Anadol, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''
CHP zihniyetinin,
Atatürk'ün
vefatından sonra resimlerini Türk parasından çıkardığı'' yönündeki sözlerine tepki gösterdi.
Erdoğan'ın siyasi
gündemi değiştirmek için ''para tartışmasını'' başlattığını ileri süren Anadol, ''Bundan tam 51 sene önce TBMM'de İsmet
İnönü'nün
cevap verdiği bir konuyu, siyasal anlamda züğürt kalınca, tekrar gündeme sürüp, hem gündem değiştirme, hem de CHP'ye her vesileyle saldırma amacını ortaya koydu'' dedi.
Para basmanın, ulus devletinin egemenlik hakkından kaynaklandığını, en önemli varlık nedenlerinden biri olduğunu belirten Anadol,
Cumhuriyeti kuranların, henüz
Merkez Bankası yokken, özel bir
komisyon oluşturduklarını, bu komisyonun da paralarının nasıl olacağı konusunda ilke kararı aldığını anlattı.
CHP'li Anadol, 30
Aralık 1925 tarihinde 701 sayılı yasanın çıkarıldığını, buna dayanarak 16
Mart 1926 tarihinde 3322 sayılı kararnamenin yayınlandığını ve bunun da
Türkiye Cumhuriyeti'nin
banknot özelliklerini ortaya koyduğunu söyledi. Anadol, ''Bu kararnameyle, '1, 5 ve 10 liralık banknotların ön yüzlerinde, Cumhuriyeti, musavver (resimli) bir timsal olacak. 50, 100, 500 ve 1000 liralık banknotların ön yüzlerinde ise Reis-i cumhur hazretlerinin resminin bulunması olacak' kararı alınmış'' diye konuştu.
İŞTE 'PARADAKİ' İNÖNÜ...
Atatürk vefat edince, 1925 yılında çıkan
kanuna dayanarak banknotlara İsmet İnönü'nün resminin basıldığını belirten Anadol, ''Yani İsmet Paşa,
cumhurbaşkanı olduktan sonra bir kanun çıkartarak, Atatürk'ün resmini paradan puldan kaldırmış falan değil'' dedi.
Anadol, DP'nin 1950 yılında iktidara gelmesinden sonra, CHP ve İsmet İnönü'ye saldırma amacıyla bu tartışmanın gündeme getirildiğini ifade ederek, İsmet İnönü'nün 11
Eylül 1957 tarihinde TBMM'de yaptığı konuşmayla iddialara
yanıt verdiğini söyledi. İnönü'nün sözlerini aktardıktan sonra Anadol, şöyle konuştu:
''Aradan 51 sene geçmiş... Sayın Recep
Tayyip Erdoğan, bütün haşmetiyle 'bu ne şiddet ne
celal' dedirtecek ölçüde, en yüksek tonda, bas bas bağıra bağıra, yalan yanlış bu bilgileri niye söylüyor? Sermayesiz kaldı herhalde... Ve Sayın
Recep Tayyip Erdoğan'ın iki noksanı var. Birincisi yakın geçmişle ilgili bir bilgisi yok. Bilgisi olmayınca, rahmetli Uğur Mumcu'nun dediği gibi, bilgi sahibi olmayan fikir sahibi olamaz. Yakın geçmiş bilgisi,
kahve dedikodularından ibaret. Bu söylediği para pul olayı gibi... İkinci noksanı ise çok daha vahim. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, tek parti dönemiyle, Cumhuriyet dönemiyle takıntısı var. Bilinçaltında mücadele halinde...
Bunları Sayın Erdoğan'a saldırmak için söylemiyorum. Sayın Erdoğan'ın 'İkinci Cumhuriyet Tartışmaları' adlı kitapta yer alan ve yalanlamadığı görüşleri 1993 yılında söylemiş. Diyor ki 'Türkiye Cumhuriyeti'nin 70 yıllık tarihine baktığımızda rejiminin yüz akıyla çıktığını söyleyemeyiz.' Şimdi Cumhuriyete böyle bakan, rejiminin yüz akıyla çıktığını söyleyemeyiz anlayışında olan bir politikacının paradan, puldan resim kalkmış, bu konularda konuşmaya hakkı yok.''
-''ELDİVEN GİBİ YAKIŞIYOR''-
Başbakan Erdoğan'ın geçmişte yaptığı konuşmalardan örnekler veren Anadol, ''Şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ın bağıra çağıra, şiddetle bunları söylemesi kendisine çok yakışıyor. Bir
eldiven gibi yakışıyor. Bu üslup, bu şiddet, bu celal, bu yaygara... Ama Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı'na yakışmıyor'' dedi.
Türkiye'nin dünyanın içinde bulunduğu
ekonomik bunalımdan etkilenmeye başladığı bir dönemde bu tartışmayı gündeme taşımanın ne derece ciddi olduğunu merak ettiğini belirten Anadol, tartışmanın, ülkeye hiçbir yararı olmayacağını söyledi.
AA