Stratejik ve Sosyal
Araştırmalar Kurumu
Metropoll’un
Gabar ve
Dağlıca saldırılarının ardından
Ekim ayı içinde gerçekleştirdiği kapsamlı bir araştırma var: Terör ve
Kürt sorununa sosyolojik bakış.
Araştırmadaki bazı
özet bilgiler, hem kurumun web sayfasında hem de bazı gazetelerde yayınlandı. Önümde araştırmanın tamamı var. Raporun tamamını incelediğimde, satır aralarında kalan ilginç bulgulara rastladım.
Açıkçası, bu meseleye kafa yoran herkesin ve başta
siyasi partiler olmak üzere tüm ilgili kurumların bu araştırmayı incelemesinin çok yararlı olacağını düşünüyorum. Araştırmayı yapan Prof. Dr.
Özer Sencar’a sordum. Cumhurbaşkanı Gül ve
Başbakan Erdoğan, bu araştırmadan edinmişler.
Kürt politikasında 180 derecelik dönüşle yeni çözümler öneren
CHP Lideri
Baykal veya partiden herhangi biri, araştırmanın peşine düşmemiş. MHP’den
Oktay Vural talep etmiş ama abonelik ücreti karşılığı verileceği söylenince vazgeçmiş.
Bilimsel araştırmalardan yararlanmadan üretilecek politikalarla doğru çözümlere ulaşmanın zor olduğunu söylemeye gerek yok herhalde. Sencar, bu konuda ilginç bir örnek verdi: ‘Her 3 MHP’liden 2’sinin eşi MHP’ye oy vermiyor.
Araştırmalarımızdan çıkan sonuç böyle. Ben bunu MHP’lilere söylediğimde inanmıyorlar, ‘Mümkün değil’ diyorlar. Kendi bildiklerinizi doğru sanıp sağlıklı politikalar üretemezsiniz.’
Sencar’a göre, araştırmalara en fazla ilgi gösteren
AK Parti. Tespitine katılıyorum, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Bülent Gedikli’den dinlemiştim. AK Parti, en fazla taraftarı olan
futbol takımından en çok izlenen TV dizilerine, hatta en çok okunan yazarlara kadar değişik konularda araştırma yaptıklarını söylemişti.
Peki, neden? Gedikli: ‘Her alandaki toplumsal eğilimleri tespit etmeden sağlıklı politikalar üretemezsiniz. Bu soruların cevaplarını bilmemiz gerekiyor.’
Doğu’daki
ana dil yapısı
Neyse...
Lafı daha fazla uzatmanın anlamı yok. Araştırma
Adıyaman,
Ağrı,
Bingöl,
Bitlis,
Diyarbakır,
Hakkari,
Mardin, Muş,
Siirt,
Tunceli,
Şanlıurfa, Van,
Batman,
Şırnak illerinde toplam 1079 katılımcı üzerinde yapılmış.
Amaç,
bölge halkının
terör ve Kürt meselesine bakış açısını sosyolojik açıdan irdelemek. İlginç bir veriyle karşılaştım. Bu illerde yaşayanların yüzde 52.8’inin ana dili
Kürtçe. Oysa kamuoyunda yaygın algılama, Doğu ve Güney
doğu’da halkın yüzde 99’unun Kürtçe konuştuğu yönündeydi.
Bölge halkının yüzde 33.2’si sadece
Türkçe konuşurken, yüzde 13.5 oranında
Arapça, yüzde 7.4 oranında Zazaca konuşan kitle var. Oranları topladığınız zaman yüzde 107 yapıyor. Yüzde 7’lik fark, aynı ailede birden fazla ana dil konuşulmasından kaynaklanıyor.
Bu veriler, bölgedeki dil yapısının, başka bir ifadeyle etnik dağılımı göstermesi bakımından oldukça çarpıcı.
Neden daha çok şehit veriyoruz?
Araştırmada can alıcı bir soru daha var:
Saldırılarda askerin büyük kayıplar vermesini neye bağlıyorsunuz? Yani, şehit sayımız neden fazla?
Katılımcıların yüzde 40.3’u ‘Fikrim yok’ diyor. Belli ki bu konuyu ‘mayınlı araziye’ benzetiyor, topa girmek istemiyor. Fikri olanlar içinde ise öne çıkan neden, ‘Askerin eğitiminin yeterli olmaması’ seçeneği. Bölge halkı, büyük ölçüde (Yüzde 20.9) askerlerimizin terörle mücadelede iyi eğitilmediğini düşünüyor.
Şehit sayısının fazlalığını, katılımcıların yüzde 8.6’sı tedbirlerin yetersizliğine, yüzde 5’i bölge koşulların elverişsizliğine, yüzde 3.1’i devlet politikalarına, yüzde 2.6’sı
PKK’nın saldırı yöntemlerine, yüzde 2.3’ü ABD’nin PKK’yı desteklemesine, yüzde 2’si askerin araziyi tanımamasına, yüzde 1.6’sı profesyonel orduya geçilmemesine, yüzde 1.3’ü içeriden bilgi sızdırılmasına, yüzde 0.5’i bölge halkının desteklememesine bağlıyor.
Düşük oranda olsa bile kimi vatandaşlarımızın profesyonel ordu ihtiyacı ve köstebek kuşkusuna dikkat çekmesi bence önemli.
Peki,
Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti kurulsa bölge halkı bu durumu nasıl karşılar? Araştırmaya katılanların yüzde 64.5’i ‘olumsuz’ bakacağını söylüyor. ‘Evet olumlu bakarım’ diyenlerin oranı yüzde 17 olarak ortaya çıkıyor. Yüzde 18.5’i ise ‘Fikrim yok’ diyor.
Erbil’e değil
Ankara’ya bakıyorlar
Belki de araştırmanın en kritik sorusu şu:
Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti kurulsa yaşamak için oraya mı gidersiniz yoksa
Türkiye’de mi kalırsınız?
Bu soruya verilen cevaplar çok iyi değerlendirilmelidir. Ayrıca, diğer sorulara, mesela ‘Neden daha fazla şehit veriyoruz?’ sorusuna yüzde 40.3 oranında ‘Fikrim yok’ diyenlerin, bu soru karşısında fikirlerini çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu görüyoruz.
‘Fikrim yok’ diyenlerin oranı yüzde 3.8’de kalırken, ‘Evet, Kuzey Irak’taki Kürt Devleti’ne giderim’ diyenler sadece yüzde 1 oranında. Katılımcıların yüzde 95.2’si hiç tereddütsüz olarak ‘
Hayır, Türkiye’de kalırdım’ cevabını veriyor.
Devletin bölgede yıllardır uyguladığı tüm yanlış politikalara ve
terör örgütü PKK’nın şiddet üzerinden yaydığı korku havasına rağmen bölge halkı il
e devlet arasındaki aidiyet bağının hala çok güçlü olduğu görülüyor.
Başka cümlelerle anlatmak gerekirse; Doğu ve
Güneydoğu’nun yönü Erbil,
Süleymaniye değil Ankara,
İstanbul’dur.
Her şey ortada. Yeter ki, gönül gözümüz açık olsun.
ŞAMİL TAYYAR/STAR