt veriyor. Ancak arada verdiği önemli mesajlar da var: "Bizim prensiplerimiz, ilkelerimiz var. Ona göre hareket ederiz. Kimseyle
kavga edecek halimiz de yok ancak ilkelerimizi çiğnetmeyiz." Gazeteciler "özde değil sözde" lafıyla ilgili en azından 10 soru soruyor. "En azından Türkiye'ye bir deyim kazandırdık" diye geçiştiriyor.
'BAŞBAKANI İSTEDİM'
"Peki neden konuşmuyorsunuz" diye soruyoruz: "Çünkü sözlerim yanlış anlaşılıyor. Ne söylediğime bakılmadan "niye söyledi" deniyor. Kimse çıkıp yanlış söyledi diyemiyor. Ancak
siyaset yaptı deniyor. Oysa biz siyasete karışıyor değiliz. Ben Türkiye'nin üniter yapısını savunuyorum. Bunu söylemek siyaset yapmak mı?" Herkesin dilinde dünya
piyasaları ve borsa var. Büyükanıt, daha önce Başbakan Erdoğan'ın borsa konusundaki uyarıları hatırlatılınca, "
Borsa konjonktürel bir olay. Amerika'daki düşüşten de ben mi sorumluyum? Dünya piyasaları da mı benden etkileniyor?" diyor. Ve ekliyor "İstifa etsem borsa yükselir. Çünkü bir çok kişi rahatlar..." En rahat görünen isim Abdullah Gül. "Başından beri başbakanın
aday olmasını istedim" diyor. Kendi adaylığı? "İnanarak konuşuyorum. Uyumlu yaklaşım sergileyeceğim."
ASLI AYDINTAŞBAŞ - SABAH