Erdoğan, hem
Birleşmiş Milletler'de katıldığı toplantılarda hem de konuşmacı olarak bulunduğu konferanslarda büyük övgü alırken özgüveni ile de adından söz ettirdi.
Erdoğan'ın
New York temasları süresince ABD Başkanı George W.
Bush,
Fransa Cumhurbaşkanı Nikolas
Sarkozy,
İran Cumhurbaşkanı
Mahmud Ahmedinejad,
Almanya Başbakanı
Angela Merkel,
İtalya Başbakanı Romana Prodi,
İspanya Başbakanı
Jose Rodrigez
Zapatero, AB Dönem Başkanı ve
Portekiz Başbakanı Jose
Socrates, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon gibi dünyada söz sahibi liderlerle bir araya geldi.
Başbakan Erdoğan, görüştüğü meslektaşlarına genelde
Türkiye'nin küresel ve bölgesel barışa katkısı, AB ile ilişkiler,
Irak,
Kıbrıs ve
terör konularını anlattı. Türkiye'nin her türlü terörü kınadığını belirten Başbakan, barışın adresi olarak da eşbaşkanlığını yaptığı "Medeniyetlerarası İttifak Projesi"ni gösterdi. Hemen her konuşmasında Erdoğan, terörün dini, ırkı, vatanı olmadığı hususuna dikkat çekti. Erdoğan ayrıca
Ortadoğu sorununu da dile getirip dünya barışının bu bölgede sağlanacak huzur ile elde edileceğini söyledi.
ERDOĞAN, SÖZDE SOYKIRIM'A DESTEK OLANLARA SERT ÇIKTI
Başbakan Erdoğan, görüştüğü lider v
e devlet adamlarına Türkiye'nin BM
Güvenlik Konseyi geçici
aday üyeliği için
destek isterken bu konuda oldukça umutlu olduğunu dile getirdi. Erdoğan, Amerikalı yetkililere ve bu
ülkede yaşayan
Yahudi cemaat liderlerine sözde
Ermeni soykırım
yasa tasarısının ABD Kongresi'nden geçmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan bu konuda oldukça açık ve net ifadeler kullandı.
Başbakan, sözde Ermeni soykırım yasa tasarısının ABD Kongresi'nden geçmesi durumunda açıkça, "Bu iki ülke ilişkilerinin geleceğini zehirler" dedi. Erdoğan'ın
1915 olayları karşısında bu tavizsiz tutumuna
cevap gecikmedi ve ABD'nin sekiz eski
Dışişleri Bakanları,
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'ye
mektup göndererek tasarının durdurulmasını istedi. Türkiye'nin dış politikasının çerçevesini dile getiren Erdoğan, ABD'li yetkilileri
PKK konusunda net tavır alamaya çağırdı.
ERDOĞAN, GİTTİĞİ HER YERDE TAKDİR EDİLDİ
Başbakan Erdoğan'ın basına açık katıldığı her toplantıda övgüyle kendisinden söz edildi. ABD eski Başkanı Bill
Clinton, Erdoğan'ı panele davet ederken, "Şu anda belki de dünyanın en iyi politikacısı" diye tanımladı.
Demokrat Parti New York Senatörü
Hillary R. Clinton'da Türk
Kültür Merkezi'nin verdiği 2.
Dostluk Yemeği'nde Erdoğan'ın konuşmasını ayakta dinleyerek büyük bir saygı gösterisinde bulundu. Clinton ayrıca, Erdoğan'a, Türk-
Amerikan ilişkilerine yaptığı olumlu katkı nedeniyle de teşekkür etti.
Basın dünyasının İmparatoru olarak anılan Rupert Murdoch'ın Erdoğan'a övgüleri ise görülmeye değerdi. Erdoğan ile New York'ta üç defa bir araya gelen Murdoch, her ortamda Başbakan'ın şahsına ya da sözlerine övgüde bulundu. Coca Cola'nın Erdoğan'ın onuruna verdiği
akşam yemeğinde Murdoch, "Sayın Erdoğan, karizmatik bir lider olduğunuz kadar çokta yakışıklı bir insansınız." demesi dikkat çekti.
Ayrıca Murdoch, Bill Clinton'ın "Clinton
Küresel Girişim" tarafından organize edilen panelde Erdoğan'ın konuşmalarına atfen, "Sayın Erdoğan çok güzel söyledi. Buna canı gönülden katılıyorum." diye konuştu. Aynı panelde Başbakan'ın terörün kaynağının fakirlik ve cehalet olduğu yönündeki sözlerine Murdoch, "Erdoğan'ın dediğine dikkat çekiyorum" dedi. Bill Clinton'ın düzenlediği panelde Erdoğan'ı dinleyen Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'de Başbakan'ın konuşmasını dinlerken, "Bravo" diyerek alkış tutması gözden kaçmadı.
"KENDİNDEN EMİN BİR LİDER"
Başbakan katıldığı her toplantıda açık ve net ifadeler kullandı. PKK terör örgütünün elinde bulunan silahlar konusundaki açıklamaları anında yankı buldu. Amerikan
Dışişleri Bakanlığı Erdoğan'ın iddialarını cevapladı.
Erdoğan, terörün milleti, vatanı ve dini olmayacağını söyleyerek,
İslam ile terörü bağdaştırmaya çalışanlara da cevap vermiş oldu. Bill Clinton'ın ifadesiyle hem İran'la hem de
İsrail ile iyi ilişkilere sahip tek ülkenin lideri olan Erdoğan, bu devletlerin en yetkili isimleri ile de görüştü.
Tayyip Erdoğan, 62. Genel
Kurul Toplantıları için New York'a gelen dünya liderleri arasında en fazla ilgi odağı olmayı başaran İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile bir araya geldi. Başbakan Erdoğan bunun yanı sıra İsrail
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Tzipi Livni'yi kabul ederek Türkiye'nin Ortadoğu'da dengeleyici ülke konumunu açıkça göstermiş oldu.
Amerikan basının günlerce hedefi olan İran Cumhurbaşkanı ile bir araya gelen Erdoğan, bu ülkenin doğalgazda Türkiye'nin ikinci en önemli partneri olduğuna vurgu yaparak, dış politikada hükümetin kararlığını gösterdi. Erdoğan Amerikalı yetkililere Türkiye'nin artık uydu devlet değil ABD ile stratejik ortak olduğu mesajını verdi. Erdoğan ayrıca bu tavrı ile Amerika'nın karşı çıkmış olduğu Türkiye-İran doğalgaz
boru hattı anlaşmasının da arkasında durduğunu teyit etti.
TÜRKİYE YALNIZCA BÖLGESİYLE DEĞİL DÜNYA İLE İLGİLENİYOR
Erdoğan'ın temasları sonunda yaptığı konuşmalarda bir husus vardı ki o da Türkiye'nin yalnızca Adriyatik'ten
Çin Seddi değil artık dünya geneliyle ilgilenen bir Türkiye vizyonu çizmiş olmasıydı.
Güney Amerikalı, Afrikalı liderlerle de bir araya gelen Erdoğan, Türkiye'nin bu kıtalardaki ülkelerle ticari ve her türlü işbirliğini artırmak arzusunu dile getirdi. Rahmetli 8. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal ile başlayan dışa
açılım politikası Tayyip Erdoğan'la sınırlarını genişletmiş oldu.
ERDOĞAN'I HEM KORUMALARI HEM DE BASIN MENSUPLARI ZOR TAKİP ETTİ
New York'ta toplantıdan toplantıya koşan Erdoğan hem korumalarına hem de basın mensuplarına sıkıntılı anlar yaşattı. Programının yoğunluğu nedeniyle Erdoğan'ı takip etmekte zorlanan basın mensupları ile korumalar 6. günün sonunda yorgunluktan bitap düştü. Hemen her gün 16 saat gibi koşuşturma ile geçen günlerin ardından Erdoğan son gün Amerika'da yaşayan Türk vatandaşları ile bir araya geldi. Toplantıya katılanları dikkatle dinleyen Erdoğan, her soruya da tek tek cevap verdi.
ERDOĞANLAR KAÇAMAK YAPTI
Cuma akşamı resmi görüşmelerini tamamlayan Erdoğan, Türk Kültür Merkezi'nin Dostluk Yemeği'nden sonra
Emine Erdoğan'la el ele vererek Central Park'ta fayton keyfi yaptı. Basın mensuplarını atlattığını düşünen Erdoğan çiftini bir gazeteci görüntülemeyi başardı. Başbakan Erdoğan'ın New York'ta yaptığı baş döndürücü diplomasi trafiğinde yaşanan olumsuzluklardan biri, Başbakan'ın görüşmeleri hakkında basına yeterli bilgi verilmemesiydi.
Erdoğan'ın basına kapalı görüşmelerinin basın mensuplarına programlı bir şekilde iletilmemesi sağlıklı bilgi akışını engelledi. Erdoğan'ın özellikle Sarkozy ile görüşmesi hakkında basına yeterli bilgi verilmemesi toplantının içeriği ile ilgili spekülasyonların çıkmasına neden oldu.
Erdoğan'ın temaslarında ikinci olumsuz nokta ise, BM Genel Kurulu'nda başbakanlar düzeyinde son konuşmacı olmasıydı. Yüzden fazla Cumhurbaşkanı, Başkan ve Başbakan'ın katıldığı 62. Genel Kurul toplantılarının başbakan düzeyinde son konuşmacı Erdoğan oldu. Bu nedenle de Erdoğan'ın Genel Kurul'da yaptığı konuşmaya gerek dünya basınından gerekse delegasyon düzeyinde beklenen ilgi olmadı.
ERDOĞAN, BABACAN'A CUMHURBAŞKANLIĞI YOLUNU AÇTI
Erdoğan, İtalya Başbakanı Romano Prodi ile görüşmeye başlarken meslektaşına, "Türkiye'de Cumhurbaşkanı olmanın yolu dışişleri bakanı olmaktan geçiyor" sözleri gülüşmelere neden oldu. Bu sözler ayrıca Dışişleri Bakanı ve
Başmüzakereci Ali
Babacan'ın da yolunu açtığı yönünde esprilere neden oldu. Erdoğan'ın Prodi'ye söylediği sözler bir gazeteci tarafından Babacan'a iletildi. Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar
Zebari ile görüştükten sonra Erdoğan'ın sözlerini duyan Babacan, uzun uzun güldü.
CİHAN