Mumcu, partisinin
ASKİ Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 9. Olağan Büyük Kongresinde yaptığı konuşmada, 2-3 yıl önce Anatavan Partisi'nin, ''bitti'' diyenlere, aradan geçen bu süre zarfında ''ülkenin kaderini
tayin eden bir parti olduğunu gösterdiğini'' ifade etti.
Mumcu, ''Bugün
Türkiye'de şöyle ya da böyle
demokrasi yaşatılıyorsa, halkın önüne
sandık gidecekse, bu ANAVATAN'ın eseridir'' dedi.
Anavatan Partisi'nin Meclis'te ve medyada ''yok sayılmak istendiğini, ancak bunun ne büyük gaflet olduğunun görüldüğünü'' anlatan Mumcu, ANAVATAN'ın ''kökleri her yere yayılmış ve dimdik ayakta bir
çınar olduğunu'' söyledi.
Mumcu,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bahane edilerek Anavatan Partisi'nin ''töhmet altında bırakılmak istendiğini'' öne sürerek, Türkiye'nin ''bu konuda ikiye bölündüğünü gördüklerini ve alacakları karar ne olursa olsun bunun siyasi bedeli olacağını bildiklerini'' kaydetti.
Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi konusunda uzun süredir öneride bulunduklarını hatırlatan Mumcu, ''
iktidarın bundan kaçtığını'' iddia etti. Mumcu, ''Cumhurbaşkanını halkın seçmesinden kaçtılar. Karambolden Cumhurbaşkanı çıkarmak istediler. Aday ismi bile söylemediler. Üç kişi karar verecekler ve bizden kayıtsız şartsız, bilmediğimiz bir
aday için
destek isteyecekler. Bunun adı da demokrasi olacak'' diye konuştu.
Ana
yasa değişikliğinin
referandum süresinin kısaltılmasına ilişkin yasa yasa değişikliğine de değinen Mumcu, ''Hala milletin sinirlerini geriyorlar.
Milleti kamplaştırıyorlar. Bundan karlı çıkacaklarını düşünüyorlar. İyi de kamplaşan, kutuplaşan
siyasi partiler değil, milletin kendisi'' dedi.
İzmir ve Erzurum'daki mitinglerde toplanan vatandaşların Cumhurbaşkanlığıyla ilgili düşüncelerini dile getirdiklerini belirten Mumcu, ''İzmir ile Erzurum'u birbirinden ayırmak mümkün mü?'' diye sordu.
-''ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUR''-
Mumcu, ''Eğer biz sağduyulu davranmasaydık, milletin yüzü kana bulanmıştı. Ama biz araya kendi kafamızı, benliğimizi koyduk. 'Milletin başına bela gelecekse, bizim başımıza gelsin' dedik. Ülkenin 4 yanında Cumhurbaşkanlığı seçiminden dolayı ANAVATAN'a
iftira edenler, bugün özgürce kendilerini ifade edebiliyorlarsa bunu ANAVATAN sağlamıştır. Bu,
öfke geçtikten sonra algılanacaktır. Öfkeyle kalkan zararla oturur'' diye konuştu.
''Dindar-laik'', ''Türk-
Kürt'', ''
Alevi-
Sünni'' diye kamplaşma ve ayrışmaya yaratılmak istendiğini öne süren Mumcu, ''ülkenin sürüklendiği mecrayı kimsenin görmemezlikten gelemeyeceğini'' ifade etti. ''Din de bizim,
laiklik de bizim. Devlet de bizim, millet de bizim'' diyen Mumcu, milletin inançlarının kendi devletinin ''birliğini bozacak silaha dönüşmesini istemediğini'' söyledi.
Kendileri için siyasetin bir gelecek meselesi değil, ülkeye yol açma meselesi olduğunu dile getiren Mumcu, siyasetin her zaman makam ve mevkilerle yapılmayacağını söyledi.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener'in önümüzdeki seçimde aday olmamasını örnek gösteren Mumcu, buna bir örneğin de kendisi olduğunu ifade etti.
-''MUMCU'YU GÜNAH KEÇİSİ GÖSTERMEYİN''-
Türkiye'nin güçlü bir alternatif aradığını ve bu güç birliğine ''
evet'' dediklerini, bütün fedakarlıklara razı olduklarını söylediklerini anlatan Mumcu, iki genel başkanın 5 Mayıs'ta açıkladıkları protokoldeki şartları anımsattı.
''Biz üzerimize düşeni yaptık'' diyen Mumcu, şöyle devam etti:
''Biz, 'her şey milletin gözünün önünde olsun' dedik. Muhataplardan açık bir tutum şu saate kadar gelmedi. Biz hala merkezde bütünleşmenin, siyasi merkezi yeniden inşa edecek bütünleşmelerin Türkiye'nin hayrına olduğuna inanıyoruz. Bu noktada üzerimize düşen bütün fedakarlıkları bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya hazırız. Hiç kimse
Erkan Mumcu'yu günah keçisi gibi göstermeye çalışarak, 'efendim bu da
kavga çıkarıyor, sürekli uyuşmazlık çıkarıyor' diyerek, kendi kabahatini örtmeye çalışmasın.
Buradan bütün millete ilan ediyorum, peşinde olduğum şey milletimin hak ve hukukudur. Onun için genel başkanlıktan vazgeçtim. Bizim güttüğümüz
dava kuru bir partizanlık davası değildir. Milletin bölünme, parçalanma tehditleri karşısında partimizden de vazgeçtik.
Her konuda DYP içindeki delegelere kendimizi teslim ettik. Biz birbirimize ne kadar adil olursak, millet de kendisine ne kadar adil olunacağını görecektir.
Eğer, 'mesele
Erkan Mumcu' diyen varsa, bütün Türkiye duysun, köy köy,
kahve kahve, mahalle mahalle, ev ev, meydan meydan dolaşarak bu bütünleşmenin müdafaasını yapmaya talibim. Sade bir üyelikten başka hiç bir sıfat istemiyorum. Mesele, siyasi
kariyer meselesiyse... Yemin ediyorum ki hiçbir siyasi kariyer istemeyeceğim. '
Vatan sana canım feda' derken, bunu yüreğimde hissederek söylüyorum. Bizim çocuklarımız, onurlu bir ülkenin onurlu bir vatandaşı olsunlar. Biz, bunun için varız. Üstümüzdeki formaları nasıl çatır çatır söktüğümüzü, nasıl çırılçıplak milletimizin karşısında onurlu ve dimdik durduğumuzu herkes gördü. Yine de görmek isteyenlere göstermeye hazırız. Milletimiz için benden istenen ne varsa hazırım. Bu milletin evlatlarının yürüdüğü yolun tozu, toprağı olayım. Hazırım ama benden bana ait olmayan bir hakkı istemeyin.''
Mumcu, konuşmasını ''Bize söylenen şeyin Türkçesi 'kapatın gelin.' Bu
birleşme ruhuna uyuyor mu?'' şeklinde sürdürürken, salondan tepki yükseldi. Bunun üzerine, Mumcu, tepkilere karşı çıkarak, ''Birleşme, bütünleşme amacındaki samimiyetimizi sonuna kadar göstereceğiz. Yeter ki millete bir yol açalım. Burada hiç kimsenin yuhalanmamasını, kötü sözler söylenmemesini rica ediyorum''
dedi.
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''Bu birleşmeyi millet için bir çare olmaktan çıkarıp kendileri için iktidar ortaklığına dönüştürmek isteyenlere meydan okuyorum'' dedi.
Mumcu, partisinin 9. Olağan Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmada, partisinin üstüne bir umutsuzluk dalgası yaymak isteyenler olacağını belirterek, ''Anavatan Partisi'nden iyilik görmüş kim varsa el birliği edecekler'' dedi.
Mumcu, ''kimseyi suçlamayacaklarını, bu yola kimseye güvenerek çıkmadıklarını'' ifade ederek, ''Bu birleşmeyi millet için bir çare olmaktan çıkarıp kendileri için iktidar ortaklığına dönüştürmek isteyenlere meydan okuyorum. İşte buradayım. Bütün oyunlarını bozduk. Bundan sonraki oyunlarını da bozacağız'' dedi.
Kendisinin ''olumsuzluğa rıza göstermesini kimsenin aklından bile geçirmemesi gerektiğini'' kaydeden Mumcu, ''Pazartesi akşamı aday listeleri verilecek. Bütünleşmiş bir partinin bütün teşkilatlarının kardeşçe kucaklaşarak, partinin başarısı için birlikte olmalıydı. Listede Erkan Mumcu'nun şu kadar arkadaşı var, ancak ANAVATAN yok denmesi onursuzluk olmaz mıydı? Ben böyle bir onursuzluğu kabul edemem. Oldu bittilerle, emrivakilerle bu iş olmaz'' diye konuştu.
Birleşme çalışmaları ile ilgili olarak gelinen noktada çözümün hala mümkün olduğunu belirten Mumcu, ''Anavatan Partisi dışında muhatap alınmaması gerektiğini'' belirtti. Mumcu, ''Kimseye şahsi bir husumetimiz yok'' dedi.
Mumcu, kendisinin onurlu bir mücadele verdiğini, herkesin olmaz dediği şeyi olur yapmaya çalıştığını ifade ederek, ''Biz her şeyi unutmaya, bütün kavgalara son vermeye, millet için fedakarlık yapan herkesin elini sıkmaya hazırız. Ama herkesten aynı samimiyeti beklemek de hakkımız'' diye konuştu.
Kendisini birleşmeyi bozmakla eleştirenlerin olacağını bildiğini belirten Mumcu, ''Milletimizin başı selamet olsun. Kim başbakan olursa olsun. Biz ikbalin davasında değiliz, biz izzetin davasındayız'' dedi.
Mumcu, ''insanların zihninde din mi devlet mi ayrımı yapıldığını'' öne sürerek, ''Bu millete bu kötülük nasıl yapılır. Bu, iktidar ve muhalefetin kurduğu bir tuzak. Farklı düşünceden, farklı kökenden olmak, farklı mezhepten olmak bir düşmanlık sebebi değildir'' diye konuştu.
Bir ara gözyaşlarına hakim olamayan Mumcu, konuşmasına kısa süre ara vermek zorunda kaldı. Erkan Mumcu'nun konuşması sırasında salondakiler arasında ağlayanlar olduğu da gözlendi.