MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, emniyet müdürlerine yönelik operasyonun adaletine inanmadığını söyledi. Bugün ülkede kimsenin hukuk güvenliği olmadığını, AKP hükümetinin şeffaf bir yönetim sergilemediğini, yolsuzluk operasyonlarının üstünü kapatmaya çalıştığını iddia etti.
Milletvekili Erdoğan, yaptığı açıklamada, "AKP iktidara geldiği günden bu yana hukuka olan güven tepetaklak gitti. 2002 yılında hukuka olan güven yüzde 70'ti, bugünse yüzde 20'nin altına düştü. Herkesin yanlış yapma ihtimali vardır. Hata yapan insanlarla ilgili adil, şeffaf ve doğru yargılanacağına olan güvenimiz olsa bizim bugün bu manada hiç kimseyle tartışmamız olmaz. AKP iktidarı döneminde yapılan operasyonlara bakın. Bir ülkenin başbakanı, Ergenekon ve Balyoz davası başladığı zaman, 'Bunun savcısı benim.' diyordu. Şimdi de bu insanlara haksızlık yapıldığını söylüyor. Bugün bu polislere operasyon yapılıyor. Başbakan'ın üç beş ay sonra bunlarla ilgili ne söyleyeceğini bilemiyoruz. Bildiğimiz şey şu, bugün bu ülkede kimsenin hukuk güvenliği yok. Kadir Gecesi yakapaça kelepçelenerek gözaltına alınan polisler suçluysa hükümetin istifa etmesi lazım, çünkü bu polisler ülkeye işgal kuvveti olarak girmiş birimler değil, tamamı bu hükümet tarafından göreve getirilmiş insanlar. Polislerin hukuki sorumluğu varsa bunları atayanların da siyasi sorumluğu var." dedi.
Mehmet Erdoğan, hükümetin bugün polisleri suçlayarak yapılan yanlışlardan çıkma imkânı olmadığını söyleyerek, "Eğer polisler yanlış yapmışsa şeffaf bir şekilde bunun ortaya çıkarılması lazım. Hükümetin şimdiye kadar yaptığı operasyonlarda uyguladığı yöntemin şeffaf olmadığını biliyoruz. Avukatların dosyaya ulaşmasını engelleyen bir yasa tasarısı da komisyondan geçti, muhtemelen Meclis tatile girmeden o da çıkacak. Buradan anlıyoruz ki hükümetin şeffaf bir iş yapmaya niyeti yok. Biz hukuk içerisinde hakikaten bağımsız yargının, bağımsız olarak çalışarak vereceği her türlü karara rıza göstermek istiyoruz ama hükümet her şeye müdahale ettiği gibi yargıya da müdahale ettiği için yarın ne olacak kimse kestiremiyor. Kendisine dokunan bir operasyondan sonra 10 bin polis tayin oldu, bir o kadar da hâkim, savcı yerinden edildi. Şimdi de, 'Kimsiniz de bana dokunabilirsiniz?' diye bu insanları hapisle, ömür boyu tutuklulukla tehdit eden yeni gündemler oluşturuyorlar. Biz bu işin adaletine inanmıyoruz. Hükümetin adaletine inanmıyoruz. Bugün bu polislere yapılanlar, yarın bu toplumdaki başka kesimlere de yapılabilir. Bugün Türkiye'nin geldiği en ciddi sıkıntı budur." ifadelerini kullandı.
'ANAYASA'YA AYKIRI DEĞİŞİKLİKLER YAPILIYOR'
Türkiye'nin artık tek kişilik bir yönetimle karşı karşıya kaldığını öne süren MHP Milletvekili Erdoğan, "Bu tek kişinin ağzından çıkan şekle göre operasyon yapılıyor. KCK'lıların hepsi serbest bırakıldı. Artık ülkenin bu gerçeği görmesi lazım. Eskiden terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın posterini asmak, PKK paçavrası taşımak, İstiklâl Marşı olmayan mitingiler yapmak, bölünmeyi konuşmak bile artık suç değil. Hükümetin Türkiye'yi getirdiği nokta bu. Milletin artık uyanık olması lazım. 10 Ağustos tarihinde cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanacağı oylarla demokratik, parlamenter sisteme sahip çıkması lazım. Anayasamız'da var olan yasama, yürütme, yargının birbirinden ayrı olması ilkesine sahip çıkması lazım. Türkiye'de, bir kişi ne derse böyle idare edilir hale geldi. Maalesef şu an Anayasa'ya aykırı birtakım değişlikler yapılıyor. Yasama, yargı ve yürütmenin tamamı iktidarın kontrolünde. Türkiye'nin geldiği en tehlikeli nokta budur." şeklinde konuştu.
'BU ZENGİNLİĞİN KAYNAĞI AÇIKLANMALI'
Milletvekili Erdoğan, adaletin ilahi olduğunu ve er geç tecelli edeceğini belirterek, "Vatandaşlarımızın da şunu çok iyi görüp unutmaması lazım, 17 ve 25 Aralık'ta o para kasalarını, para sayma makinelerini ve hepsinin ötesinde bugün iktidardan yararlanan kesimlerin hepsinin yatları, katları, villaları, arabaları ve gemiciklerine bakmak lazım. Hiçbir devlet malı yoksa, haram yoksa, fakir fukara hakkı yoksa, yetim hakkı yoksa bu kadar zenginliğin kaynağını da iktidarın bize açıklaması lazım." dedi.
CİHAN