Dolandırıcılık
davasında ilk duruşmada
beraat eden eski İçişleri Bakanlarından
Rüştü Kazım Yücelen’in oğlu Ali Yücelen, isminin yıpratılmasından şikayetçi oldu.
Sahte sigara bandrolü nedeniyle
dolandırıcılık yaptıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan eski İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen’in iki oğlundan büyüğü olan Ali Yücelen, ilk duruşmada beraat etse de dava nedeniyle
mağdur olduklarını söyledi.
İlkin Dağıtım
Pazarlama şirketi aracılığıyla sigara pazarlayan Ali ve kardeşi Hakan Yücelen kardeşlerin de aralarında bulunduğu toplam 11 kişi hakkında 2005 yılında nitelikli dolandırıcılık iddiasıyla 5’er yıla kadar
hapis istemiyle dava açıldı.
Mersin Ağır
Ceza Mahkemesi’nin yetkisizlik kararı üzerine, sahte olduğu öne sürülen sigaraların
üretim yeri olduğu gerekçesiyle
İzmir’e giden
dosyaya
bakan 7’
inci Ağır ceza Mahkemesi de yetkisizlik kararı verdi. Dosya
Yargıtay’a gönderilince İzmir’in yetkisizlik kararı kaldırıldı, ama davanın açılmasının üzerinden de 5 ay geçmiş oldu.
İzmir 7’inci
Ağır Ceza Mahkemesi de yaptığı ilk duruşmada, savcılığın da görüşünü dikkate alarak tüm sanıkların beraatini oybirliğiyle kararlaştırdı. Mahkemenin gerekçeli kararını yazılması ve temyiz yoluna gidilmemesiyle beraat kararının 22
Eylül’de kesinleştiği öğrenildi.
GOOGLE’DA İSMİMİ ARATINCA SONUÇ BENİ ÜZÜYOR
Beraat kararını
ANKA’ya değerlendiren Ali Yücelen (32), şirkette sadece yüzde 5’lik payı bulunduğunu, işi kardeşi Hakan Yücelen’in (26) yürüttüğünü söyledi. Geçmişte sınavla bir özel bankanın teftiş kuruluna girdiğini ancak oradan ayrıldığını belirten Ali Yücelen, sadece soyadları nedeniyle yıpratılmak istendiklerini ve davanın böyle gündeme geldiğini vurguladı. Sahte olduğu iddia edilen sigara bandrollerinin, “Box” denilen kutularla doğrudan sigaranın üreticisi olan Philsa’dan gönderildiğini bu şirketin yazısıyla da saptanmış olmasına karşın davanın açıldığını belirten Ali Yücelen,
Ankara Üniversitesinde Siyasal Bilgiler Fakültesinde ekonomi doktorası yaptığı sırada davanın gündeme gelmesinin kendisini çok olumsuz etkilediğini söyledi. Yücelen’in açıklamaları şöyle:
“Kariyer hedefiniz var ama böyle bir şeyin birdenbire insanın karşısına çıkması çok üzücü. Doktorada tam yeterlilik aşamasına geldiğimde yaşanması insanı şok ediyor. Ne yaptım ki neyin bedelini ödüyorum diyorsunuz. Çok
şükür adalete her zaman güvendik. Canımı en çok sıkan şu oldu: Babamın
İçişleri Bakanlığı döneminde herhangi bir şekilde yapılan tasarruftur, tayindir, atamadır, başka bir şekilde yapılmış bir şey üzerine sadece bundan dolayı sadece bir atamadan dolayı bunların olması can sıkıcı. Philip Morris bu benim sigaram diyor, ama orada davanın bitmesi gerekirken yetkisizlik verildi. Kim ne derse desin 83 yıllık
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelleri çok sağlam bir yapı üzerine kurulmuştur. Eninde sonunda, bir yerden dönmezse başka bir yerden
döner haksızlık. Güzel olan bu sonuca varılması, ama kötü olan şu ki benim bilimsel makalem var
bildiri veriyorum, belki alıntı olacak bir yere, adımı girecekler
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google’a bakacak. Politikaya girmişliğim yok adım bunlara bulaştı. Her şeyde hayır vardır demek ki bu yapıyı da görmemiz gerekiyormuş. Davanın açılma nedeni gazetelerde yayınlanmasıydı.”
Haksız olarak yapılan yargılama nedeniyle idare aleyhine herhangi bir
tazminat davası açmayı düşünüp düşünmediği sorusu üzerineyse Ali yücelen, “Rüştü Kazım Yücelen’in oğlu olarak bana dava yakışmaz, davayı ancak Adalet ya da İçişleri Bakanlığına açmak gerekir. Bu da bizim
aile yapımıza uygun değil” dedi.
DAVANIN KÖKENİ YÜCELEN’İN YAPTIĞI ATAMA MI?
Öte yandan Emniyet’e yakın kaynaklar, Yücelen’in oğulları aleyhine açılan bu davanın temelinde geçmişte yapılan bir atamanın yattığını ima ediyor. Davanın, Yücelen bakanlığı sırasında, İzmir’in başarılı
Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürü Şerafettin Bural’ı
Ankara Emniyeti Organize müdürlüğüne atadığı, ancak daha sonra Bural hakkında hazırlanan istihbarat raporlarında
emniyet içinde belli bir yapılanmaya yatkın olduğu yönünde raporlar gelince kendisini görevden almasıyla ilgili olduğu öne sürülüyor. Zira
emniyet müdürü Bural daha sonra, Yücelenler’in Mersin’de sigara soruşturmasının yapıldığı dönemde Mersin KOM müdürlüğünü yürütüyordu. Bural’ın halen
yurt dışında görevli olduğu belirtiliyor.
HABER7