MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, ''
AK Parti'nin kartvizitinde,
inanç hortumcusu, cepheleşme mimarı, manevi değer karaborsacısı, yolsuzluk yorgunu ve
yıkım taşeronu yazdığını'' ileri sürerek, ''Geçen 6 yıl boyunca, AKP'nin ampulü vurguncuların,
soyguncuların,
Türkiye'nin kaynaklarını talan etmek için seferber olanların önünü ve yolunu aydınlatmıştır'' dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli,
Kurban Bayramı ve 2009 yılı
bütçe görüşmeleri nedeniyle 2008 yılının son grup toplantısını yaptıklarını söyledi.
AK Parti
İstanbul İl Başkanlığına yapılan
bombalı saldırı eylemini nefretle kınadığını belirten Bahçeli, ''MHP'ye göre,
siyasetin mücadele alanı yalnızca hukuki ve siyasi zemin olmalıdır.
Millete hizmeti amaçlayan bu
rekabet, tamamen meşruiyet içerisinde karşılıklı saygı ve ahlaka uygun olarak yapılmalıdır'' dedi.
Vatandaşları, karanlık odakların
tahrik ve tertiplerine karşı dikkatli olmaya çağıran ve yaklaşan mahalli idareler seçimleri nedeniyle oluşacak gerginliklerden uzak durmalarını beklediğini bildiren Bahçeli, ''Terörle bir sonuç alınamayacağının artık farkına varılmasını
ümit ediyor, yaralı güvenlik görevlilerine ve vatandaşlara acil şifalar diliyorum'' diye konuştu.
Bahçeli, dün başlayan ve 17 Aralık'ta sona erecek olan ''Hazreti Mevlana'nın 735. Vuslat Yıldönümü Anma'' etkinliklerine de değinerek, bu vesileyle, büyük Türk ve
İslam düşünürü Mevlana'yı rahmet ve şükranla andığını söyledi.
-HİNDİSTAN'DAKİ TERÖR SALDIRISI-
Hindistan'ın
Mumbai kentinde düzenlenen eş zamanlı
terör saldırılarında, 13 ayrı
ülkeden toplam 200'e yakın kişinin öldüğünü, 300'ü aşkın kişinin de yaralandığını hatırlatan Bahçeli, şöyle devam etti:
''Bu kaygı veren ve dehşet uyandıran vahim olayın üzücü olan bir tarafı da saldırganların komşu ülke Pakistan'dan gelmeleri ve İslam dinini seçmiş bulunmalarıdır. Yokluk,
yoksulluk, geri kalmışlık çemberini bir türlü kıramayan, ülkelerini küresel sömürülerden kurtaramayan mazlum din kardeşlerimizin, yaşadıkları bu ağır buhrana ilave olarak, içine düştükleri şiddet ve terör çarkı bu dönemin en büyük trajedilerinden birisi olmuştur. Eğitim eksikliğinin, değerler çatışmasının, emperyalist projelerin ve acımasız sömürü düzeninin
öfkelendirdiği, kin ve nefretle doldurduğu yoksul ve çaresiz kitlelerin çözümü terörde aradığı ve bunu meşru bir yol olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Ne inancımıza, ne insanlık değerlerine ve
medeniyet anlayışımıza uygun bulunmayan bu eylemleri, şiddetle kınamak ve Müslümanları terörden uzak tutmak mecburiyetindeyiz. Bunu inancımızın evrensel mesajlarının önünde bir engel olarak da görüyoruz. Ancak, bu konuda, Peygamberimize
hakaret içeren saldırıları hoş gören, yüzbinlerce din kardeşimizi karanlık ve kanlı coğrafyalarda zulme maruz bırakan, bu yolla şiddete varan bir kutuplaşmanın körükleyicisi olan güçlerin, acımasız küresel projelerini bir kez daha gözden geçirmelerini beklemenin hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Aksi halde, ne terör eylemleri son bulacak, ne bu eylemleri bastırma adına
yabancı coğrafyalara
askeri müdahale süreci sona erecek, ne de böyle giderse insanlık barış ve huzura kavuşacaktır.''
-2008 YILINI DEĞERLENDİRDİ-
MHP Lideri Bahçeli, 2008 yılının, Türkiye için siyasi ve
ekonomik krizler, belirsizlikler, çalkantılar ve gerginliklerle geçen kayıp bir yıl olduğunu söyledi. Bütün yapıcı çabalarına rağmen siyaset kurumunun tıkandığını, Türkiye'nin, kronik ve acil sorunlarına çözüm üretme kabiliyetinden uzaklaştığını öne süren Bahçeli, ''Siyasi
diyalog kanallarının kap
anması, parlamento çatısı altında asgari müştereklerde buluşulması için ortak zemin oluşturulmasını imkansız kılmış, çekişme ve gerginlikler siyasi hayatımıza yön veren başlıca dinamik haline gelmiştir'' diye konuştu.
Bahçeli, ortak değerlerin çalıştırıldığı, toplumsal hoşgörü ortamının zehirlendiği, cepheleşmelerin derinleştiği, etnik tahriklerin ağırlaşarak sürdüğü, siyasi ve ahlaki kirliliğin yaygınlaştığı bugünkü Türkiye manzarasının, her yönüyle endişe ve korku verici bir karanlık tablo olduğunu belirtti.
-''İKTİDAR YOLSUZLUĞUN MARKASI HALİNE GELDİ''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta sonu partisinin istişare toplantısında yaptığı konuşmaya değinen Bahçeli, Başbakan'ın, AK Parti
iktidarının icraatlarını anlatırken çizdiği hayali
pembe tablo ile gerçek Türkiye tablosu arasında gece ve gündüz farkı kadar derin bir uçurumun bulunduğunu ileri söyledi.
''Türkiye'yi bir
yangın yerine çeviren Başbakan'ın, hala sözde başarı masalları anlatmaya kalkışması, siyasi
propaganda yaklaşımıyla bile izah edilemeyecek anormal bir durumdur'' diyen Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Böyle bir hayali tablo çizebilmesi, Başbakan'ın başka bir gezegende yaşadığını ve Türkiye'ye siyasi miyopluktan körlüğe dönüşen bir gözle uzaydan baktığını göstermektedir. AKP iktidarının altı yıllık yıkım döneminde; Türk milleti yolsuzluğa ve açlığa mahkum edilmiş, AKP mağduru olan büyük
halk kitleleri kaderleriyle baş başa bırakılarak çaresizliğin pençesine itilmiştir. Garip gureba edebiyatıyla ve hayali vaatlerle Türk milletini aldatan AKP, yalan yozlaşma ve yolsuzluk iktidarı olmuştur. Yolsuzluğun ve yoksulluğun tabanı genişlemiş, AKP kadroları organize vurgun ve soygun hanedanlığı kurmuş, iktidarın kendisi kurumsal bir yolsuzluk markası haline gelmiştir. Toplumsal huzursuzluk ve çatışma alanları genişlemiş, cepheleşmeler AKP eliyle daha da derinleşmiştir. Türkiye'nin iç ve dış güvenliği çok ciddi tehlikelere maruz bırakılmış,
terörle mücadele zaafa uğratılmış ve etnik bölücülüğün cesaret kazanacağı bir ortam yaratılmıştır. Dış
politikada her cephede zemin kaybedilmiş, hayati milli çıkarlarımız
ucuz pazarlıkların konusu haline getirilmiştir. Teslimiyetçi
dış politika anlayışıyla
Kıbrıs sorunu çıkmaza sürüklenmiş,
sanal AB süreci içi boş bir hayal yolculuğu olarak
oksijen çadırına sokulmuştur.''
-''ERMENİSTAN'IN AYAĞINA GİDİLDİ...''-
Devlet Bahçeli, Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan
terör saldırıları karşısında etkili önlemler alınamadığını, Barzani'nin tehditlerinin karşılıksız bırakıldığını ve Türkiye'nin ilişkileri düzeltmek için Barzani'nin peşinden koşan bir ülke konumuna düşürüldüğünü ileri sürdü.
AK Parti
Hükümetinin, Türkiye'nin
toprak bütünlüğünü sorgulayan, ortak sınırı tanımayan ve soykırım yalanı üzerinden hayasız bir karalama kampanyası yürüten Ermenistan'ın ayağına kadar gittiğini belirterek, ''AB'nin her dayatmasını karşılayarak sadık hizmetkarlığını yapan Hükümet, ABD'nin stratejik planlarında taşeronluk görevine soyunmuştur. Türkiye'nin milli servetleri yok pahasına satılmış ve AKP
yandaşlarına peşkeş çekilmiştir'' dedi.
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, partisini, 6 yıllık icraatını ve sözde kazandırdığı yenilikleri tanımlarken, süslü ve parlak ifadeleri kullanmasının, karşılarındaki acı gerçekleri değiştirmeyeceğini belirterek, şu görüşleri dile öne sürdü:
''Siyasi geçmişi, zihniyeti ve altı yıllık icraatı ile Adalet ve Kalkınma Partisinin kartvizitinde inanç hortumcusu, cepheleşme mimarı, manevi değer karaborsacısı, yolsuzluk yorgunu, yıkım taşeronu, AB ve ABD'nin sadık hizmetkarı, bölücülüğün örtülü hamisi, dokunulmazlığı kullanan
adalet kaçkını ve ilkesi, inancı, iradesi ve Türkiye heyecanı olmayan ucuz istismar simsarı yazdığı bilinmektedir.
Terör ve etnik mücadelede, ekonomik krize karşı
tedbir almada, Türkiye'nin sorunlarını makul çözümlere kavuşturmada, siyasete ahlaki bir temel kazandırmada, Temiz siyaset-
temiz yönetim anlayışının icaplarını hayata geçirmede isteksiz ve hantal kalan AKP; yolsuzlukta, kul ve yetim hakkına el uzatmada, milli servetleri körfez şeyhlerine ve karanlık odaklara peşkeş çekmede, belediyelerde imar ve
ihale çeteleri oluşturmada, kamu kaynaklarıyla yandaş basını beslemede, bölücülüğe ümit ve cesaret vermede, Türkiye'nin milli çıkarlarını siyasi ve şahsi hesaplara alet etmede, büyük bir heyecanla hep ön safta olmuştur. Geçtiğimiz altı yıl boyunca, AKP'nin ampulü vurguncuların, soyguncuların, Türkiye'nin kaynaklarını talan etmek için seferber olanların önünü ve yolunu aydınlatmıştır.''
-''KRİZE MAZERET ÜRETİYOR''-
MHP Lideri Bahçeli, hükümet tarafından, ''Hala krize kaşı neler yapılabilir?'' tartışmalarının dillendirilmesinin, ''Abesle iştigal ve sorumsuzluk örneği'' olduğunu söyledi. Bahçeli, ''(Yağmurda yürüyüp ıslanmamak mümkün değil) diyerek şimdiden krize karşı mazeretler üretmeye çalışan Başbakan Erdoğan için,
yoksulluk, işsizlik ve çaresizlik içinde çırpınanlar; sadece siyasi mülahazalar sebebiyle hatırlanıp gündeme getirilmekte ve politik hamlelerine alet edilmektedir. Biz Başbakanın sözünü ettiği bu yağmuru, daha kara bulutlar görünür görünmez aylar öncesinden haber vermiştik'' diye konuştu.
Aradan geçen sürenin kendilerini haklı çıkarmak üzere olduğunu ifade eden Bahçeli, ''Sürecin bu şekilde gitmesi durumunda, kriz, Başbakan Erdoğan ve partisini siyasi tarihin karanlık tüneline itecek bir daha da oradan çıkarmayacaktır. Burada bizi ilgilendiren asıl husus, Adalet ve Kalkınma Partisinin akıbeti değildir. Milletimizin her yönden maruz kalacağı ağır buhran halidir'' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ekonomik krizin toplumun tüm kesimlerini etkilediğini belirterek, ''Bildiğimiz ve inandığımız bir şey vardır. Kriz asla, ama asla milletimiz için bir fırsat değil, bir sosyal afettir'' dedi.
Bahçeli, partisinin
TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ağırlıklı olarak ekonomik konulara değindi.
Ekonomik krizlerin; genel anlamda, hakim ekonomik sistemin çelişkilerinin bir sonucu olduğunu ifade eden Bahçeli, etkili ve tutarlı yöntemlerle krizlerin engellenmesinin, en azından etkisinin azaltılmasının mümkün olduğunu bildirdi.
AK Parti Hükümetine hakim olan panik; iş bilmezlik, uyum ve karar almadaki zafiyetlerin, sorunları büyütücü bir işlev gördüğünü iddia eden Bahçeli, tutarsız siyasi ve ekonomik yaklaşımlara da her gün bir yenisinin eklendiğini vurgulayarak, ''Hükümet ekonomik sorunları tespitte ya gafildir, ya umursamazdır yada idraksizdir. Bunun bize göre başka anlamı bulunmamaktadır'' dedi.
Bahçeli,
Merkez Bankası Başkanı ile Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının taban tabana zıt olduğunu belirterek, ''Ekonomideki sorunlara karşı, tedbirler böylesine bir siyasi
felç haliyle mi alınacaktır? Krizin baskısını ve etkisini hissettirdiği bu zaman içinde, var olan uyumsuzluğun ve çelişkinin hesabını kim verecektir?'' diye sordu.
Bahçeli, krizi anlama ve teşhis konusundaki kaygı verici bunalımın, Başbakan Erdoğan ve ekonomi bürokrasisinde var olan kafa karışıklığının giderek yoğunlaştığını kaydederek, ekonomik krizin
Avrupa kaynaklı olduğunu söylemenin yanlış olduğunu bildirdi.
Türkiye ekonomisinde yaşanılacak her olumsuzluğun ve vatandaşların maruz kalacağı tehlikelerin tek sorumlusunun Hükümet olacağına dikkati çeken Bahçeli, şöyle konuştu:
''Türkiye ekonomisi her türlü şoka ve dalgalanmaya karşı son derece dayanaksız ve aciz bir konumdadır. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemlerde hayat şartlarının ağırlaşacağı, geçim zorluklarının artacağı, şikayetlerin yoğunlaşacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Daralan iç ve dış talep sonucunda, ekonomin çarkları durma noktasına gelmiştir. Bu nedenle, dış finansman imkanlarının azalması ve
sermaye çıkışlarının hızlanması, önümüzdeki süreçte cari açığın finansmanında büyük zorluklar çıkaracaktır.''
-''KREDİ KARTI MAĞDURU SAYISI 1 MİLYONU AŞTI''-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, 2008 yılı
Ekim ayı itibariyle
kredi kartı ve
tüketici kredisi borcunu ödeyememiş vatandaşların sayısının 1 milyon sınırını aştığını, bu tablonun daha da artmasının, ekonomik ve sosyal hayatı işlemez hale getireceğini söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
''Vatandaşlarımızın hayat pahalılığının üstesinden gelebilmek ve gündelik ihtiyaçlarını temin edebilmek amacıyla kredi kartı kullanımını artıracakları, böylece borçlarının katlanacağı bir dönem önümüzdedir. Bu durum tek başına bile finansal piyasalarda sorunlara davetiye çıkarma riski taşımaktadır.
Dış ticarette çalan
alarm zilleri krizin genişlediği bu şartlar altında, olumsuzlukların aldığı mesafeyi göstermesi bakımından önemli görülmelidir.
2008 yılı
Kasım ayında ihracat ise yüzde 22 oranında azalmıştır. Ayrıca dış pazarlardaki açmazlar yüzünden ithalat miktarında da gerileme yaşanmaktadır. AKP hükümetinin mutlaka ve öncelikli olarak yapması gereken genişletici politikalar uygulamak olmalıdır. Bu süreçte kurgulanacak para ve maliye politikaları vatandaşlarımızı asla ezmemeli, kemerlerinin sıkılmasına neden olmamalıdır.''
-''ÜRETEMEYEN VE KATMA DEĞER ÇIKARAMAYAN EKONOMİ...''-
Üretemeyen ve katma değer çıkaramayan ekonomik yapının tıkandığını iddia eden Bahçeli, ''Artık kabul etmek lazımdır ki, AKP Hükümeti Türkiye'yi yönetememekte, dertlere deva olamamaktadır. Meseleleri dahi teşhis etmekten aciz olan AKP zihniyetinin, çözüm ve çare merkezli bir siyasi anlayışa sahip olması zaten beklenmemelidir'' dedi.
Konuşmasında, ''Başbakan Erdoğan'ın fırsattan kast ettiği; paradan para kazanan yağmacı, talancı, ihale komisyoncusu siyasi yandaşlarıysa, diyeceğimiz bir şey yoktur'' ifadesine yer veren Bahçeli, şunları söyledi:
''Zira 6 yıldır gün onların günü olmuştur. Milletimizin alın teri,
helal kazancı sömürülmüş, fakirlik ve mağduriyet reva görülmüştür. Nedense fırsatlar aziz millet fertlerine hiç uğramamış, sürekli olarak Başbakan Erdoğan ve siyasi çevresine rastlamıştır.
Çiftçimizin tarlasından elde ettiği ürünü para yapmamış, işçimiz tezgahının başında perişan olmuş, esnafımız mal satamamış, memurumuz ekmeğini dahi zor alır bir duruma gelmiş, emeklimiz pazarda sadece tezgahlara bakar olmuş; ancak Başbakan Erdoğan'ın yandaşları ise servetlerine servet katmıştır.
Bildiğimiz ve inandığımız bir şey vardır; kriz asla, ama asla milletimiz için bir fırsat değil, bir sosyal afettir.''
-KİMLİKLER ÜZERİNDEN POLİTİKA-
Hükümetin kimlikler üzerindeki politikalarını da eleştiren Bahçeli, bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirdi:
''Hükümetin kimlikleri okşama üzerine şekillenmiş ilkel kabile zihniyeti, bölücülüğün siyasi yollarla hayata geçirilmesinin beklentilerini hızlandırmaktadır. Ve maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi'nin
İmralı canisini mahkumiyetini misafirliğe çevirme gayretleri arasında, bölücü
terör tehdidi bütün şiddetiyle sürmektedir.
Son olarak, Amanoslar'a kadar ulaşan
PKK;lı teröristlerin saldırıları sonucu iki polis memurumuzun şahadeti, terörün artan cesaretini göstermesi bakımından önemli bir eylem olarak görülmelidir.''
Bahçeli, Hükümetin baştan beri, terörle mücadele konusunda inandırıcı ve etkili bir strateji geliştiremediğini savunan Bahçeli, şunları kaydetti:
''
Kuzey Irak'a karşı caydırıcı etki icra edecek ekonomik önlem ve yaptırımları uygulamamıştır. Bu şartlar altında oturulacak masada hangi güçlü yaptırımımız, hangi stratejik tedbirimiz, muhataplarında saygı, korku, yakınlaşma ve
işbirliği imkanı doğuracaktır?
AKP Hükümeti bu ilişkilerle, terörle mücadelemizin inisiyatifini Barzani'nin vereceği kararlara mahkum etmiş ve süreci tıpkı 6 yıl boyunca gördüğümüz gibi göstermelik tedbirlerin ipoteği altına sokmuştur.
Küresel gücün yönlendirmesi ve tek taraflı adımla Barzani'yle el sıkışılmasının terörü önleyemeyeceği ne zaman anlaşılacaktır? Bu yolun çıkmaz
sokak olduğu, yeni ve ağır sorunları davet ettiği daha kaç şehit verildikten sonra fark edilecektir?
Bunun elbette ki bir bedeli olmalıdır ve olacaktır.
Hükümetin yaptığı yanlışlardan, üstlendiği vebaldan 'yanıldım' diyerek kurtulma imkanı artık kalmamıştır. Aziz milletimiz, kendisine reva görülen bütün alçaklıkları, rezaletleri ve yaşatılan acıları vicdanında sorgulayacaktır. Ve karar anı geldiğinde sorumlularının kim olduğunu görerek, yapılanların hesabını mutlaka soracaktır.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nde yaşanan öfke, gerginlik, telaşın nedeni de budur. Ancak, bilinmelidir ki bu akıbetten kaçış ve kurtuluş yoktur.''
Bu ararada,
Anavatan Partisi Ankara İl Başkanı
Tayyar Güneri ve DP
Etimesgut İlçe Başkanı Selahattin Karakaya'nın da aralarında bulunduğu ve çoğunluğu DP'den olan bazı siyasiler MHP'ye katıldı.
AA