Siyasi bedeli ne olursa olsun ulusalcı çizgide olmaktan onur duyduğunu belirten Türker, Türkiye'yi hukuksuz
demokrasi ile yöneten düzene karşı konulması gerektiğini vurgulayarak, "
Ulusalcılıktan binlerce kişimizi
Ergenekon adı altında götürseler de yılmadan Perinçek'in söylemeye devam ettiği gibi biz de söylemeye devam etmeliyiz." dedi.
Ulusal
Kanal tarafından Antalya'da düzenlenen 'Krize Çözüm Kurultayı'nda konuşan
Masum Türker, "Doğu Perinçek'e, Silivri'ye
selam gönderiyorum. Siyasal olarak bedeli ne olursa olsun, onunla ulusal çizgide bulunmaktan da onur duyduğumu belirtmek istiyorum." ifadesini kullandı.
Konuşmasında
ekonomik krizin çözümü ve nasıl
iktidar olunacağına dair iki konuya değineceğini kaydeden
Masum Türker,
Ulusal Kanal Program Yapımcısı Mehmet Akkaya'nın sözlerine atfen, "Krizi çözecek, yükselen seslere derman olacak, mevcut
AK Parti iktidarına alternatif olacak, tabiri caizse Tayyip Erdoğan'ın paçasını aşağıya alacak bir kişi bekliyor. İşte ben talibim ona." diye konuştu.
Bölünmeden solda birlik olunması yönündeki çağrıları tuzak olarak değerlendiren Türker, "Biz
halk olarak bölünmeden iktidara talip olacağız. Alternatif oluşturmada kim birliğe önderlik yapıyorsa yol onun olmalıdır, o denenmelidir." sözü ile merkez soldaki liderlik arayışına işaret etti.
Kendisini demokratik solcu, Atatürk'ün yolunda, çağdaşlıktan yana, demokrat, halkçı ve
devrimci olarak tanımlayan Türker, şunları söyledi: "Biz Türkiye'yi hukuksuz demokrasi ile idare eden düzene karşı koymalıyız. Türkan Saylan'ımızın cenazesinde yürüdüm. Ölüm döşeğinde olduğu bilinen bir
hasta kişiyi bile kamuoyunda yaptığı faaliyetlerden dolayı mahkum etmeye çalışan zihniyete karşı olmalıyız. Yoksa sen gel, hukuka göre ifade ver diye Doğu Perinçek'i çağırsanız gitmeyecek mi? Onlar daha cezaevinin adını bilmezken, o cezaevine girip çıkmış birisiydi. Onun için biz önce birlikte olmayı, birbirimizi eleştirmeyi değil, bizim yerimize bizim değerler içinde oturan kişilere alternatif olduğumuzu, olabileceğimizi anlatmalıyız. Ben buradan meydan okuyorum. Ne olursa olsun, bedeli ne olursa olsun bu iktidarı değiştirecek alternatifi yaratmak için ne lazımsa yapmalıyız."
'ERGENEKON'A RAĞMEN ULUSALCILIĞA DEVAM' MESAJI
Türkiye'nin
yabancı markaların kol gezdiği
ülke haline getirildiği iddiasında bulunan Türker, çözümün ise ulusalcılıkta olduğunu ifade etti.
Son dönemde kişilerin kendisini 'ulusalcı' olarak tanımlamasının zor hale getirilmesine karşın DSP Genel Başkanı seçildiği gün ulusalcılığa atıfta bulunduğunu kaydeden Türker, şöyle konuştu: "Ulusal bilincin olmadığı, hele hel
e devlet adamlarının, siyasilerin ulusal bilinçle düşünmediği yerlerde bütün ulusal çıkarlar bir gecede ansızın yok olur. Bu noktada bizim çok dikkatli olmamız gerekir. Ulusalcılıktan binlerce kişimizi Ergenekon adı altında götürseler de yılmadan Perinçek'in söylemeye devam ettiği gibi, biz de söylemeye devam etmeliyiz."
GÜNEYDOĞU İSRAİL'E PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
İfadeleri salonda bulunanlar tarafından sık sık alkışla kesilen Türker, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ulusal hiçbir bankamızın kapatılmasına müsaade etmemeliyiz. İçine
sermaye koyup ortak olmalıyız. Türkiye'nin ciddi
toprak reformuna ihtiyacı var. Şu anda bu toprak reformu bugünlerde parlamentoda görüşülen bir kanunla yapılıyor ama bu toprak reformu Güney
doğu'da terörü sona erdirmek için değil. Oradaki toprağın reformu
İsrail'e peşkeş çekmek için. Mayınlı arazilerin temizlenmesi işini devlet yükümlenmeli, toprağı o bölgede yaşayan ihtiyacı olan insanlara vermeli. Hiçbir ülke görülmemiştir ki sınırlarını 44 yıllığına arkasında yabancı, hem de Ortadoğu'da aktör olan İsrail devletine versin. Bu bizim bugün görüştüğümüz krizle çok yakından ilgilidir. Bizi krizle uğraştırıyorlar ki hiçbirimizin bu düşüncemizi kanunun kabul edildiği tarihlerde saatlerde söylemek, kahvede sokakta mahallede tartışmak aklımıza gelmesin."
(CİHAN)