Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü’ne ait polisevinde basın mensupları ile bir araya gelen Bağımsız Kütahya Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal'a, İl Emniyet Müdürü Mehmet Gülnaz’ın talimatı ile kamu binası olduğu gerekçe gösterilerek, basın toplantısını kurumun dışında farklı bir yerde yapması gerektiği iletildi. Bunun üzerine Bal, basın mensupları ile polisevinden ayrılarak toplantıyı bir pastanede yaptı.

İdris Bal, 2011’de milletvekili olduktan sonra defalarca polisevinde yerel ve ulusal basın temsilcileri ile bir araya gelip canlı yayın dahi yaptığını hatırlattı. Bal, şunları söyledi: "Ben 2011’de milletvekili olduktan sonra defalarca yerel ve ulusal basınla polisevinde beraber oldum. Bunun adına ister basın açıklaması koyun ister sohbet koyun, ister istişare koyun. Ben defalarca basınla polisevinde beraber oldum. Yemek yedik, çay içtik, sohbet ettik. Hatta bir defasında yanlış hatırlamıyorsam NTV bizzat Ankara’dan gelip polisevinde canlı yayın yapmıştı. Bu sabah sizlerle beraber olmak istedik ama ben daha gelmeden sizi taciz etmeye başlamışlar, 'burada yapamazsınız, bir araya gelemezsiniz, buradaki zaten AK Parti’den de ihraç edildi' şeklinde sanki polisevleri iktidarın, AK Parti’nin malıymış gibi bir tavır sergilemişler, sizleri göndermeye çalışmışlar."

Polisevinde basın açıklaması yapamayacağının kendisine nasıl iletildiğini anlatan Bal, şunları söyledi: "Ben de arabamla geldiğimde iki polis arkadaş zannediyorum, polisevi yöneticisi olan müdür arkadaşlar geldiler. Ben de bayramlaşacaklar zannediyorum. Dediler ki bana, burası devlet kurumu, basın açıklaması yapacakmışsınız, burada yapmayın, müdürümüz öyle söylüyor dediler ve emniyet müdür yardımcısı geldi. Belli ki sayın vali ve emniyet müdürü bu arkadaşları göndermiş. Ben burada daha önce de çok basın açıklaması yapıp basın ile bir araya geldim sohbet ettim. O zaman burası devlet kurumu değildi. Ya da burası bir partinin kurumu mu şeklinde açıklayınca yani efendim emir böyle dediler. Ben de tarz olarak kavgayı gürültüyü sevmem. Elimi bir polis müdürüne BDP’lilerin yaptığı gibi kaldırmam. Ben polisi severim. Ben polis akademisinde profosörlük yaptım. Devletimi, milletimi severim. CHP ya da MHP iktidara gelirse, bu defa da AK Parti’nin vekillerine baskı yapsa, polisevini kullandırmasa iyi olur mu? Polisevi ne AK Parti’nin ne CHP’nin ne MHP’nin mülküdür. Polisevi devletin bir kurumudur. MHP Milletvekili Prof. Dr. Alim Işık da kullanabilir, ben de kullanabilirim. Legal ölçüde her türlü faaliyeti yapabilirim. Nasıl orada düğün yapılıyorsa, toplantılar yemekler veriliyorsa her şey yapılabilir. Burada emniyet müdürünün, valinin keyfine göre değil, Anayasa ve sınırları içerisinde hareket edilir. İktidara yaranmak için vali de emniyet müdürü de ellerinden geleni yapıyorlar anladığım kadarıyla."

Emniyet müdürü yeni geldiği için tanımadığını ama anladığı kadarıyla sadece Kütahya valisinin değil genel anlamda valilerin takip ettiği anlayışın tamamen partiye yaranma anlayışı olduğunu vurgulayan İdris Bal, bu anlayışın tek parti dönemini andırdığını hatırlattı. Bal, şunları ekledi: "Şu anda bir iktidar var, durmadan mağduriyeti oynuyor, tek parti dönemini kötülüyor ama şu andaki valiler aynen tek parti dönemindeki valiler gibi, AKP’nin il başkanı gibi hareket ediyor. AK Parti’ye, başbakana yaranmak için her türlü tavrı sergiliyor insanlara baskı yapıyorlar. Bunu bizzat yaşadık bugün. Ben tarz olarak sizlerin üzülmemesi için işi daha ileriye götürmedim, orada tansiyonun yükselmesini istemedim. Madem öyle istiyorsunuz deyip pastaneye geldik."

Bağımsız Kütahya Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal, kendisine karşı sergilenen tutumu Meclis gündemine taşıyacağını belirterek, "Emniyet müdürü, vali, polisevi görevlisi bilin ki bu burada kalmayacak, bunu Meclis'e de taşıyacağım ve soracağım. Polisevleri AK Parti’nin mülkü müdür? Polisler AK Parti’nin üyesi midir? Siz nasıl böylesine objektif olmayan taraf bir tavır sergiliyorsunuz?" ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin polisin üzerinden elini çekmesini isteyen Bal, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Ben defalarca toplantı yaptım, canlı yayın yaptım. O zaman yasak değildi, hukuka uygun değildi de bugün mü yasak hale geldi. Herkes haddini bilsin. Bu ülkede Anayasa Mahkemesi var, hala bu ülkede yargı var, lütfen ellerini çeksinler. Yargının üzerinden, devletin üzerinden, polisin üzerinden bu AK Parti ellerini çekmelidir. Milletimizin üzerinden ellerini çekmelidir. Din, iman sömürüsünü bir an evvel bırakmalıdır. Mağduriyet sömürüsünü bırakmalıdır. İşte polis arkadaşlara mağduriyet yaşattı. Emir vermişler, onlar da emri bize tebliğ ediyor. Kendileri de farkında o emrin doğru olmadığının. Kendileri de biliyor polisevinin AK Parti’nin malı olmadığını. Baskılardan dolayı kendilerine gelen emirden dolayı hiç de hoş olmayan bir tavır sergilemek zorunda kalıyor. Ben AK Parti’yi, Kütahya’daki valiyi, ilgilileri uyarıyorum. Tuttuğunuz yol yol değil. Bu günler geçer, sel gider geriye kumu, çakılı kalır, o zaman hesabını verirsiniz."

CİHAN