Her kesimden insanla konuştum üç gün
boyunca...
Beşiktaş’ta,
Mecidiyeköy’de , Gültepe’de,
Balat’ta,
Zeytinburnu’nda... İçlerinde altı dil bilen bir şirket genel müdürü de vardı,
açlık sınırında yaşayan garibanı da...
Gördüm ki, insanların AKP’ye
oy vermesi için çeşit çeşit sebep var. Kimisi gerçekten muhalefetin dediği gibi
yardım aldıklarından oylarını AKP’ye vermiş, ki bu kesim zaten pek konuşmak istemiyor. Kimisi bir işe yerleştirildiği için, kimisi yıkılan duvarını bedelsiz
tamir ettikleri için, kimisi kömür, kimisi doğrudan her ay para yardımı aldığı için... Açık açık “Menfaat dünyası” diyenler bile çıktı. Mesela bir çifte rastladım Beşiktaş İskelesi’nde... Pek konuşmak istemediler. “İsim vermeyin, ama neden AKP’ye verdiniz oyunuzu anlatın” dedim başı bağlı hanıma... Yine de konuşmak istemedi, neyse ki MHP’ye oy veren kocası dayanamayıp, “Sana belediyede iş buldukları için oy vermedin mi?” diye araya girdi biraz sitemkâr. Hanım, biraz sıkılarak
evetledi; “Ne yapayım
Zeytinburnu Belediyesi’nde iş bulmama onlar vesile oldular” dedi. Döndüm eşine, “Peki siz niye MHP’ye oy verdiniz?” diye. Meğer onunki de pek farklı bir sebepten değilmiş: “Gümrükte malım kaldı mı, onlar kurtarıyor da ondan.”
AKP de ikiye ayrılmış: Gülcüler ve Erdoğancılar
Bir
taksi şoförü de yardım aldığını saklamadı. Üstelik yardıma ihtiyaçlarının olmadığını da söyleyerek. Evinin yıkılan duvarını AKP’liler yaptırmış. “Peki niye yardım aldınız?” diye sorduğumda, “O parayı da düğüne harcayacağım. Fena mı oldu?” diyecek kadar rahattı. Ama bu
seçmen kitlesi, konuştuğum 50 kişinin ancak onda biri eder. Yani muhalefetin dediği gibi, bu farklı galibiyetin tek sebebi yardımlar değil. Neyse ki herkes, bu kadar rahat değildi!
Dedim ya her kesimden insana rastladım üç gün boyunca... Bir şeyi fark ettim ki, AKP müthiş bir çimento bulmuş. Eski ülkücüsünden, eski Marksistine herkesten oy almayı becerebilmiş. Aslında
Meclis’e soktukları eski solcular, eski ülkücüler de bu seçmen profilinin bir yansıması zaten. Konuştuğum vatandaşlardan öğrendiğim bir şey daha var. Evet, millet asker müdahalesinden de sıkılmış, onun adına düşünen her türlü ’bir bilen’den de... Demokrasi,
özgürlük ve hoşgörü adına güzel bir sonuç da söyleyelim size, hiç de
sandık başında erkek sözü geçmiyor. Hanımlar hiç gizlemeden yanındaki,
CHP’li kocasının gözünün içine baka baka neden AKP’ye oy verdiğini anlatıyor. Yani artık öyle ailece tulum oy vakti geçmiş. Herkes inandığını sandığa yansıtıyor. Ve iki kişiden biri öyle ya da böyle AKP’ye inanıyor.
Son bir sonuç daha size; AKP’liler de ikiye ayrılmış. Hemen her konuştuğum bir isime gönderme yaptı oy verme sebeplerini sayarken. Neredeyse yarı yarıya... Bir kısmı başbakancı, hatta “Tayyip’e bayılıyorum” diyen
genç kızlara bile rastladım. Bir o kadarı ise
Abdullah Gül için AKP’ye vermiş oyunu. En büyük sebep cumhurbaşkanlığı seçimindeki
mağduriyeti, ama eklemeden de edemiyorlar; “Efendi adam, hem de çok kültürlü!”
Çünkü 5 yıl öncekinden daha çok kazanıyorum!
İsmet Tekin (39 yaşında-
Amerikan firmasında
yönetici): En önemli sebep istikrar. 2001’deki
krizde
sistem çöktü. Halk bir çıkış aradı. Dolayısıyla parti gözetmeksizin ülkenin menfaatleri gereği bütünleşmek gerekiyordu. En iyi teşkilatlanmayı AKP yaptı ki, 2002’de yüzde 34 oyla geldi. 2007’ye baktığımızda, kişi başına düşen milli gelirimiz 3 bin dolarlar seviyesinden 5.750 dolarlara çıktı. Bir de
Başbakanımızın bir tabiri var, “Eğer elinize geçen para 2002’den daha azsa bana oy vermeyin” dedi. Ben kendi adıma söyleyebilirim ki, 2002’den daha fazla para kazanıyorum. Aslında pek çok insan da öyle... Üç fakülte mezunuyum. 6 dil biliyorum. Bir Amerikan şirketinde çalışıyorum. Bir Silahlı Kuvvetler geçmişim var. Uzun yıllar subaylık yaptım. Ama yüzbaşıyken
istifa ettim. Çünkü tünelin ucunda ışık göremedim.
Laf yok, icraat var
Nazan Tekin: Ben
hizmetlerin devamı için AKP’ye oy verdim. Radyoda bir AKP’li milletvekili adayının söyleşisini dinlemiştim. AKP’nin dört senelik icraatı boyunca 1.250 köye su götürüldüğünü söyledi. Bu beni çok etkiledi açıkçası. Demek ki laf yok, icraat var. Şunu da söyleyeyim; partizanca bir tutum içinde değiliz. Belki dış görünüşümüze baktığınız zaman hemen AKP’li olduğumuz sanılabilir. Ama değiliz. Mesela geçen seçimde oyumuzu verecek parti bulamadık. Bilerek vermedik.
Kızım boşandı, AKP ona her ay maaş veriyor
Fuat Altunay (56 yaşında-
emekli): AKP bazı imkanlar sağladı bize. Kızım kocasından ayrıldı. Çocukları var. Onlara her ay belirli bir maaş veriyorlar. Erzak ve
kömür yardımı yapıyorlar. Ben SSK’dan emekliyim. Ayda 550 milyon lira maaş alıyorum, 350 milyon da kira veriyorum. Bu maaşla nasıl bakarım hepsine! Hafta ortası nohut-
pilav satıyorum.
Gönül başka parti isterdi ama olmadı işte... Biz Kırklareliyiz. Daha önce DSP’ye oy verdik. Ecevit fakir babasıydı. Biz de zengin değiliz... Bu sefer CHP’ye oy vermek isterdim ama mecbur Erdoğan’a verdim. Hiç olmazsa bize
destek çıkar dedim.
Başka bir lider var mı ki?
Erol Günay (27 yaşında-İstatistikçi): Kime vereceksiniz! Halkın içinden çıkmış başka bir lider var mı? CHP elit kesimin partisi. Hadi bizi geçtik; Avukat Ayşenur Bahçekapılı AKP milletvekili oldu, Zafer Üskül öyle,
Ertuğrul Günay da öyle... Bu insanlar dün çıkmadı ortaya. 30 yıldır siyasetin içindeler. Onlar niye AKP dedi? Biz solcu bir aileden geliyoruz. Ama artık sağ sol döneminin atlatıldığını düşünüyoruz. Hem
Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlıyız, hem de maneviyatçı duyguları içimizde taşıyoruz. Böyle bir zihniyete sahip oldukları için de AKP’ye oy verdik.
Ilımlı İslam Cumhuriyeti de olabiliriz, neden olmasın!
Seda Tabak (25 yaşında-
Vatan Gazetesi web editörü): Ben Tayyip’i çok severim. Bir kere çok zeki olduğunu düşünüyorum. Kılığıma kıyafetime karışırlar diye de kesinlikle düşünmüyorum. Çünkü bu Tayyip’in ilk
iktidarı değil. Daha önce 5 yıl başımızdaydılar. Karıştılar mı? Gayet de rahat böyle gezebiliyorum.
Namaz da kılıyorum, orucumu da tutuyorum. Etrafıma baktığım zaman hiçbir şeyin değiştiğini de görmüyorum.
Aksine şimdi daha fazla özgürlük var. Eskiden
Ramazan’da kimse yemek yemezdi dışarıda. Şimdi
İstiklal’de yürüyorsun, insanların elinde
içki kadehleri... Ayrıca biz zaten
Müslüman bir ülkeyiz. Ilımlı İslam Cumhuriyeti de olabiliriz. Benim açımdan hiç sakıncası yok.
Ee abla oy verilecek en iyi parti AKP o yüzden!
Abdurrahman Pişirici (33 yaşında-
ayakkabı boyacısı): Ben Şanlıurfalı’yım. 7 milletvekili birden çıkardı AKP bizim oradan... Ee abla zaten oy verebileceğin en iyi parti AKP. Zamanında MHP’ye de oy verdim, CHP’ye de... Ama bu sefer Tayyip Bey’e. Tayyip Bey’den başka lider yok çünkü.
Erdoğan’ı beğeniyorum
Hatice Türman (70 yaşında- beyinden emekli): AKP’ye oy verdim. AKP’yi, Başbakanımızı her bakımıyla beğeniyorum. Daha önce de onlara verdim.
5 yıl önce sıvı yağ 15 milyondu, bugün 10.5 YTL’ye aldım
Rasim Uçar (39 yaşında-güvenlikçi): Ben bir iş merkezinde güvenlik görevlisiyim. Eşim de bir iş merkezinde çaycılık yapıyor. İkimiz de ilkokul mezunuyuz, Kastamonuluyuz. 2000’li yılların başına, o kriz yıllarına dönmemek için AKP’ye verdik oyumuzu...
Allah’a
şükür kriz de yaşamadık. Önceki dönemi hatırlamak bile istemiyorum.
Dolar artışları bizi mahvetti. Bundan 5 yıl önce sıvı yağ, 15 milyon liraydı. Bugün 10.5 liraya aldım. Aradaki farkı düşünün. Eğer
koalisyon devam etseydi o yağ 30 milyon olurdu...
Hastane kuyruğu bitti
Hatime Uçar (36 yaşında-çaycı): Ben de aynen beyimin görüşündeyim. Eğitim yönünden çok faydalarını gördük. İş bulduk. Hastanede kuyruklar bitti. Çocuklarımız var, bir ayağımız
hastanede. Hayatımız kolaylaştı.
AKP’den önce ülkede güven ve istikrar yoktu
Tamer Göde (39 yaşında-
vakıf yöneticisi): AKP iktidarından önce ülkenin hali ortadaydı.
Güven ve istikrar yoktu. Önümüzü göremiyorduk. Çok tedirgin, çok huzursuzduk.
Fatma Göde (28 yaşında-pazarlama danışmanı): Her iki kesimdeki insanları da yıpratacak ve
tahrik edecek bir tutum sergilemiyor Erdoğan. Tam ortada... Bir de yapamayacağı şeyler konusunda söz vermiyor. Bu da bana güven veriyor. Kendi dini inancımıza yakın biri olması yüzünden de tabii AKP... Ayrıca mütedeyyin insanların ’
Türkiye’ye şeriat gelsin’ dertleri yok. Çünkü biz zaten kendi inancımızı özgürce yaşıyoruz...
Sırtımızda küfe değil kaldırıp atarız da!
Hasan
Arslan (Lakabı Molla Hasan-Mahmutpaşa’da gömlekçi): Daha önce de oyumu AKP’ye vermiştim. O zaman başlangıçtı. Yeniydiler... Denedim memnun kaldım. Aslında çok memnun da değilim. Çok işsizlik var. Tekstille uğraşıyorum. İşsizliği önleyemediler. Ama sıra oraya gelmiş olabilir. Haa yapamazlarsa, sırtımızda küfe değiller, kaldırıp atarız da... Önümüzdeki sene belediye seçimleri var. İş önemli, icraat önemli bizim için... Şunu da söyleyeyim,
Özal mezardan çıksa oyumu ona veririm; Erdoğan’a değil. Özal devrim yaptı bu ülkede. Tayyip onun yolundan gidiyor, Özal’ı
taklit ediyor. Eğer başarılı olursa, kalıcı olur.
Tonlarca yalana inanmadığım için...
Zafer Kurtul (38 yaşında-bankacı): Hayatım boyunca duyduğum tonlarca yalana artık inanamadığım için oy verdim AKP’ye. On yıllarca sosyal demokrat olduklarını ve bir gün iktidar olduklarında memlekete
demokrasi getireceklerini iddia edenlerin artık hiçbir inandırıcı tarafları kalmadığı için oy verdim. Çünkü zaten asıl amaçları bu tür yalanları ortaya çıkmasın diye iktidar olmamak. Toplumun bütün kesimlerini birbirine düşmanlaştırıp, birbirinden nefret ettirip, birbirlerinden korkutarak kurulu düzenin devamını sağlıyorlar.
AKP’den hiç kötü bir şey görmedik!
Mustafa Bostan (75 yaşında-emekli): Kötü bir şey görmediğimiz için oy verdik AKP’ye... Daha önce Anavatan’a vermiştim. Her işimizi kolaylaştıran, hepimize yardımcı olan bir parti gördük ilk defa. Başka kime oy verecektim?
Gül cumhurbaşkanı olsun diye...
Mürteza
Aksu (38 yaşında-esnaf): Bir önceki seçimde MHP’ye oy verdim. Ama Bahçeli ne yaptı? Ecevit’le hükümet kurdu, hakaretlere maruz kaldı. O yüzden cezalandırdım, bu kez AKP’ye verdim oyumu. Ayrıca
Baykal’ın kişisel eleştirilerinin karşısında oldum. Yok eşinin türbanıymış falan, bunlar basit şeyler. Ben öz, kendi
Osmanlı kültürüyle yaşayan bir Türkiye istiyorum. Eşinin türbanı yüzünden Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yapmadılar. Mağdur oldu. Onun için de oy verdim.
Tayyip geldi, işlerimiz açıldı
Mustafa Akyol (Alüminyum doğramacı-40 yaşında):
Tayyip Erdoğan’ı daha iyi buldum, oyumu ona verdim. Beni en çok etkileyen tarafı Türkiye’ye iyi hizmet etmesi. Eskiden işsizlik vardı. Ben alüminyum doğramacıyım. İş hiç olmazdı. Şu anda işler yoğun. Allah’a şükür çalışıyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok. AKP yokken
Refah Partisi’ne verdik oyumuzu. Babamızın zamanında da DYP’ye veriyorduk...
Erdoğan çalışıyor her yer şantiye!
Selim
Özdemir (45 yaşında nakliyeci): Tayyip Erdoğan’ın çalışkanlığını görüyoruz. Nereye gidersen git, şantiye halinde.
Anadolu’ya gidiyoruz yollar yapılıyor hep.
Sağlık hizmetleri çok yerinde. İlla ki cebimize para girmesi gerekmiyor. Türkiye huzur istiyor. Cumhuriyet mitingleriyle,
laiklik mitingleriyle olmuyor. Zaten bu oylar da bizim onlara bir tepkimizdir.
Mağdur oldukları için oyum AKP’ye
Erol Ağırman (48 yaşında-emekli):
Anayasa Mahkemesi’nin kararının hukuka aykırı olduğuna inanıyorum. Daha önceki seçimlerde de AKP’ye oy vermiştim. Değişim olsun diye... Şu anda benim hayatımda AKP’nin getirmiş olduğu hiçbir artı yok. Ama buna rağmen, AKP’ye mağdur oldukları için oy verdim.
Erdoğan sağlam adam
Mürsel Özdemir (70 yaşında-emekli): Ben Başbakan’ı sevdim... Osmanlı’nın torunu olarak, gittiği masalara yumruğunu vurdu. Onunla iftihar ediyorum. Geçen seçimlerde de aynen ona vermiştim oyumu. Ondan önce
Erbakan’a da verdim, Özal’a da verdim... Herkese verdim. Bir sola vermedim. Eskiden nakliyeciydim. Şimdi
Bağkur emeklisiyim. Ama Tayyip bize azıcık zam vermedi. Birazcık zam verse daha da çok severiz onu. Şimdi dünya Şampiyonu
Hamza Yerlikaya’yı
Sivas’tan seçtik, Meclis’e gönderdik. Ben de Sivaslı’yım. Bir de Erdoğan da
futbolcu, sporcu... Ben de güreşçiydim gençliğimde. Sporcu adam sağlam olur, evelallah. Erdoğan sağlam adam...
Menderes zamanında
Hilton Oteli yapılıyordu. Ben de askerdim. “Menderes ülkeyi sattı” dediler. İşte, gördük sonra bir sürü oteller yapıldı. Onları da hep biz kullanıyoruz. En sevdiğim arkadaşım CHP’li. Bak yanımda oturuyor. O ‘Vatanı satıyorlar” diyor. Türkiye’nin bir çakıl taşı da bir yere satılmaz. Yap-işlet-devret modeli çalışır. Tüm dünyada da bu vardır...
VATAN