Buna rağmen
Mumcu'nun meclise girmemeyi
tercih ettiğini belirten
Yazıcıoğlu "Siyasetçi yaptığı işin bedelini yine kendisi öder" dedi.
BBP eski Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu, Kayseri'de yerel bir televizyonda katıldığı programda ilginç açıklamalar yaptı.
Sivas bağımsız
milletvekili adayı olarak
seçim çalışmalarını sürdüren Yazıcıoğlu, cumhurbaşkanlığı sürecinde
iktidar ve muhalefet partilerinin yanlış tavırlar sergileyerek Türkiye'yi bugünlere getirdiklerini ifade eti. Öncelikle
AK Parti iktidarının, 4 buçuk yıllık
görev süresi boyunca,
demokratikleşme yönünde en önemli engeller olan
seçim kanunu ve
cumhurbaşkanı seçme usullerine yönelik gerekli anayasal düzenlemeleri yapmaması nedeniyle hatalı bulduğunu belirten Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
"AK Parti'nin mağdurluk edebiyatı yapması yanlış. BBP'li
seçmenlerin de içinde bulunduğu insanlar 3
Kasım seçimlerinde oylarını, anayasal değişiklikleri yaparak demokratikleşmeyi sağlasınlar diyerek AK Parti'ye verdi. Beklenilen oldu ve yeterli çoğunlukla hükümet kuruldu. Ancak geçen süreçte demokratikleşme yönünde hiçbir çaba sarfedilmedi. Demokratikleşmenin temel parametresi olan seçim kanununu, cumhurbaşkanı seçme usullerine ilişken maddelerin hiçbirini değiştirilmedi. Olaylar böylece bugüne geldi kilitlendi. Ben azınlığın çoğunluğa tahakküm etmemesi 184 yeterli dedim. Anayasada 367 konusu maalesef var. Ana muhalefet partisi uzlaşma istediğini belirterek cumhurbaşkanını seçtirmedi. Onlarda kendi adayını, yani
Ahmet Necdet Sezer gibi birini getirmek istedi. (Onu bende istemem.) Sonuçta
cumhurbaşkanlığı seçimi kilitlendi. " dedi.
"MUMCU'YA MECLİSE GİRMESİNİ TAVSİYE ETTİM"
Muhsin Yazıcıoğlu,
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur
oylaması öncesi
Anavatan Partisi Genel Başkanı
Erkan Mumcu'nun da yanlış yaptığını dile getirdi. Mumcu ile oylama öncesi görüş alışverişi için bir araya geldiklerini hatırlatan BBP eski Genel Başkanı, "
Erkan Mumcu bu süreçte bize geldi. Nasıl hareket etmeliyiz sizce diyerek bizden
tavsiyeler istedi. Kendisine dedim ki 'Daha evvel biz 7 milletvekili ile aynı duruma düşmüştük. Bu durumdayken kerhen bir hükümet kurdurmuştuk. Senin yerinde olsam ben o meclise girerim oy vermem ve kendi adayımı da çıkarırım. Kazanma umudum olmasa bile yarışırım' dedim. Sonuçta girmeyince
CHP'nin kuyruğu olarak anılacağını, girerse de AK Parti'nin destekçisi olarak bilineceğini de anlattım. Ancak girip, kendi adayını da çıkarırsan onurlu siyasetçi olursun. Siyasetçi yaptığı işin bedelini göze almadır. Sonunda Anavatan Partisi bu duruma geldi." diye konuştu.
CHP'YE "BELA MISIN? NE İSTİYORSUN?"
Yazıcıoğlu, seçim sistemindeki yüzde 10 barajı nedeniyle CHP lideri Deniz Baykal'ın ''
Meclis milleti tam temsil etmiyor, onun için cumhurbaşkanını seçemez'' sözlerini hatırlatarak, şunları söyledi: ''
Cumhuriyet Halk Partisi
halka inanmıyor.
Cumhuriyet Halk Partisi halkın iradesine güvenmiyor. (Cumhurbaşkanını meclise seçtirmem diyor). O zaman (halk seçsin) diyorsun, (halka da seçtirmem) diyor. Sen bela mısın? Ne istiyorsun o zaman? (Benim istediğim olur, benim istemediğim olmaz) diyor. Bu
demokrasi değil ki, bu cumhuriyetçilik değil ki. Yıllardır kapalı rejimlerden istifade eden, halka kurallarını dayatarak
kene gibi yaşayan insanlar cumhuriyet adına demokrasi adına halka zulüm ediyorlar. Burada önemli olan millettir. Biz Türk milletinin değerleriyle özgür yaşamasını istiyoruz." diye konuştu.
"ADAYIMIZIN OLMADIĞI İLDE SEÇMENİN TERCİHİNE KARIŞAMAM"
Yazıcıoğlu, 22 ilde seçmenin karşısına bağımsız adaylarla çıkacaklarını anımsatarak adaylarının bulunmadığı şehirlerde seçmenlerinin tercihlerine karışmayacaklarını söyledi.
Seçmen tercihlerine etki etmeyi ilkeleri gereği uygun görmediğini belirten Yazıcıoğlu, bu şehirlerde seçmenlerinin oylarını istedikleri partilere verebileceğini kaydetti.
cihan