Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarını değerlendirdi. Can'a göre oyunu Başbakan Erdoğan kuracak, ancak bozup bozmama Abdullah Gül'ün inisiyatifinde.
Oyunu Erdoğan kuracak, bozulmamasına Gül karar verecek
Tarzları ve bazı konularda siyaset anlayışları farklı. Ama Gül buna rağmen Erdoğan'la birlikte karar alıp birlikte çalışmaktan yana.
Hiçbir yorum yapmadan size Anayasa Mahkemesi’nin Twitter yasağını kaldıran kararından sonra iki açıklama sunmak istiyorum.
Biri Cumhurbaşkanı diğeri Başbakan.
Buyurun önce dün sabah Bakü’ye gitmeden önce basın toplantısı düzenleyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklaması:
"Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara uymak durumundayız. Ama saygı duymak zorunda değilim. Bu karara saygı duymuyorum. AYM’nin hukuk yolları tüketilmediği için bunu reddetmesi gerekirdi bu bir; ikincisi, özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Zira Twitter, YouTube ve Facebook ticari şirkettir. Bu ürünü alıp almamak herkesin tasarrufundadır. Bunun özgürlükle alakası yok. AYM’de bunca bekleyen dosya varken, iki gün önce AYM’nin direkt kendilerine başvurmak suretiyle böyle bir karar almasını ben doğrusu milli bulmuyorum."
ÖZET:
Karara saygı duymuyorum. Özgürlükle alakası yok. Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir karar almasını milli bulmuyorum.
* * *
Şimdi gelelim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önceki gün Kuveyt’te benim de aralarında bulunduğum bir grup gazeteciye yaptığı açıklamaya:
“Benim için sürpriz değil. Burada önemli olan Anayasa Mahkemesi’nin oybirliği ile aldığı karar. Kurumlara güvenmek lazım. Sonunda hukukun üstünlüğü bu memlekette ispatlanır. En yüce mahkeme Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi bir zamanlar siyasi kararlar verirdi. 17 üyenin 10’unu ben atadım. Bazı önemli kararların oybirliği ile çıkıyor olması üyelerin evrensel hukuk ve özgürlükleri esas alarak karar verdiğini gösterir ve güveni arttırır. Benim çok gurur duyduğum olaydır.”
ÖZET:
Sürpriz değil, özgürlükçü bir karar, oybirliğiyle alındı. Mahkemenin bu hale gelmesinde benim de rolüm var. Gurur duydum.
* * *
Başbakan'la Cumhurbaşkanı'nın hem üslup hem de içerik olarak bazı konularda farklı düşünüp farklı davrandıkları bilinen bir gerçek.
Başbakan herkes gibi Anayasa Mahkemesi kararını elbette eleştirebilir ama "Saygı duymuyorum" demesi, ardından evrensel hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü Anayasa Mahkemesi’ni ‘gayri millilikle’ suçlaması dikkat çekici.
Ayrıca tam da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le Başbakan Tayyip Erdoğan’ın "Cumhurbaşkanlığı meselesini konuşup beraber kararlaştıracağız" dediği bir ortamda bu ayrım ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanı ile Kuveyt’te iki defa uzun sohbet imkânı bulduktan sonra edindiğim izlenim şu:
Bir, her türlü zorluğa rağmen Gül ‘kardeşlik hukukuna’ sonuna kadar riayet ediyor.
İki, aynı hassasiyeti Erdoğan’dan da bekliyor.
Nitekim sohbetimiz sırasında konu cumhurbaşkanlığı seçimine gelince "Ben Başbakan'a o da bana sürpriz yapmaz" dedi.
Mefhumu muhalifinden bu ne anlama geliyor?
O bana sürpriz yaparsa ben de ona yaparım!
* * *
Evet tarzları ve bazı konularda siyaset anlayışları farklı. Ama Gül tüm bu farklara rağmen Erdoğan’la birlikte karar alıp birlikte çalışmaktan yana.
Birinci derecede oyun kurucu Başbakan.
Ama Abdullah Gül’ün de eğer sürpriz bir hamleyle oyun dışında bırakılmaya çalışılırsa o oyunu bozma kapasitesi var.
Dolayısıyla söylediği şu:
"Bugüne kadar oyunbozan olmadım, bundan sonra da olmam ama bir şartla: Yeni oyun planını birlikte kurarsak."
Başbakan 'birlikte kuracağız' işaretini vermiş.
Bu yüzden Cumhurbaşkanı en geç iki hafta içinde Başbakan’ın önerisini bekliyor olacak.
Başbakan cumhurbaşkanı olmak isterse Gül itiraz etmeyecek ancak başbakanlık şartıyla.
Ya da Başbakan mevcut konumunu devam ettirmek isterse Gül bu kez de yeniden Ak Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olacak.
Benim edindiğim izlenim her ikisine de açık.
Ama bu iki seçenek dışında kendisini oyun dışına itebilecek her türlü senaryoya -buna yeni sistem tartışması da dahil- bu aşamada kesinlikle kapalı.
Hangi senaryonun hayata geçeceği birkaç haftaya belli olacak.