Mesafeli tokalaşma

''Türkiye-AB Entegrasyonunda Tarım'' konulu uluslararası konferansa katılan Erdoğan ve Baykal birbirlerine çatmadan edemedi

Mesafeli tokalaşma

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in himayelerinde Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından Grand Cevahir Oteli'nde düzenlenen ''Türkiye-AB Entegrasyonunda Tarım'' konulu uluslararası konferansa katıldı. Salona girdiğinde, konferansa katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile tokalaşan Erdoğan, daha sonra yaptığı konuşmada, konferansın çiftçiler, tarım sektörü, Türkiye ve AB için hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, şu anda salonda AB üyesi ülkelerden ve AB'nin ilgili komisyonlarından birçok misafirin bulunduğunu kaydetti. Konferansın başlığının ''Türkiye-AB Entegrasyonunda Tarım'' olduğunu hatırlatan Erdoğan, ''Tabii ki çerçeveyi de böyle çizmek durumundayım'' dedi. Erdoğan, tarımın istihdam ve GSMH içindeki payı bakımından Türkiye'nin en önemli sektörlerinden biri olduğunu dile getirerek, bu büyük sektörün AB'ye üyelik sürecinde önemli bir gündem maddesi olacağını kaydetti. AB'ye üye olabilmek için atılan adımlar ve şu andaki tarama süreci içerisinde 35 başlık altında birlik müktesebatına uyum sağlamak, standartları her alanda birlik standartlarına yükseltmek zorunluluğu bulunduğunu belirten Erdoğan, ''Burada bizi en çok zorlayacak, belki en çok vaktimizi alacak başlık tarımdır. Nitekim üye olan diğer ülkelerle de bu fasılla müzakerelerin çok uzun sürdüğünü gördük, görüyoruz'' diye konuştu. ''CANLA BAŞLA ÇALIŞILMASI GEREKİYOR'' Erdoğan, tarım sektörünün büyüklüğü dikkate alınırsa Türkiye'nin bu konuda çok daha fazla gayret sarf etmesi gerektiğini vurgulayarak, açığı kapatmak için canla başla çalışılması gerektiğini söyledi. Erdoğan, Türkiye ile AB'nin genişleme öncesi üye 15 ülkesinin 2004 yılı tarım rakamlarından örnekler vererek, şunları kaydetti: ''Ülkemizde yüzde 11,2 olan tarımın GSYH'deki payı, AB'nin genişlemeden önce yani 15 ortağının olduğu dönemde yüzde 1,6. Yine tarımın toplam istihdam içindeki payı bizde yüzde 34, AB'nin 15 üye ülkesinde yüzde 3,8. Bütün bunlara rağmen tarımın toplam ihracat içindeki payı bizde yüzde 4,1, AB'nin 15 ülkesi içinde yüzde 6. Sadece bu 3 gösterge üzerinden yaptığımız karşılaştırma bile çarpıklığı ortaya koymaya yetiyor.'' Başbakan Erdoğan, AB'ye üyelik konusunda yoğun bir gayret gösterdiklerini dile getirerek, ''Şurada bir şeyi, bir kere başından tespit etmemiz lazım. Tabii muhalefet konuşuyor, biz de dinliyoruz, dinleyeceğiz. Konuşmak hakkıdır, bizim de dinlemek görevimizdir'' dedi. AB sürecinin 1963 yılında başladığını, 3, 3,5 yıl önce başlamadığını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ta 1963'de başlayan bu yasal süreç içerisinde muhalefet birçok kez iktidar olmuştur ve AB ile ilgili acaba bu süreç içerisinde ne yapmışlar bunlar? Birçok kez koalisyon ortaklıkları içerisinde yer aldınız, reddedebilirdi, reddetseydiler. 1963'deki yasal sürecin içerisinde bizzat kendileri vardı. Övündükleri kendileri vardı. Kabul etmeseydiler. AB Türkiye'ye 'ne olur aramıza katılın' diye bir gayretin içerisinde değil. Zaten böyle bir gayret olsaydı çoktan Türkiye AB'nin içinde olurdu. Yani lütfen burada kendimizi aldatmayalım. Hamaset yapmanın da anlamı yok. Ben bütün çiftçi kardeşlerime şunu söylüyorum.Başımızı iki elimizin arasına alalım iyi düşünelim. Bakın şu anda Türkiye'nin ihracatının yüzde 64,4'ü AB üyesi ülkeleredir. Bunu bir kenara koyamazsınız. Olayı sadece 'aldığımız, alacağımız yardımlar' olarak değerlendiremezsiniz. Böyle bir entegrasyonun içerisinde neler var? Bunu iyi düşünmemiz lazım. Bunu sadece tarım olarak da değerlendiremezsiniz.'' Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin medeniyetler arası ittifak, özgürlükler, ekonominin geniş çerçevesi içerisinde ele alınması ve düşünülmesi gerektiğini vurguladı. ''HAMASET KOLAY'' Erdoğan, isim vermeden kendisinden önce konuşan Deniz Baykal'ın konuşmasını ima ederek, şöyle dedi: ''Ama böyle sığ bakarsanız, işte o zaman bugünkü hamaseti okursunuz. Bunları iyi düşünmeniz lazım. Yoksa hamaset kolay. Şu anda sayın muhalefet lideri bu ülkede 1978-1979 yıllarında enerji bakanıydı. Çiftçi kardeşim, günlerce kuyruklarda mazot beklemiyor muydunuz? Mazot bekliyordunuz. O elektrik kesintilerini falan unutmayın. Elektriklerin kesintili olduğu günleri unutmayın ama bakın nereden nerelere geldik. Şu anda Türkiye'nin böyle bir sorunu, derdi var mı? Bunları aştık. Bütün bunları çözerken bir gerçek var ortada, nedir o gerçek? Artık Türkiye ayaklarının üzerinde duruyor.'' Başbakan Erdoğan, çiftçilere ''Bakınız iktidarımızdan önce bu ülkede mazot desteği var mıydı? Yoktu. Bizim dönemimizde mazot desteği başlamıştır. Bizden önce gübre desteği var mıydı? Yoktu'' demesi üzerine salonda bulunan çiftçilerden bazıları sözlü olarak tepki gösterdi. Bu çiftçilerin ''Vardı, vardı'' sözleri üzerine Erdoğan, ''Hayır bizim dönemimizde başlamıştır'' dedi. TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİĞİ Erdoğan, şimdi kendilerinin AB yolculuğunu, ısrarlarını ve çabalarını yeterince idrak edemeyenlerin yanlış değerlendirmelerinin bulunduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bunun geçici bir heves olduğunu iddia edenler oldu, heyecanımızın azaldığını, sürecin yavaşladığını söyleyenler oldu. Bir kez daha vurgulamak isterim ki AB ile tam üyelik bize dışarıdan dayatılan bir hedef değildir. AB'ye tam üyelik Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi iradi tercihidir. Türkiye Cumhuriyeti bunu istediği için AB'ye girme mücadelesini sürdürüyor. Bu hedef cumhuriyetin kuruluş felsefesinin tabii bir uzantısıdır. Türkiye'nin evrensel siyasi ve iktisadi standartları yakalama iradesinden kaynaklanan bir tercihidir.AB hedefi milletimizin hak ettiği özgürlük ve refah ikliminin tesisine yöneliktir. Bundan dolayıdır ki hükümetimiz bu hedefin arkasında kararlılıkla durmaktadır. Duracaktır.'' TARIM SEKTÖRÜ NASIL BÜYÜDÜ? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ''tarım sektörüne verilen desteklerle''ilgili eleştirilerine karşılık, ''Sayın Baykal'ın sektörle ilgili çizdiği bu kara tabloya rağmen, nasıl oluyor da tarım sektörü 2005 sonu itibarıyla yüzde 5,6 büyüyor?'' dedi. Erdoğan, Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından Grand Cevahir Oteli'nde düzenlenen ''Türkiye-AB Entegrasyonunda Tarım'' konulu uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de tarım sektörünün içinde bulunduğu durumu anlattı. Başbakan Erdoğan, Deniz Baykal'ın konuşmasında açıkladığı bazı rakamlara değinmeden geçemeyeceğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Rakamlar maalesef uçuk. Rakamların, hakikatle yakından uzaktan alakası yok. Bakınız bir rakam verildi ki, çok ama çok çirkin. Nereden verirler bu bilgileri muhalefet liderine? Kim veriyor, nasıl veriyor anlamıyorum. Şimdi hemen Elazığ İl Tarım Müdürü ile görüştüm. Tarım müdürü bana veriyor cevabı... Sayın Baykal Elazığ'da 6 bin büyükbaş hayvandan bahsediyor. Şimdi rakamı aldım. Şu anda Elazığ'daki büyükbaş hayvan sayısı 119 bin, küçükbaş hayvan sayısı 240 bin. Olmaz böyle şey. Lütfen bunları doğru söyleyin. Her zaman nedense böyle bir haslete sahipsiniz.'' Aslında böyle bir uluslararası toplantıda bu cevapları vermek istemediğini belirterek, ''Ama beni bu cevapları vermeye mecbur bıraktınız. Çünkü burada özellikle uluslararası bir kongrede bunun olmasını istemezdim. Ancak çiftçi kardeşlerim burada yanıltılıyor'' diye konuştu. Erdoğan, çiftçilere verilen primlerle ilgili yanlış yönlendirme yapıldığını ifade ederek, ''Verilen kredilerin enflasyonla orantılı olmasından söz ediliyor. Tamam da enflasyonu siz mi düşürdünüz, biz düşürdük'' dedi. ''DOĞRU KONUŞALIM'' Bankaların geçmişte yüzde 59 faizle kredi verdiğini, şimdi ise bu oranların yüzde 7 ile 13,5'e düştüğünü kaydeden Erdoğan, ''Ziraat Bankası Genel Müdürü burada. Rakamları şimdi kendisinden aldım. Halkımızı aldatmayalım. Doğru konuşalım'' diye konuştu. 2002'de satılan traktör sayısının 6 bin civarında olduğunu, bu rakamın 2005 sonu itibarıyla 37 bine yükseldiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Nereden nereye... Biz göreve geldik, hacizli traktörlerden geçilmiyordu Türkiye'de. Ama bu ortadan kalktı'' dedi. Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde çiftçinin devlete ciddi borçları varken, bunun 1,5 katrilyon lirasının çizildiğini, diğerlerinin ise yapılandırıldığını ifade ederek, şöyle devam etti: ''Bunları bir kenara nasıl atıyorsunuz? Tarımsal ürünlerin primleri 2002'de 225 trilyondu. 2005'de 624 trilyon, bu yıl 823 trilyon. Şimdi bu para ödenmeye başladı. Tarım Bakanlığı'nın bütçesi ilk defa milli bütçe içinde üçüncü sıraya çıkıyor. Bu kadar güçlendirildi. Bu tarıma ne kadar önem verdiğimizin ayrıca ifadesidir. Hazine'den verilen destek 2002 itibarıyla 2 milyar 112 milyon dolar iken şu anda 3 milyar 109 milyon dolara çıkmış. Bu da iktidarımızda verdiğimiz destek... Nereden nereye çıktığımızı ayrıca bu çok açık, net ortaya koyuyor. Ayrıca hayvancılığa verilen destek biz göreve geldiğimizde 2002 sonu itibarıyla 85 trilyon liraydı, 2005 sonu itibarıyla bu 550 trilyona çıkarılmıştır. Sayın Baykal'ın sektörle ilgili çizdiği bu kara tabloya rağmen, nasıl oluyor da tarım sektörü 2005 sonu itibarıyla yüzde 5,6 büyüyor? Bunu anlamak mümkün değil. Bu nasıl oluyor?'' ''KÜÇÜLMEDİN, KÜÇÜLMEDİN...'' Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri üzerinde dinleyiciler arasında yer alan bir kadın katılımcının ''Biz küçüldük'' demesi üzerine de Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Küçülmedin, küçülmedin. Nasıl büyüdüğünü ayrıca göstereceğim. Şu anda sayın Baykal bazı rakamlar söyledi. Bu rakamlarla hem çiftçinin alakası var, bunun yanında asgari ücretliyle alakası var. Hanımefendi bunu bir araştırırsa çok isabetli olacak. Çünkü mutfakla bu işin çok ilgisi alakası var. 2002 sonu itibarıyla asgari ücretle 187 kilo ekmek alınıyordu, şimdi ise 320 kilo ekmek alınıyor. Artış oranı yüzde 71. Cebinizdeki paranın alım gücüne bakın.'' Dinleyiciler arasından ''para yok'' şeklindeki seslerin yükselmesi üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: ''Değerli arkadaşlar ben size vatandaşım olarak sağlanan imkanı anlatıyorum. Cebinizdeki alım gücünün artışını anlatıyorum. Kusura bakmayın mensubu olduğunuz bir siyasi parti olabileceği gibi, buna karşı benim partimi destekleyenler de var. Ne yapacağız? Asgari ücretle 2002'de 172 kilo sade makarna alınıyordu. Şimdi 337 kilo sade makarna alınıyor. Artış yüzde 96. Biz göreve geldiğimizde 69 kilo tavuk eti alınabiliyordu, bugün 144 kilo tavuk eti alınabiliyor. Yumurta... 1445 yumurta alınıyordu, şimdi 3459 yumurta alınıyor. Artış yüzde 139. Bunları arttırmak çok mümkün ama ben bunlarla böyle bir uluslararası konferansı sabote edemem. Sadece bu kadarıyla cevap vermek zorunda kalacağım. Ve kullandığım dakikalar da ortada. Aynıyla mukabelede bulunmayacağım. Çünkü o kadar ne sizin vaktiniz var, ne benim vaktim var.'' Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında bazı dinleyiciler alkışlarla destek verirken, bazılarının da sözlü tepki gösterdiği dikkat çekti.
<< Önceki Haber Mesafeli tokalaşma Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER