Ancak gelen tepkiler üzerine hep geri adım attı. Son olarak BDP dışındaki hiçbir partinin sıcak bakmadığı
genel af konusunu gündeme taşıdı. Kılıçdaroğlu,
başörtüsü sorununun çözümü,
Onur Öymen'i
istifaya çağırması konularında da 24 saat geçmeden tavır değiştirmişti.
Bugüne kadar temel sorunların çözümüne mesafeli durmasıyla eleştirilen
CHP'ye yenilik getirmesi beklenen
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin hassas sorunları konusunda birbiri ardına iddialı çıkışlar yapıyor. Ancak gelen tepkiler üzerine daha 24 saat geçmeden geri adım atıyor. Kılıçdaroğlu, son olarak memleketinde 'hayır' oyları karşısında
vaat ettiği 'genel af' ile gündeme oturdu. BDP dışındaki hiçbir partinin sıcak bakmadığı genel af konusu, '
terör örgütü PKK'nın tüm kadrolarının affedilmesi' olarak kabul ediliyor. Tunceli'de, "
Hayır deyin, toplumsal mutabakatla, kardeşçe, doğudan batıya, güneyden kuzeye, herkese, özgürce genel affın yolu açılsın." diyen CHP lideri, bu sözleri üzerine CHP Genel Sekreteri
Önder Sav başta olmak üzere partinin üst düzey yöneticilerinin tepkisini çekti.
Perşembe günü yapılan
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı'nda ele alınan bu sözler için, toplantı sonrasında 'yanlış anlaşıldı' açıklaması yapıldı. Kılıçdaroğlu da, "Af, terörün tamamen gündemden kalkmasından sonra gündeme gelebilir." diyerek, konunun gündemlerinde olmadığını ileri sürdü.
Kemal Kılıçdaroğlu, geçen yıl da yerel seçimler öncesinde Batman'da, "Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel affa '
evet' deriz." demiş, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın tepkisi üzerine sözlerini düzeltmek zorunda kalmıştı.
Türkiye'nin bir başka hassas konusu olan başörtüsü sorunu da Kemal Kılıçdaroğlu tarafından çelişkili açıklamalarla gündeme getirildi. Kılıçdaroğlu,
Radikal Gazetesi'ne verdiği röportajda "Türbanlı kızlar üniversiteye gidebilecekler mi?" sorusuna "Herkesin okumasına olanak sağlayac
ağız. Kimsenin endişesi olmasın. Biz bu sorunu çözeceğiz." cevabını vermişti. Ancak CHP lideri, bu
cevap üzerine gazetenin attığı, "Kızlar üniversiteye türbanla gidecek" manşetini yalanladı. Kılıçdaroğlu, sözlerinin gazetede yayınlanması üzerine, "Bu konuda Danıştay'ın,
Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi'nin,
Anayasa Mahkememizin yerleşmiş kararları bulunmaktadır." açıklaması yaptı.
Onur ÖYMEN'İ TUNCELİ'DE İSTİFAYA DAVET ETTİ, ANKARA'DA KORUDU
Kılıçdaroğlu, benzer bir çelişkiyi geçen yıl
Dersim isyanının kanlı şekilde bastırılmasını savunan dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'e yönelik ifadelerinde ortaya koydu. Memleketi Tunceli'de, "Onur Öymen gereğini yapmak zorundadır. Gereğini yaptığı zaman CHP'yi, CHP'li milletvekillerini, CHP'lileri rahatlatmış olacaktır." diyerek istifa çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, Ankara'ya döndüğünde, "O iş artık bitti. Bizim misyonumuz partiyi zayıflatmak değil, güçlendirmektir." diyerek ağız değiştirdi.
Kılıçdaroğlu, bir başka fikir değişikliğini
cumhurbaşkanı adaylığı konusunda yaşadı. CHP liderliğine yeni seçildiği günlerde bir sonraki seçimlerde
Köşk için kimi aday göstereceklerine yönelik soruya, "Keşke Sayın Baykal Köşk'e çıksa. Eğer o gün şartlarımız uygun olursa ve kendisi kabul ederse Köşk adayımız olur. Deniz Bey'in cumhurbaşkanı olması, Türkiye'nin çıkarlarını çok daha net, çok daha somut, topluma ve dünyaya duyurması demektir." şeklinde cevap vermişti. Önceki gün Kayseri'de aynı içerikli soruyu cevaplarken ise Baykal'dan hiç bahsetmedi. Aksine, "
Çankaya adayımız
aile yaşantısı ile örnek biri olacak." diyerek,
kaset iddialarıyla gündeme gelen Baykal'ı
adaylık için düşünmedikleri mesajını verdi.